MEHMET EVKURAN

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 1991 yılında mezun oldu. Millî Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen olarak çalıştı. 2000 yılında Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı’na araştırma görevlisi olarak atandı. “Ehl-i Sünnet Siyaset Düşüncesinin Yapısı ve Sorunları” başlıklı teziyle 2003 yılında doktorasını tamamladı. 2006 yılında doçent, 2012 yılında profesör unvanı aldı. Halen Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yayınlanmış kitapları, makaleleri, sempozyum ve konferanslarda sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. Kitapları arasında Sünni Paradigmayı Anlamak, Sosyal Bilimler Mantığı ve Kelam, Siyasal Kültür ve Kimlik, Ahlak Hakikat ve Kimlik-İslam Kelamında Ahlak Problemi, Çağdaş Sorunlar ve Kelâm, İslam’ın Hakikati ve Mezhep Sorunu, Ebu Hanife-Doğruyu Arayanların Önderi, 15 Temmuz Üzerine Düşünceler, İslam Kelamında Zihniyetler, Çevre Ahlâkı ve İslam sayılabilir.

MEHMET EVKURAN

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden 1991 yılında mezun oldu. Millî Eğitim Bakanlığı’nda öğretmen olarak çalıştı. 2000 yılında Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı’na araştırma görevlisi olarak atandı. “Ehl-i Sünnet Siyaset Düşüncesinin Yapısı ve Sorunları” başlıklı teziyle 2003 yılında doktorasını tamamladı. 2006 yılında doçent, 2012 yılında profesör unvanı aldı. Halen Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Kelam Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Yayınlanmış kitapları, makaleleri, sempozyum ve konferanslarda sunulmuş bildirileri bulunmaktadır. Kitapları arasında Sünni Paradigmayı Anlamak, Sosyal Bilimler Mantığı ve Kelam, Siyasal Kültür ve Kimlik, Ahlak Hakikat ve Kimlik-İslam Kelamında Ahlak Problemi, Çağdaş Sorunlar ve Kelâm, İslam’ın Hakikati ve Mezhep Sorunu, Ebu Hanife-Doğruyu Arayanların Önderi, 15 Temmuz Üzerine Düşünceler, İslam Kelamında Zihniyetler, Çevre Ahlâkı ve İslam sayılabilir.

TÜM YAZILARI

Yahudilerin en büyük hatası kendilerini diğer uluslardan ayrı tutmalarıdır. Bunu bir erdem ve kutsal bir görev saymış olmaları, üzerlerine evrensel bir nefret çekmelerine yol açmıştır. Tanrı’nın onları seçerek bildirdiği yasayı millî bir kimliğe dönüştürmeleri en büyük günahları olmuştur. Kurtuluşun bu radikal gaspı ve Tanrı’nın başka ulusların esenliği ile ilgilenmesinin imkânsız görülmesi, terörün teolojik kaynağını oluşturmuştur.

Teolojizm, medeniyet ufku için oldukça dar, fakir ve kısıtlı bir bakış sunar. Sadece kültürü değil, toplumu ve siyaseti de komik ve ucube gösteren teolojizmin aşılmasında makul, etik ve estetik bir teolojinin katkısı inkâr edilemez. Bireylerin akıl, vicdan ve kalp sağlığının korunması için bu adım atılmalıdır.

Bireyler, toplumsal ve tarihsel aidiyetler ile kendilikler inşa ederken ve güven duygusu oluştururken, bireysel yaratıcılıkları ve özgünlükleri ile de kendi kültürlerini zenginleştirirler. Bu dengenin kaybolması, sürekli gündemde tutulan ancak bir türlü gerçekleştirilemeyen güvenlikçi paradigmaların bireysel yetkinleşmeler üzerindeki baskılamalarına süreklilik sağlar. Adonis’e göre bireylerde görülen suskunluk, kabuğuna çekilme, unutma, sorunları açıkça konuşamama, bu kültürün yansımalarıdır. Şiirlerinde […]

Gittikçe güçlenen yüzeysel ve ötekileştirici muhafazakâr paradigma, sorunların kökenlerine inmeyi engellemektedir. Özellikle İslam-toplum-birey ilişkilerini doğrudan ilgilendiren teolojik problemlerin tartışılması, inşa edilen yeni muhafazakâr-dindar hassasiyetler tarafından imkânsızlaştırılmaktadır. İslam tarihinin ilk 23 yıllık risalet dönemi umutların yeşerdiği, başarıların peşi sıra geldiği, imanın ve küfrün ‘dışarıda’ açıkça gösterilebildiği ve tam da bu nedenle zihinlerin saf ve kesin olduğu […]

Dinî grupların ilahiyat hocalarının ne okutacağını, nasıl okutacağını telkin etmesi ya da tahkir amaçlı diline dolaması akıl almaz ve kabul edilemez bir manzaradır. Bilimsel ve entelektüel kazanımlarımızın yok olmasına göz yummak anlamına gelir. İlahiyat Fakülteleri’nin durumu, Türkiye ve dini düşüncedeki yerleri, İlahiyat öğretim üyelerinin görüşleri ve bunların kimi zaman geleneksel dini düşünceyle yaşadığı gerilim bazen […]

Tarikat sayesinde ya da tarikata rağmen temiz bir hayat yaşamaya çalışan dindar insanların hakları da onurları da değerlidir. Ancak İslam adına bir kötülük ve çirkinlik işlendiğinde herkesten çok Müslümanların bu konuyu onur meselesi yapıp herkesten daha hassas biçimde çözmeleri gerekmez mi? Bir tarikat şeyhinin küçük bir kız çocuğuna yönelik taciz haberleri, Türkiye’de din-siyaset ilişkilerinin çok […]

İlahiyat Fakültelerinin basitçe medresenin devamı olduğu söylenemez. Ancak aradaki farkı ‘karşıtlık’ olarak okumak da yanlıştır. İlahiyat, medresenin içine düştüğü çıkmazları ‘aşma’ çabasının bir ürünüdür.  Niçin İlahiyat? Gençlerimizin gelecekleri için kritik bir karar aşamasına girdikleri şu günlerde Üniversiteler de tanıtımlar yaparak öğrenci çekmeye çalışıyorlar. İlahiyat Fakülteleri tarafından hazırlanan tanıtımlarda güçlü akademik kadro, burs imkânları, dil öğretimi, […]

İktidar, kendi ideolojisinden kolaylıkla elde edemediği otoriterliği, radikal milliyetçi retoriklere atıfla temin etmeye çalışır. Burada aracılık yapan figür, muhafazakârlıktır. Siyasal İslamcılık ile radikal milliyetçilik arasında kalan muhafazakârlık, her ikisinin de otoriter, keskin ve dışlayıcı genlerini almakta ve politik bir mutasyon geçirmektedir. Kötülük Araçsaldır Özellikle Siyasette! Güç ve iktidar mücadelesi veren kesim ve grupların rakiplerine yönelttikleri […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.