Türkiye Cumhuriyeti 100’üncü yaşına erişmekle, ikinci yüzyıla da adım atmış bulunmaktadır. Cumhuriyet’in birinci yüzyılının; siyasal, sosyal, kültürel, dinsel, etnik, hukuki, idari, iktisadi ve dış politika gibi parametreler açısından kazanımlar-kayıplar ya da başarı-başarısızlık ekseninde bir tür geçmişin muhasebesine tabi tutulması gerekmektedir. Bu gereklilik tarihsel bir sorumluluk olduğu kadar, geleceğe de, yani ikinci yüzyıla da bir projeksiyon […]