Greta Thunberg Etkisi
İklim hareketinde Greta Thunberg’in etkisi yadsınamaz. Peki bu etki nasıl anlaşılabilir veya ölçülebilir? Söylemi ve eylemleri iklim değişikliği alanında kolektif eylemleri nasıl tetikliyor? Değişime olan inancı etkiliyor mu? Sosyal bilimlerin farkı disiplinleri bu soruları sorup cevaplamaya çalışıyor.
- BARIŞ GENÇER BAYKAN
- 6 Mayıs 2022

2018 yılında 15 yaşında bir öğrenci olan Greta Thunberg, 20 Ağustos Cuma günü okula gitmeyip Skolstrejk för klimatet (İklim için okul grevi) yazılı döviziyle İsveç Parlamentosu önünde oturmaya başladı. Eyleminin üç prensibi vardı: Sponsorluk olmayacak, reklam olmayacak ve siyasi parti logosu olmayacak. İlk başta grevini üç hafta sürdürmeyi planlamıştı. 9 Eylül 2018’de yapılacak genel seçimlerde adaylara iklim krizi ile ilgili bir mesaj vermek istiyordu. Parlamento önünde dağıtmak üzere 100 adet föy hazırladı. Üzerinde şunlar yazıyordu:
“Biz çocuklar genellikle dediklerinizi değil
Yaptıklarınızı yaparız.
Ve siz yetişkinler benim geleceğimi umursamadığınız için
Ben de öyle yapıyorum.”
Greta elbette eylemine tek bir günde karar vermedi. Çevre ve iklim değişikliği üzerine farkındalığı geçmiş yıllara dayanıyordu. Aile bireyleriyle ve bilim insanlarıyla iklim değişikliği üzerine konuştu, tartıştı. İklim grevi fikrinin oluşmasında iklim değişikliğine karşı hükümetlerin eylemsizliği yanında başka bir coğrafyada gençlerin öznesi olduğu bir hareketten de ilham aldı. Greta, 2019 yılında basılan ve çeşitli konuşmalarını derleyen No One is too Small to Make a Difference (Kimse Fark Yaratamayacak Kadar Küçük Değildir) adlı kitabında, Şubat 2018’de ABD’deki bazı okullarda meydana gelen silahlı saldırıların birkaç gencin okula geri dönmeyi reddetmesine yol açmasının ardından iklim grevini düşündüğünü belirtiyor. 2017 yazında ABD’de politikacıların iklim değişikliği karşısındaki ataletini ve iklim değişikliğinin gençler üzerindeki etkilerini vurgulamak için yola çıkan genç aktivistlerin oluşturduğu Zero Hour adlı örgütlenme de Greta’nın ilham kaynaklarından biri.
Taban hareketleri dışında müesses nizam cephesinde de belirli bir ilgiye mazhar oldu Greta. 2019, 2020 ve 2021 yıllarında Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterildi. Time dergisi Greta’yı 2019’da yılın kişisi seçti. Bu unvanı alan en genç kişi oldu. Dünya Ekonomik Forumu, İngiliz Parlamentosu, Fransa Parlamentosu, ABD Kongresi ve Birleşmiş Milletler 26. Taraflar Konferansı dahil olmak üzere farklı üst düzey siyasi ve ekonomik platformlara konuşma yapmak üzere davet edildi.
Gelecek için Cumalar
Greta ve birlikte iklim grevi yaptıkları arkadaşları 8 Eylül 2018’de #FridaysForFuture (Gelecek için Cumalar) etiketiyle tüm dünyadan gençleri greve katılmaya davet etti. 15 Mart 2019’da ilk olarak düzenlenen küresel iklim grevi 125 ülkede 2.200 grev ve 1 milyon kişinin katılımıyla gerçekleşti. Daha sonraki dalgalarda ülke, grev ve katılımcı sayısı daha da arttı.
Uppsala Üniversitesi’nden siyaset bilimci Katrin Uba’ya göre Gelecek için Cumalar hareketini yenilikçi kılan şey, öğrencilerin iklim aktivizmine büyük ölçekte başlatıcı, düzenleyici ve katılımcı olarak dahil olması. Uluslararası bir araştırma ekibiyle Eylül 2019’da 19 şehirde iklim grevine katılanlarla yaptıkları ankette katılımcıların üçte birinin 19 yaş ve altında olduğunu ve tüm katılımcıların yüzde 60’nın kadın olduğunu tespit etmişler. Genç katılımcıların üçte birinin daha önce politik bir eylemde yer almadığı gözlemlenirken yetişkin katılımcılarda bu oran yüzde 10 civarında. İklim grevi için bir kere sokağa çıkan genç kitlenin bir şekilde aktif olmaya devam edeceği de vurgulanan sonuçlar arasında.
İklim hareketinde Greta Thunberg’in etkisi yadsınamaz. Peki bu etki nasıl anlaşılabilir veya ölçülebilir? Greta Thunberg’in söylemi ve eylemleri iklim değişikliği alanında kolektif eylemleri nasıl tetikliyor? Değişime olan inancı etkiliyor mu? Sosyal bilimlerin farkı disiplinleri bu soruları sorup cevaplamaya çalışıyor.
Greta’ya Aşinalık ve Eyleme Geçmek
Journal of Applied Social Psychology dergisinde 2020 yılında Sabherwal ve arkadaşlarının yayınladığı makale Greta etkisini anlamaya odaklanıyor. ABD’yi temsil edecek şekilde seçilmiş 1.303 kişi ile yapılan çalışmada Greta Thunberg etkisi veya Greta Thunberg’e aşina olmanın kolektif etkililiğe olan inanç ve kolektif eyleme katılma niyeti üzerinde etkisi olup olmadığı araştırılmış. Çalışma, 2019’da yürütülen “Amerikan Zihninde İklim Değişikliği” adlı araştırmanın bir parçası.
Kolektif etkililik, bir grubun belli bir amacı gerçekleştirmeye yönelik örgütlenmesi olarak tanımlanmış. Bunun ön koşulu olarak da değişimin mümkün olacağına dair umut belirtilmiş. Ampirik araştırmalar kolektif etkililik hakkındaki inancın bireylerin iklim değişikliği için eyleme geçme eğilimini öngördüğünü ortaya koyuyor. Greta’ya aşina olmanın tüm yaş gruplarında kolektif etkililiği artırmasıyla beraber ABD’de siyasi yelpazede kendini liberal olarak tanımlayanlar arasında aşinalık-etkililik ilişkisinin daha güçlü olduğu gözlemlenmiş. Greta gibi genç figürler kolektif eylemi teşvik edebilirler ama ortak bir siyasi ideolojiye sahip olanlarda bu ilişki kendini daha güçlü ifade ediyor.
Araştırma makalesi, kısa sürede uluslararası tanınırlık kazanan ve iklim aktivizminde öncü olan Greta’yı genç yaşı ve elit olmayan pozisyonu itibarıyla atipik bir lider olarak değerlendiriyor. Araştırmacılar Greta’ya aşinalığın özellikle genç gruplarda kolektif etkililiği artıracağı hipoteziyle yola çıkmışlar ama tüm yaş gruplarında bu ilişkiyi gözlemlemişler. Greta’ya aşinalığın içeriği (örneğin Greta’nın konuşmalarına mı hakkındaki haberlere mi dikkat gösterildiği) ve sıklığının araştırmada ölçülemeyen faktörlerden olduğunu not düşelim. Katılımcılar genel olarak iklim değişikliği tartışmalarına Greta’yı da içerecek şekilde aşina olabilirler veya medyada iklim krizi haberleriyle ilgileniyor olabilirler.
“Umutlu, Zararsız ve Cesur Aktivistler”
Jessica K. Taft’ın 2020’de Girlhood Studies dergisinde yayımlanan makalesinde tarihsel olarak genç kız aktivizminin anaakım medyada görünür olmadığı, son 10 yılda ise bu eğilimin değişime uğrayarak tanınmamış bir siyasi güçten kutlanan kültürel figürlere dönüştüğünü belirtiyor. Örnek olarak geleneksel ve sosyal medyada sıkça yer alan üç aktivist genç kız veriliyor. Silah satışının kısıtlanması için mücadele veren Emma Gonzalez, kızların eğitimi için mücadele veren Malala Yousafzai ve iklim protestocusu Greta Thunberg. Bu aktivistlerin umutlu, zararsız ve cesur olarak tanımlanması daha geniş siyasi, ekonomik ve ekolojik bağlamlardan kopartılıp genç kızlara ve onlarla ilgili olumlu hislerimize yoğunlaşılmasına yol açabiliyor. Bu betimleme depolitizasyonu getirebiliyor ve genç aktivistlerin sanatçılar veya sporcular gibi ilham veren figürlere dönüşmesine neden olabiliyor.
Greta’nın anlatısının bir parçası da Asperger sendromu. 2021 yılında Communication, Culture and Critique dergisinde Ryalls ve Mazzarella tarafından Greta Thunberg’in medya temsiline dair yapılan çalışmada, Greta’nın Asperger sendromunu bir süper güç olarak sunmasının ilerici bir potansiyel içerdiği belirtiliyor. Öte yandan “beyazlığı” ve yaşını ön plana koymanın ise onu iklim hareketinin ikonik sesi haline getirirken iklim değişikliğini durdurmak için kolektif eyleme olan ihtiyacı azaltma potansiyelinden bahsediyor. Araştırmalar medyada otizmli bireyler ile ilgili temsilin genelde olumsuz olduğunu, bunun istisnasının bireyin olağanüstü bir yeteneği veya dahilik derecesinde bir entelektüel kapasitesinin bulunması olduğunu belirtiyor.
Greta’ya Yönelik Saldırılar
Bütün bu süreçte, nefret kampanyalarının ve komplo teorilerinin Greta’yı hedef alması da gecikmedi. Greta’nın uluslararası politik bir figüre dönüşmesi muhafazakâr ve aşırı sağcı erkek siyasetçilerin saldırılarını da beraberinde getirdi. Yaşı, cinsiyeti ve hastalığı vurgulanarak kendisine ağır hakaretler edildi. “Sorunlu mesih”, “ekolojinin Justin Bieber’ı”, “akıl hastası İsveçli çocuk”, “iklim kilisesinin simgesi” Greta için kullanılan bazı ifadeler.
Trump yönetimi de Greta’yı hedef almaktan geri durmadı. Donald Trump bir tweet’inde Greta’nın öfke yönetimi problemi üzerine çalışması gerektiğini söyledi. Hazine Bakanı Steven Mnuchin ise Greta’ya yatırımcılara ders vermeden önce gidip ekonomi çalışmasını önermişti. Greta’nın Amazon’da yaşayan iki yerlinin öldürülmesini kınaması üzerine, Brezilya Başkanı Bolsonaro medyanın onun gibi bir “veledi” ciddiye almasının ve ona yer vermesinin etkileyici olduğunu söyledi. Fransız aşırı sağcı milletvekilleri genç aktiviste “kıyamet gurusu” lakabını takarak Greta’nın Fransız Parlamentosu’ndaki konuşmasını boykot etti. Aynı şekilde Almanya ve Kanada’da da aşırı sağcı politikacılar Greta’ya, temsil ettiği değerlere ve iklim hareketine yönelik nefret söylemlerinde bulundular. Şubat 2021’de Hindistan’da grev yapan çiftçilere destek verdiği için Hindu milliyetçileri Greta’nın posterlerini ateşe verdi, Delhi polisi genç aktivist hakkında din ve ırk temelinde farklı gruplar arasında düşmanlığı teşvik ettiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.
İklim aktivizmi Greta ile başlamadı ama onunla başka bir boyut kazandı. Greta, gençlerin iklim grevleri aracılığıyla aktif olarak sahaya inmelerini kolaylaştırıcı bir rol üstlendi. Geçmiş toplumsal hareketlerin deneyimleri ışığında günümüzde iklim değişikliğinden etkilenen genç kuşakların sözcüsü oldu. İklim politikalarına yön vermesi gereken bilimsel çalışmaları da her zaman odağında tutması etkisini artırdı. İklim krizine müdahale etmek isteyen birçok taban hareketine dolaylı veya dolaysız etki yarattı. Greta şahsında iklim krizi etrafında politize olan bir kuşağı izlemeye devam edeceğiz.
En son çıkan yazılardan anında haberdar olmak için bizi @PerspektifOn twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.

BARIŞ GENÇER BAYKAN
