Demografi: Avrupa Demokrasisini Tehdit Eden Patlamaya Hazır Bomba
Anketlere göre genç Avrupalıların demokrasiyi tutarlı bir şekilde destekleme olasılığı ebeveynlerine göre çok daha düşük. Dolayısıyla asıl mesele, Avrupa’nın çok geç olmadan gençleri arasında demokrasiye olan desteği artırmak için ne yapılabileceği.
Avrupa’da demokrasi, kıta genelinde geniş ve sarsılmaz bir halk desteğine sahip temel bir değer kabul ediliyor. Bu nedenle, önümüzdeki ay yapılacak Avrupa seçimlerinde kendini göstereceği tahmin edilen aşırı sağcı dalga da geçici bir siyasi fenomen olarak görülüyor. Şüphesiz Avrupa demokrasisi zaman içinde varlığını sürdürecek ve devam edecek.
Bu masalımsı son, yani Avrupa’da demokrasinin kaçınılmazlığı hikâyesi, son derece yanlış ama bir o kadar da rahatlatıcı.
Çok sayıda anketten elde edilen veriler, Avrupa genelinde demokrasiye verilen istikrarlı desteğin hâlihazırda oldukça düşük olduğunu gösteriyor ve eğer demografi kaderse, demokrasiye kamuoyu desteği düşmeye devam edecek. Avrupa da demokratik olmayan hükümet biçimlerinin kök salmakla kalmayıp geliştiği bir dönüm noktasına ulaşacak gibi görünüyor.
Bunu Nereden Biliyoruz?
Comms Hub’ın danışmanlığını yaptığı ve Avrupa’da analiz ettiği, Açık Toplum Vakfı 2023 küresel anketine göre, 18 yaş ve üstü Almanların sadece yüzde 38’i kararlı bir biçimde demokrasiyi destekliyor. Fransa’da bu oran yüzde 27, İtalya ve Polonya’daysa yüzde 45’in altında.
Ankete katılanların tutarsız demokrasi destekçisi olarak nitelendirilebilmesi için kendilerine yöneltilen beş sorudan bir veya daha fazlasına demokratik normlara meydan okuyacak veya karşı çıkacak şekilde cevap vermiş olması gerekiyordu. Katılımcılardan biri, seçim sonuçlarını ve parlamentonun yasal yetkisini görmezden gelen güçlü bir liderin kabul edilebilir olduğu veya demokratik olmayan bir hükümetin demokrasiye tercih edilebileceği görüşünde olabilir. Demokrasinin ülkelerini yönetmek için kötü bir yol olduğunu ya da askeri yönetimin iyi bir yol olduğunu belirtmiş olabilirler. Teorik olarak, bir kişi ne kadar çok soruya tutarsız cevap verirse, demokrasiyi o kadar az destekliyor demektir.
Daha da önemlisi 2023 yılında Fransa, Almanya, İtalya ve Polonya’da ölçülen bu destek eksikliği istatistiksel bir anomali değil. 2022 yılında European Movement International için dokuz ülkede gerçekleştirdiğimiz anketler de bu desteğin yüzde 22 (Romanya’da) ile yüzde 48 (Finlandiya’da) arasında değiştiğini ortaya koyuyor. Dokuz ülkenin yedisinde (Yunanistan, İtalya, Almanya, Estonya, Polonya, Romanya ve Macaristan’da) demokrasiye tutarlı destek de yüzde 45 ya da altında.
Temel bir Avrupa değeri olarak tanımlanan demokrasinin desteklenmediği bulgusu şaşırtıcı olsa da araştırmamızda ortaya çıkan en endişe verici bulgu değil. Anketlerimizin çoğu (2023’te yaptığımız dört anketin tamamı ve 2022’de yaptığımız dokuz anketin yedisi) genç Avrupalıların demokrasiyi tutarlı bir şekilde destekleme olasılığının ebeveynlerine ve büyükanne ve büyükbabalarına göre çok daha düşük olduğunu ortaya koyuyor.
Örneğin, Almanya’da Z kuşağı ve Y kuşağının sadece yüzde 21’i demokrasiyi tutarlı bir şekilde desteklediğini söylüyor. 70 yaş ve üstündeyse bu oran yüzde 66. Polonya’da 18-29 yaş grubundaki katılımcıların sadece dörtte biri demokrasiyi tutarlı bir şekilde desteklediğini belirtiyor ki bu oran ulusal ortalamanın 17 puan altında. Fransa’da sadece yüzde 14’te kalan oran, İtalya’da yüzde 34 ve İtalya’da ileri yaşlarda olanlar demokrasiyi neredeyse iki kat daha fazla destekliyor.
Demografik Geçiş
Bu veriler, kontrol edilmediği ve düzeltilmediği takdirde durumun kıta için tehlikeli bir geleceğe işaret ettiğini gösteriyor, zira bu genç Avrupalılar yaşlanıp toplumdaki yaşlı vatandaşların yerini aldıkça (ki biz buna “demografik geçiş” diyoruz) Avrupa genelinde demokrasiye verilen destek kaçınılmaz olarak daha da düşecek, yani sonuç demokratik gerileme ve büyük olasılıkla çöküşe giderek daha fazla zemin hazırlayan bir sosyal ekosistem.
Bu demografik geçiş süreci, Avrupa demokrasisinin tam kalbinde patlamaya hazır bir saatli bombadan başka bir şey değil.
Genç Avrupalıların yaşlandıkça demokrasiyi daha fazla destekler hale gelmeleri elbette mümkün. Ancak siyasi kutuplaşma zirvedeyken ve Avrupa kurumlarına güven de dibe vurmuşken, böyle bir ihtimal var mı gerçekten? Peki ya Alfa kuşağı? Bu çocukların bugünün 18-29 yaş grubuna kıyasla daha tutarlı demokrasi destekçileri olarak yetişme ihtimali ne?
Gerçek şu ki demografik geçiş şimdilik sadece bir varsayım. Bu geçişin neden olabileceği saatli bombaysa öyle değil. Avrupa’da demokrasiye verilen tutarlı destek ne kadar azalırsa, demokratik kurallar ve normlarla sınırlanmamış güç arayışındaki demagoglar ve otoriterler tarafından içinin daha da boşaltılması olasılığının o kadar artacağı sonucuna varan oldukça basit bir öngörü.
Demografinin bir yazgı olması gerekmiyor, ancak sorun daha iyi anlaşılmadığı takdirde demokratik gerileme oldukça mümkün. Asıl mesele, Avrupa’nın çok geç olmadan gençleri arasında demokrasiye olan desteği artırmak için ne yapılabileceği.
Bu yazı Politico sitesinde yayınlanmış olup, Evrim Yaban Güçtürk tarafından Perspektif için çevrilmiştir. Yazının orijinal linki için burayı tıklayınız.