
NATO Genişlemesi: Neye Niyet Neye Kısmet?
Gerçekleşmesi durumunda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, Baltık Denizi’ni adeta bir NATO gölüne çevirerek bölgedeki NATO üyelerinin güvenlik endişelerini giderecek bir adım. Bu, Türkiye için
Gerçekleşmesi durumunda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, Baltık Denizi’ni adeta bir NATO gölüne çevirerek bölgedeki NATO üyelerinin güvenlik endişelerini giderecek bir adım. Bu, Türkiye için
Muhalefeti dar bir tabana ve mahalle duvarlarına hapseden ideolojik saplantısı yüksek bir siyasetten ne CHP’ye ne de Kılıçdaroğlu’na ekmek çıkar. ‘Erdoğan kaçacak’a bel bağlayan bir
Doğu/Batı, ilerici/gerici, yerli/yabancı ayrımlarının bu kadar güçlü olduğu bir kültürel ortamda kanonik bir okuryazarlığın yeşermesi hiç de kolay değil. Bu ayrımlar bir yandan okuryazarların zihinlerini
Devlet aygıtına egemen olan aktörler hem siyaseti, medyayı ve toplumsal kesimleri etkiliyor hem de güvenlik-yargı bürokrasisi aracılığıyla hedef kitlelere yönelik projelerin hayata geçirilmesini sağlıyor. Sağlıklı
Siyasetteki değişim gücü, toplumsal değişim arzumuz ve tecrübelerimiz ile çok ilintili. Sorunlarımızı siyah-beyaz ayrımlar şeklinde değil tüm katmanlarıyla konuşabilmemiz, müzakere edebilmemiz, aynı fikirlerde olmasak bile
Ukrayna’daki savaş son hızıyla devam ederken, milyonlarca insan bir anda mülteci olup yuvalarından koparılırken, Eurovision’a hiç olmadığı kadar büyük bir simgesel anlam yüklendi. İzlanda adına
“Kürtler Mansur Yavaş’ı destekler mi” sorusunu “daha neler” diye savuşturmak da, “Ankara seçimlerinde desteklemediler mi, bu seçimlerde de desteklerler, hem Erdoğan’ı destekleyecek değiller ya, zaten
Türkiye gerçekten bir akademik üretim patlaması yaşıyor ama en azından benim şahit olduğum son yarım yüzyılında Türkiye’de var olan sorunların hiçbiri çözülmüş değil. Bu durumu
Cumhurbaşkanı 15 Mayıs 2018 Londra seyahatinde Türkiye ekonomisinin artık farklı bir şekilde yönetileceğini açıkça dünyaya ilan etmişti. Yabancı yatırımcılar bunun kendileri için bir felaket olduğunu
Orta sınıfın krizi, tüketim bağlamında üst sınıfa yaklaşabilirken aslında üretim noktasında hep alt sınıfta olduğunu unutmasından kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede ekonomik kriz dönemleri sadece orta sınıfı
Conatus, canlı-cansız tüm sonlu varlıkların var kalma çabasıdır. Bu var kalma çabası ise bizim ve diğer varlıkların birbiriyle karşılaşmalarının imkân verdiği ölçüde devam eder. Daha
Millet İttifakı’nın adayları olarak hâlihazırda konuşulan üç isim var; Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Her üçü de Beştepe’ye çıkmak istiyor; ancak her birinin
Okumak; bu topraklarda desteklenen, hoş görülen bir etkinlik değildir. Fazla okuyor olmak hep biraz tuhaf karşılanır. Hatta patalojik bulunur. Hastalık addedilir. Bunun en önemli nedeni
Şu an toplumun bir kesimi, kıymeti kendinden menkul her türlü kurtarıcılık düşüncesine karşı çıkıyor ve bunlardan kurtulma arayışı içinde. Bu arayışın nasıl sonuçlanacağı belli değil.
Muhalefet blokunun kadın yoksulluğu konusunu, emek sömürüsünü, mobingi, haksız ücretlendirmeyi ve geçim derdini oy devşirme alanı olarak değil, bizzat bu toplumun içinden yükselen bir çığlığın
Gerçekleşmesi durumunda İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği, Baltık Denizi’ni adeta bir NATO gölüne çevirerek bölgedeki NATO üyelerinin güvenlik endişelerini giderecek bir adım. Bu, Türkiye için
Muhalefeti dar bir tabana ve mahalle duvarlarına hapseden ideolojik saplantısı yüksek bir siyasetten ne CHP’ye ne de Kılıçdaroğlu’na ekmek çıkar. ‘Erdoğan kaçacak’a bel bağlayan bir
Doğu/Batı, ilerici/gerici, yerli/yabancı ayrımlarının bu kadar güçlü olduğu bir kültürel ortamda kanonik bir okuryazarlığın yeşermesi hiç de kolay değil. Bu ayrımlar bir yandan okuryazarların zihinlerini
Devlet aygıtına egemen olan aktörler hem siyaseti, medyayı ve toplumsal kesimleri etkiliyor hem de güvenlik-yargı bürokrasisi aracılığıyla hedef kitlelere yönelik projelerin hayata geçirilmesini sağlıyor. Sağlıklı
Siyasetteki değişim gücü, toplumsal değişim arzumuz ve tecrübelerimiz ile çok ilintili. Sorunlarımızı siyah-beyaz ayrımlar şeklinde değil tüm katmanlarıyla konuşabilmemiz, müzakere edebilmemiz, aynı fikirlerde olmasak bile
Ukrayna’daki savaş son hızıyla devam ederken, milyonlarca insan bir anda mülteci olup yuvalarından koparılırken, Eurovision’a hiç olmadığı kadar büyük bir simgesel anlam yüklendi. İzlanda adına
“Kürtler Mansur Yavaş’ı destekler mi” sorusunu “daha neler” diye savuşturmak da, “Ankara seçimlerinde desteklemediler mi, bu seçimlerde de desteklerler, hem Erdoğan’ı destekleyecek değiller ya, zaten
Türkiye gerçekten bir akademik üretim patlaması yaşıyor ama en azından benim şahit olduğum son yarım yüzyılında Türkiye’de var olan sorunların hiçbiri çözülmüş değil. Bu durumu
Cumhurbaşkanı 15 Mayıs 2018 Londra seyahatinde Türkiye ekonomisinin artık farklı bir şekilde yönetileceğini açıkça dünyaya ilan etmişti. Yabancı yatırımcılar bunun kendileri için bir felaket olduğunu
Orta sınıfın krizi, tüketim bağlamında üst sınıfa yaklaşabilirken aslında üretim noktasında hep alt sınıfta olduğunu unutmasından kaynaklanmaktadır. Bu çerçevede ekonomik kriz dönemleri sadece orta sınıfı
Conatus, canlı-cansız tüm sonlu varlıkların var kalma çabasıdır. Bu var kalma çabası ise bizim ve diğer varlıkların birbiriyle karşılaşmalarının imkân verdiği ölçüde devam eder. Daha
Millet İttifakı’nın adayları olarak hâlihazırda konuşulan üç isim var; Kemal Kılıçdaroğlu, Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu. Her üçü de Beştepe’ye çıkmak istiyor; ancak her birinin
Okumak; bu topraklarda desteklenen, hoş görülen bir etkinlik değildir. Fazla okuyor olmak hep biraz tuhaf karşılanır. Hatta patalojik bulunur. Hastalık addedilir. Bunun en önemli nedeni
Şu an toplumun bir kesimi, kıymeti kendinden menkul her türlü kurtarıcılık düşüncesine karşı çıkıyor ve bunlardan kurtulma arayışı içinde. Bu arayışın nasıl sonuçlanacağı belli değil.
Muhalefet blokunun kadın yoksulluğu konusunu, emek sömürüsünü, mobingi, haksız ücretlendirmeyi ve geçim derdini oy devşirme alanı olarak değil, bizzat bu toplumun içinden yükselen bir çığlığın
© 2022 – Sitede yer alan fikirler yazara aittir ve Perspektif’in editoryal tercihlerini yansıtmayabilir. Kaynak gösterilmesi ve link verilmesi kaydıyla kısmen alıntı yapılabilir.