M. MÜCAHİD SAĞMAN

Sosyoloji Doktora öğrencisidir. Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarında aktif görevlerde bulundu. Bir süre editörlük görevi yürüttü. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

M. MÜCAHİD SAĞMAN

Sosyoloji Doktora öğrencisidir. Çeşitli Sivil Toplum Kuruluşlarında aktif görevlerde bulundu. Bir süre editörlük görevi yürüttü. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

TÜM YAZILARI

Sanatın, mimarinin, sosyal ve kültürel alışkanlıkların, iktisadi yaşam biçiminin güdük sembolik argümanlarla bastırıldığına şahit oluyoruz. Tarihsel akışkanlıktan kopuk karar alma ve eyleme geçme süreçleri en fazla bireylerin yaşam alanlarını tehdit ediyor. Türkiye topraklarını ev yapan birçok faktörden bahsedilebilir. Fakat onu ev olmaktan çıkarıp bir çatışma alanı haline getiren saiklerin de az olduğu söylenemez. Yaşam ve […]

Türkiye’nin yaşanabilir bir ülke olmasının önündeki engeller ancak bireylerin sosyal ve hukuki haklarının ideolojik ütopyaların dışında tutulması ile aşılabilir. Ev, mekân olmanın ötesinde bir gerçekliktir ve aynı zamanda herkesin ortak katkı sunduğu, her an yeniden yaratılan bir soyut ve sivil mekanizmadır. Ev mefhumunun ne olacağına dair tartışmaları, evde yaşayan bireylerin yaşama pratikleri üzerinden değerlendirmek mümkün.¹ […]

Türkiye uzunca bir zamandır ne gelenlerin ne kalanların ne de gidenlerin huzur bulabildiği bir geçiş ülkesi konumunda. Kimsenin evi olarak göremediği bir mekânın kalıcı kültürel ve sosyal yapı inşa edebilmesi mümkün görünmemekte. Orhan Pamuk Kafamda Bir Tuhaflık romanında mekân ve onu oluşturan canlı cansız tüm öğelerle insan arasında süregelen bir ilişkiyi ele alır. Mevlüt, Rayiha’yı […]

Erdoğan’ın ‘kazandıran ekose ceket’i zamanla siyasi bir sürecin belirgin bir imgesi olarak gücü ve özgüveni temsil edebiliyor. Ama daralan ekonomik imkânlar ve halkın güçlü ülke politikası yerine kendi reel ihtiyaçlarını karşılamaya dair olağan talebi, Kılıçdaroğlu’nun mütevazı mutfağındaki herkesin sahip olabileceği bir Airfryer’e odaklanmayı icbar ediyor. Seçimler yaklaşırken toplumsal tabanın iknası için siyasi partilerin tüm kozlarını […]

Hukuk evrensel normların değil de kültürel, ekonomik veya sosyal sermayeye sahip seçkinlerin manevra alanı haline geldiğinde ‘kapatma’ eylemine sınır koyabilmek mümkün görünmemekte. Bu da zamanla toplumda tek örgütlenme biçimini ortaya çıkaracaktır; siyasal sınırların gölgesinde, ona tabi bir devlet teşkilatı olarak hareket eden seçmen kitleleri. “Çünkü nedenler ve sonuçlar konusunda yargı yürütmek çok güç bir şeydir; […]

6 Şubat depremi muhafazakâr siyaseti iktidara taşıyan “yerel yönetim başarısı” mitini de bir anlamda boşa çıkardı. Yerel dinamikler yerine merkezden dayatılan projelerin, mekânın yaşanılabilirliğinin ve sürekliliğinin bir parçası olmadığı acı bir şekilde test edilmiş oldu. Kentin geneline yayılabilecek kültürel ve estetik dokunun ekolojiye, afetlere ve sosyolojiye uyumlu olması mimari sürecin temel belirleyicisidir. 90’lı yılların başında […]

Şimdi İran’ı etkileyen süreç İslamcılık açısından yarının dünyasına dair tartışmaları canlı kılabilir. Selefi örgütlerin yaşattığı travma ve statükocu muhafazakârlığın baskısı arasında kalan genç dindarların kentin mekânsal sınırları içinde ürettikleri yeni kimlikler (belki de kimliksizlik) yarının dünyasını konuşmamızı gerektiriyor. İslamcılık tartışmalarının önemli bir kısmı Türkiye’de siyasal iktidarın laik Cumhuriyet karşısında konumlanma biçimine odaklanmakta. Haliyle mevcut iktidarın […]

17 Ağustos 1927’de evlenme teklifini reddettiği bir adam tarafından bıçaklanarak öldürülen Elsa Niyego, İstanbul Yahudilerindendi. Cinayet sonrasındaki gelişmeler, Cumhuriyet’in ‘öteki’ politikasını açığa çıkaran/derinleştiren oldukça politik bir sürecin parçası oldu. Tam 95 yıl sonra, İran’da Mahsa Emini isimli bir kadın, tıpkı Elsa gibi 22 yaşında öldürüldü. Mahsa, İran Kürtlerinden bir ailenin kızı. Onun da cenaze töreni […]

Son 100 yılın sadece siyasal söylemini domine etmekle kalmayan İslamcılık, kültürel pratikleri ve dinsel söylemi de etkilemiştir. Ortaya çıkışı itibarıyla kendine mevzi edindiği nokta geçmiş ve gelecek arasında dinamik bir çatışmayı öngördüğünden siyasalın yanında kültüre, inanca ve toplumsala temas etmek zorundadır. Bu noktada onu özgün ve önemli kılan nokta, temas ettiği dokuyu çift yönlü bir […]

Batı’ya ve Batılı değerlere karşı meydan okuyan güçlü başkan imajı içerideki tüm aksaklıkları örten bir ‘kutsal hale’ haline geliyor. İçeride konser yasaklamalar da bir meydan okuma olarak görüldüğü için muhafazakâr taban tarafından olumlu karşılanıyor. Muhalefetin öncelikle mücadele edeceği temel sorun, bu kutsal halenin yarattığı mistik kahraman imajı olacaktır. Son dönemlerin en önemli gündem maddelerinden olan […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.