İLHAMİ GÜLER

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı Üniversite'de İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Kelam-İslam düşüncesi konularında yazdığı makaleleri İslami Araştırmalar, Türkiye Günlüğü, Doğu-Batı, Tezkire, İslamiyet gibi pek çok dergide yayımlanmıştır.

İLHAMİ GÜLER

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun oldu. Aynı Üniversite'de İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Kelam-İslam düşüncesi konularında yazdığı makaleleri İslami Araştırmalar, Türkiye Günlüğü, Doğu-Batı, Tezkire, İslamiyet gibi pek çok dergide yayımlanmıştır.

TÜM YAZILARI

Uluslararası veya ulusal düzeyde güven ve düzen sağlamak için başvurulacak kriter adalet ve hakkaniyete dayanan ve müzakere, uzlaşma, oydaşma, konsensüs, icma ve şura ile oluşturulacak hukuk ve kurumlardır. Salt güce dayanarak çıkarılan kanunlar ile dayatma yaratmak zulüm ve zorbalıktır. Başlık, insanlığın yaşarken ve kimlik oluştururken daima üzerinde olduğu iki minvali-hâli ifade eder. İkinci tutumun, birinciden […]

Anayasal Hukuk Devleti olmaktan uzaklaşarak ideoloji, dava, inanç, çağdaşlık, dindarlık, sekülerlik, vatanseverlik… gibi soyut kavramlarla “Kanun Devleti” olma yolunda yürümek, matah bir şey değildir. O zaman, toplumda “mafyalaşma”nın (yerine göre “cemaatleşme/FETÖ” olarak da okuyabilirsiniz) önü açılır. Siyaset ve Hukuk Siyaset, modern dönemlerde ve uluslararası düzlemde “realpolitik” veya Makyavelizm olarak “to be or not to be”, […]

Mitolojik veya teolojik düşünme aşamalarından felsefi-bilimsel düşünme aşamasına –Türk devriminin teşebbüs ettiği gibi- geçmenin “uzun atlama” gibi bir yolu yoktur; öncelikle “merak etme”yi öğrenmemiz gerekiyor. İslam Dünyasında “Merak/Taaccub”un Başlaması ve Bitmesi Yedinci yüzyıl ile dokuzuncu yüzyıl arasında “Teolojik Düşünme”yi (Dâhili İlimler: Kelam-Fıkıh, Tefsir, Hadis, Tasavvuf) başaran Araplar, 9-13. yüzyıllar arasında Yunanca’dan, Süryanice’den, Farsça’dan ve Hintçe’den […]

12. yüzyıldan itibaren İslam coğrafyasında düşünce, büyük oranda fiziki ve toplumsal dış dünyadan bağlarını kopararak, doğadaki morfolojileri ve toplumsal formasyonları kavramayı-kavramlaştırmayı terk ederek; kitaplar-satırlar arasında geviş getiren/cepten yiyen  metafizik, mantık ve teoloji/teosofi olarak kalmıştır. Bu tarihlerden sonra, tek tük -İbn Haldun gibi- orijinal düşünürler çıkmış olsa da, hiçbiri genel gidişatı etkileyememiştir. Türkiye’nin Başına Gelenler veya […]

Bizim aşağı yukarı bin iki yüz yıllık tarihimiz, Müslüman kitlelerin Tanrı’da ve Nas’ta yabancılaştığı bir tarihtir. Yani bizim tarihimiz dinsel bir yabancılaşmadır. Oysa Kur’an’a baktığımız zaman, tam tersine Cahiliye döneminde atalarda yabancılaşmış olan bir halkı, müşriklerin mantığını sökerek insanların düşünme kapasitesini ve vicdanlarını ayıklaştıran bir çaba olarak İslamiyet doğuyor. İslam dünyası ve düşüncesinin içine düştüğü krizin kökenleri ve muhtemel çıkış yollarına dair iki asırdır çok fazla soru […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.