31 Mart Etkisi

Seçimlerin bir ay sonrasındaki siyasi iklim, sonuçlardan ‘özerkleşmiş’, biraz kalıcılaşma yoluna girmiş bir ‘31 Mart etkisinden’ söz edilebileceğini gösteriyor. CHP kurmaylığı heder etmezse eğer, önümüzdeki ilk genel seçimleri, onun öncesinde yaşanabilecek anayasa değişikliği ve benzeri büyük siyasi gelişmeleri kökten şekillendirecek bir etki.

31 Mart seçimlerinin sayısal sonuçları, sonuçların neye işaret ettiği, niye bu sonuçların alındığı epey tartışıldı, tartışılmaya da devam edecek görünüyor. Sonuçlardan bağımsız düşünülemez tabii ki ancak seçimlerin üzerinden bir ay geçtikten sonraki vaziyet, seçimlerin bir ay sonrasındaki siyasi iklim, sonuçlardan ‘özerkleşmiş’, biraz kalıcılaşma yoluna girmiş bir ‘31 Mart etkisinden’ söz edilebileceğini gösteriyor. CHP kurmaylığı heder etmezse eğer, önümüzdeki ilk genel seçimleri, onun öncesinde yaşanabilecek anayasa değişikliği ve benzeri büyük siyasi gelişmeleri kökten şekillendirecek bir etki.

 

31 Mart etkisinin kendisini şimdiden gösterdiği iki yüzey var: Seçim sonrası ilk kamuoyu yoklamaları ve İYİ Parti kongresi. Seçimlerin üzerinden bir ay geçtikten sonra yapılan kamuoyu yoklamaları istikrarlı bir biçimde 31 Mart’ta alınan sonuçların 31 Mart’a, yerel seçimlere sınırlı kalmayabileceğini, bugün bir genel seçim olsa 31 Mart’takine benzer bir siyasi tablonun oluşabileceğini gösteriyor. Birkaç kamuoyu yoklaması birden, bugün bir genel seçim yapılacak olsa, CHP’nin yüzde 35 civarında bir oy alabileceğine, 31 Mart’ta olduğu gibi AK Parti’yi geride bırakıp birinci parti olabileceğine işaret ediyor. Keza, İYİ Parti’nin Türkiye’nin her yerinden, DEM’in de metropollerden CHP’ye kayan seçmenlerinin CHP’de kalabileceği, Zafer Partisi ve TİP gibi muhalefet cephesinden partilerin de küçülme eğilimlerinin devam ettiği anlaşılıyor. 

 

İYİ Parti kongresi de bir 31 Mart etkisine işaret ediyor. Akşener’in gidip Dervişoğlu’nun genel başkanlığa gelişi ne İYİ Parti kamuoyunda ne de genel kamuoyunda bir heyecan yaratmışa benziyor. Aksine, yaşanan değişim, İYİ Parti denince oluşan hâkim duygunun bir tür beklentisizlik olduğunu gösteriyor. İYİ Parti’nin kuruluş aşamasına hâkim olan AK Parti ve CHP dışında “yeni bir siyasi adres oluşsa artık” duygusu epey körelmiş belli ki. En azından bugün itibarıyla. 

 

CHP’de Toplaşma

 

31 Mart etkisinin yakın vade için işaret ettikleri açık: 31 Mart etkisi tavsamaz, süregiderse seçmenin CHP’de ‘toplaşma’ eğilimi kalıcılaşacağa benziyor. Bu da 31 Mart öncesinde CHP’ye oy vermeyen muhalefet seçmenlerinin partilerinden ve liderlerinden ayrışıp CHP’de ittifak yapması, bir tür ‘kendiliğinden CHP ittifakının’ Türkiye siyasetinin yeni sabitlerinden birisi olması demek. 31 Mart etkisi süregiderse, 2023 seçimlerinin ardından ruhunu teslim eden muhalefet partileri ittifakı CHP’de reenkarne olmuş olacak. Muhalefetin, DEM Parti hariç, CHP dışındaki odakları bir tür uyku moduna geçerken, 2017’den beri tek adam rejimine karşı akan farklı muhalefet kanalları büyük bir kanala akacak: 31 Mart etkisi sürerse olacaklar bunlar görünüyor. 31 Mart etkisi sürer de bunlar olursa, aşağı yukarı 20 senedir süren bir hikâye, AK Parti’nin Türkiye siyasetindeki rakipsizliği de kendiliğinden sona ermiş olacak. 

 

İlla olur demek zor ama CHP’nin AK Parti karşısında gerçek bir rakibe dönüşmesi, 2024-2028 arasının 2018-2023 arasından epey farklılaşmasının önünü açabilir. CHP AK Parti karşısında gerçek bir rakibe dönüşürse, Meclis siyasetinin ‘nafileliği’ azalır, devletin parti devletine dönüşmesi eğilimi yavaşlar ve AK Parti ve Erdoğan yeni anayasa tartışmasında gerçek bir müzakereye mecbur kalabilir. 

 

31 Mart Etkisini Sürdürmek İçin

 

Ancak şu açık: Gerçekleşmesi muhtemel bu ihtimallerin hiç olmazsa canlı kalabilmesi için 31 Mart etkisinin heder edilmemesi, CHP kurmaylığının 31 Mart etkisine sahip çıkması gerekiyor. Bu da bir yapılması ve yapılmaması gerekenler listesi demek. 

 

Yapılmaması gerekenlerden ilki ve daha önemlisi “haklı çıktık”, “şimdiye kadar söylediklerimizin kıymeti, doğruluğu ancak şimdi anlaşıldı” duygusuna kapılmak. CHP kurmaylığının şunu görmesinde büyük fayda var: 31 Mart’taki büyük başarı seçmenlerin eskiden eğrisini yaparken 31 Mart’ta doğruyu yapmasıyla değil, eskiden eğrisini yapan CHP’nin son zamanda biraz da olsa doğrusunu yapmaya başlamasıyla, haddizatında seçmenlerin CHP’yi doğrusunu yapmak üzere teşvik etmesiyle ilgili. Diğer deyişle, CHP kurmaylığının seçmen nihayet ayıldığı için CHP kazandı duygusundan uzak durup, seçmenin biraz çaresizlikten, biraz da gördüğü ışıktan etkilendiği için CHP’de toplaştığını görmesinde fayda var. 

 

İlkiyle bağlantılı bir başka yapılmaması gereken de şu: Seçim sonuçlarını, Cumhuriyet’i kuran CHP’ye Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının baniliğini de yapması için verilmiş bir ruhsat olarak görmek. Aksine, seçim sonuçları seçmenlerin kuruluş ve yeniden kuruluş işlerinden yorulduğunun tezahürü olarak görülse çok daha yerinde olur kanaatindeyim. İlla pozitif bir şeyin tezahürü olarak görmek gerekecekse, seçim sonuçlarını CHP’ye Cumhuriyet’in ikinci yüzyılının öncüsü ya da kolaylaştırıcısı olması için açılan bir kredi olarak görmek daha iyi olabilir. 

 

Yapılması gerekenlere gelince, zannımca evvela vaziyetin hakkınca idrak edilmesi gerekiyor. CHP kurmaylığının bilmenin ötesine geçip, idrak etmesi, sindirmesi gereken vaziyet ya da vaka şu: CHP 31 Mart seçimlerinde 400 küsur belediyeyi yönetme ehliyetini almadı, Türkiye’nin en büyük partisi oldu. Daha doğrusu, 400 küsur belediyeyi almakla kalmadı, Türkiye’nin birinci partisi oldu. Kastettiğim şu: 31 Mart seçim sonuçları CHP’den sadece iyi belediyecilik değil, Türkiye siyasetinin en büyük partisi olarak hareket etmesinin beklendiğini gösteriyor. CHP yönetiminin sözünü ettiğim vaziyetin hakkını verip vermediğinin bir ölçüsü Erdoğan’la bir sonraki görüşmenin ‘aktörlerinden’ birinin boş sandalye olmamasını sağlamak olabilir. Ya da bir sonraki 1 Mayıs’ta, ‘çıkılamayacaksa’ Taksim için çağrı yapmamak. 

 

31 Mart etkisinin heder edilmemesi için yapılabilecek diğer bir şey de Türkiye’ye yeni bir teklifte, yeni bir sözleşme önerisinde bulunmak olabilir. Artık sadece sahillerin, sadece seküler Türklerin değil, Türkiye’nin pek çok yerinin, seküler Türklerin olduğu kadar milliyetçilerin, Kürtlerin ve az da olsa muhafazakârların da oy verdiği bir parti olarak CHP, Türkiye’nin bütün bu çeşitliliğini hesaba katan bir genel teklifle, bir birlikte yaşama önerisiyle 31 Mart etkisini kalıcı kılabilir.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.