VOLKAN ASLAN

Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Bölümü’nde 2019 yılında tamamlayan Volkan Aslan, 2011 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’nda çalışmaktadır. Aynı zamanda Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de ders vermektedir. Karşılaştırmalı Anayasa Hukukunda ve Türkiye’de Devlet Başkanının Kararname Yetkisi başlıklı kitabın yazarı olan Aslan’ın anayasa yargısı, insan hakları hukuku, olağanüstü yönetimler, COVID-19 tedbirleri, karşılaştırmalı anayasa hukuku ve hükümet sistemleri ile ilgili Türkçe ve İngilizce birçok makalesi ve kitap bölümü bulunmaktadır. University College London, the Dickson Poon School of Law, King’s College London, Max Planck Institute of Comparative Public Law and International Law gibi uluslararası kurumların katıldığı LexAtlas: COVID-19 Projesi kapsamında yazarlarından olduğu Türkiye raporu, Oxford Üniversitesi tarafından 2022 yılında yayınlanmıştır.

VOLKAN ASLAN

Doktora eğitimini İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Hukuku Bölümü’nde 2019 yılında tamamlayan Volkan Aslan, 2011 yılından bu yana İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı’nda çalışmaktadır. Aynı zamanda Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde de ders vermektedir. Karşılaştırmalı Anayasa Hukukunda ve Türkiye’de Devlet Başkanının Kararname Yetkisi başlıklı kitabın yazarı olan Aslan’ın anayasa yargısı, insan hakları hukuku, olağanüstü yönetimler, COVID-19 tedbirleri, karşılaştırmalı anayasa hukuku ve hükümet sistemleri ile ilgili Türkçe ve İngilizce birçok makalesi ve kitap bölümü bulunmaktadır. University College London, the Dickson Poon School of Law, King’s College London, Max Planck Institute of Comparative Public Law and International Law gibi uluslararası kurumların katıldığı LexAtlas: COVID-19 Projesi kapsamında yazarlarından olduğu Türkiye raporu, Oxford Üniversitesi tarafından 2022 yılında yayınlanmıştır.

TÜM YAZILARI

Türkiye’nin mevcut hukuki sorunlarının altında mevcut anayasa değil mevcut anayasaya uyulmaması ve anayasaya aykırı kanun ve uygulamaların değiştirilmemesi yolunda güçlü bir eğilimin bulunması yer almaktadır. Kutuplaşma üzerinden yürütülen siyaset sebebiyle oluşan toplumsal ayrışmanın hâkim olduğu bir yerde sağlıklı bir anayasa yapım sürecinin gerçekleşmesi mümkün değildir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, ‘üzerinde hâlihazırda birçok gedik açılmış’, Anayasamızın değiştirilemez ilkelerinden birisi olan hukuk devleti ilkesinin köküne kibrit suyu dökmüştür. Bu duruma karşı çıkması gereken siyasi irade maalesef “Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin safında yer almış” ve TBMM Genel Kurulu da Atalay’ın milletvekilliğini düşürmek suretiyle Anayasamızı bir kez daha göz göre göre çiğnemiştir.

Parlamento seçimlerine ilişkin sistem, seçim ittifakları ve benzer konularda herhangi bir değişiklik yapılmadan cumhurbaşkanı seçimi için yüzde 50+1’den vazgeçilmesi, ittifakta yer alan partilerden ziyade herhangi bir ittifak içinde yer almayan diğer partileri etkileme potansiyeline sahiptir. Üstelik cumhurbaşkanı seçimi için daha düşük bir oy oranıyla yetinilecek olması, yürütme organının meşruiyetine de zarar verecektir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarından günümüze çoğulcu, katılımcı bir anayasa yazım ve yapım süreci ülkemiz için maalesef söz konusu olmamıştır. Hatta mevcut anayasada son yıllarda yapılan değişikliklerin dahi oldukça sağlıksız, çatışmacı bir süreç içerisinde gerçekleştiğini gözlemlemekteyiz. Yine de bu süreç, Türkiye’de ne kadar köklü bir anayasacılık geleneğinin olduğunu göstermesi bakımından önemlidir.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin açık Anayasa hükmünü ihlal eden kararı için herkes istediği nitelendirmeyi yapabilir ancak bu nitelendirme her halükârda “yargısal aktivizmden” daha ağır olacaktır. Öte yandan Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararında başvurucu hakkında tespit edilen hak ihlallerinin sonlandırılmasına ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak yapılması gereken işlemleri ayrıntılı bir şekilde belirtmesi yetki sınırlarını aştığı […]

Yeni bir anayasa illa yapılacaksa, buna başlamadan önce siyasi çoğulculuğun, ifade özgürlüğünün, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ve daha nice hak ve özgürlüğün etkin bir şekilde kullanılmasını engelleyen kanunlar ile uygulama yanlışlarını düzeltmeli; kutuplaşmayı azaltmalı, çatışmacı ve tek taraflı bir anayasa değişikliği zorlamasının aksine çoğulcu bir süreci içeren uzlaşma üzerine dayalı bir anayasa değişikliği […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.