Hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun ve 2007 Özbudun Anayasa Taslağı Süreci – 1
Öncelikle hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’a Allah’tan rahmet, sevgili eşi Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’a, yakınlarına, tüm öğrencilerine ve hukuk camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’un vefatını öğrendiğim anda önce 1979 ve 1980 yıllarında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıfında iki yıl üst üste Anayasa Hukuku dersini aldığım zamanlar, akabinde ise başından sonuna içinde bulunmaktan büyük bir gurur duyduğum, 2007 ve izleyen yıllarda çok tartışılan “Özbudun Anayasası” taslağı süreci geldi. Bu vesile ile bu süreci yazmak istedim
- M. EMİN ZARARSIZ
- 3 Kasım 2023

1 Kasım 2023 Çarşamba günü Sayın Serap Yazıcı Özbudun’un mesajı ile hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’un vefatını öğrendim. Kıymetli sınıf arkadaşım Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun kendi ifadeleri ile çok değerli ustasını, kıymetli hocasını, gönlünün sultanını, can yoldaşını, biricik eşini kaybetmişti. Binlerce öğrencisi ve yetiştirdiği yüzlerce akademisyen (bilim insanı) hocalarını; Anayasa Hukuku ve Siyaset Bilimi ve camiası yeri doldurulamayacak uluslararası bilinirliği bulunan bir bilim insanını, Türkiye hukuk camiası ise dev bir çınarını kaybetmişti.
Binlerce öğrencisinden biri olma bahtiyarlığına eriştiğim hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’u 1 Kasım 2023 Çarşamba günü Ankara Kocatepe Camii’nde öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazından sonra Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda ebedi istirahatgâhına tevdi eyledik.
Öncelikle hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’a Allah’tan rahmet, sevgili eşi Prof. Dr. Serap Yazıcı Özbudun’a, yakınlarına, tüm öğrencilerine ve hukuk camiasına başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’un vefatını öğrendiğim anda önce 1979 ve 1980 yıllarında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi birinci sınıfında iki yıl üst üste Anayasa Hukuku dersini aldığım zamanlar, akabinde ise başından sonuna içinde bulunmaktan büyük bir gurur duyduğum, 2007 ve izleyen yıllarda çok tartışılan “Özbudun Anayasası” taslağı süreci geldi. Bu vesile ile bu süreci yazmak istedim. Gerek Kocatepe Camii’nde gerekse Karşıyaka Mezarlığı’nda Prof. Dr. Ergun Özbudun’a vefasını gösteren kıymetli dostum Anayasa Mahkemesi Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan’ı görüp bu düşüncemi paylaştığımda, “bu bir vefadır” diyerek cesaretlendirmesi üzerine de yazmaya karar verdim.
Önce hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’u tanıma sürecime ilişkin kısaca bilgi verdikten sonra ‘Özbudun Anayasa Taslağı’ sürecine ilişkin bilgiler arz edeceğim.
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne 1979 yılında kaydoldum. O dönemde yürürlükte olan mevzuata göre birinci sınıf baraj olup tek dersten dahi kalınsa üst sınıfa geçilemiyordu. Buna karşılık tüm dersler değil sadece kalınan dersler ertesi yıl alınıyordu. Ben de Prof. Dr. Ergun Özbudun’dan aldığım Anayasa Hukuku ve Doç. Dr. Ahmet Gökdere’den aldığım İktisat (Makro) derslerinden kaldım. Tek dersten kalanlar için tek ders telafi sınavı yapılıyordu. Ancak ben iki dersten kaldığım için telafi sınavına girme hakkı da edinemedim. Dolayısıyla ertesi öğretim yılında (1980-1981) sadece Anayasa Hukuku ve İktisat (Makro) derslerini tekrar aldım. Anayasa Hukukunu yine Prof. Dr. Ergun Özbudun’dan ancak İktisat (Makro) dersini ise Prof. Dr. Nahit Töre’den aldım. Dolayısıyla Prof. Dr. Ergun Özbudun’dan iki kez Anayasa Hukuku dersini alma bahtiyarlığını yaşadım. Ayrıca bir yıl kaybetmiş olduğumdan 1980 yılında kaydolan öğrenciler ile sınıf arkadaşı olmuş idim. Bunlardan biri de amfinin hep ön sırasında ve ön sıranın da hemen hemen ortasında oturarak ders dinleyen, soru sormaktan ve yorum yapmaktan çekinmeyen Serap Yazıcı idi.
Derslerden hatırladığım hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun giyimiyle, duruşuyla, konuşma üslubu ve ses tonuyla “haza beyefendi” denilebilecek bir nezaket abidesi idi. O uluslararası üne sahip bir hoca olarak üstenci bir tavır ve ses tonuyla öğrencilerine ders anlatmıyor, adeta meslektaşları ile Anayasa Hukukuna dair bazı konuları müzakere ediyor gibi ders anlatıyordu.
2007 yılında gündeme gelen ve ‘Özbudun Anayasa Taslağı’ olarak bilinen çalışma ise aşağıdaki gelişmeler çerçevesinde ortaya çıkmıştır.
27 Nisan (2007) e-Muhtırasına karşı Hükümet hem 28 Nisan’da Adalet Bakanı Cemil Çiçek tarafından okunan bir bildiri ile sert bir şekilde cevap vermiş hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekili seçiminin 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılmak üzere erkene alınması kararı almıştır.
2003 yılı Ağustos ayında atanmış olduğum Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı görevim devam etmekte iken 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak erken seçimde Milletvekili Aday Adaylığı için müracaat etmek istedim, ancak Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan müsaade etmedi. Başbakanlık Müsteşarı Sayın Ömer Dinçer ise Milletvekili Aday Adaylığı için istifa etti. Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu şekilde boşalan Başbakanlık Müsteşarlığı’na vekâlet görevini tarafıma tevdi etti ve 8 Mayıs 2007 tarihinde (6/09/2007 tarihine kadar) Başbakanlık Müsteşarlığı görevini vekâleten yerine getirmeye başladım.
17 Mayıs 2007 tarihinde rutin işleri görüşmek üzere Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına girdiğimde biraz canı sıkkın idi. Rutin işleri görüşüyorken konu reformlara geldi ve “hangi önemli reformu yapmaya kalksak ya Cumhurbaşkanı ya da Anayasa Mahkemesi tarafından engelleniyoruz; biz mi yanlış yapıyoruz yoksa başka şeyler mi var” anlamında dertlendi. Kendisine “Abdestimizden şüphemiz yok ki namazımızdan şüphemiz olsun, yaptığımız reform çalışmalarının hiçbirisinin Anayasa’ya aykırılığının söz konusu olmadığını, ancak Anayasamızın sağdan baktığınızda sağcı, soldan baktığınızda solcu olarak okunabilecek bir Anayasa olduğunu, dolayısıyla bu reformları engellemek isteyenlerin gerekçeyi bu Anayasa’da bulabileceklerini, bu nedenle sorunun hazırlanan reform tasarılarında değil Anayasa’da olduğunu, bu Anayasa devam ettiği sürece her zaman bu gibi engeller çıkarılabileceğini” ifade ettikten sonra “3 Kasım 2002 Seçim Beyannamesi’nde, Acil Eylem Planı’nda, 58 ve 59. Hükümetlerin programlarında Yeni Anayasa vaat edildiği hâlde bugüne kadar bir çalışma yapılmadığını, hazır tüm gözler seçim nedeniyle o yöne dönmüşken yetişirse seçim sürecinde yoksa sonrasında gündeme getirmek üzere bir Yeni Anayasa Taslağı hazırlığı başlatılırsa iyi olur” anlamında düşüncelerimi ifade ettim.
Bunun üzerine kısa bir sessizlikte sonra “olur” dedi ve “kime hazırlatabiliriz” diye de sordu. Cevap vermeme fırsat vermeden “Ergun hoca böyle bir işi kabul eder mi” diye de ekledi.
“Ergun hocanın fakülteden hocam olduğunu” söyledim ve “dilerseniz makama çağıralım ve siz görüşün, dilerseniz önce ben görüşeyim, düşüncesini öğreneyim, buna göre de yol haritası oluşturulur” dedim. Biraz düşündükten sonra selam ve saygılarını ileterek önce benim görüşmemi istedi.
Derhal odama geçtim ve o zamanlar Bilkent Üniversitesi’nde görev yapan hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun’u telefonla arayarak müsait ise kendisi ile gelip yüz yüze görüşmek istediğimi söyledim. Hocam yine nezaketi ile “Başbakanlık Müsteşarı görüşmek istiyorsa kendisinin makama gelmesi gerektiğini” söyledi. Israr ettim ve müsait olduğunu söylediği için derhal Bilkent Üniversitesi’ndeki odasında 17 Mayıs 2007 tarihinde saat 10.00 sularında kendisini ziyaret ettim.
Sayın Başbakan’ın selam ve saygılarını ilettikten sonra aramızda geçen görüşmeleri aktardım. Sayın Başbakan’ın kabul etmesi hâlinde AK Parti adına Yeni Anayasa çalışmalarının kendisi tarafından belirlenecek kişilerle birlikte yapılmasından memnuniyet duyacağı mesajını ilettim.
Hocam Prof. Dr. Ergun Özbudun böyle bir öneriden mutluluk duyduğunu, böyle bir görevi yerine getirmekten şeref duyacağını ifade etti. Ancak bir anayasa hazırlamanın uzun zaman alacağını, öyle iki ay sonra yapılacak bir seçime yetiştirilmesinin mümkün olmayacağını da ekledi. Ayrıca kimlerle bu çalışmanın yapılabileceği üzerine de kendisi ile bir değerlendirme yaptık. Esasen tamamen kendisinin belirleyeceği kişiler ile bu çalışmanın yapılacağını, ancak çok uzun yıllardır Türkiye’nin mevcut 1982 Darbe Anayasası’ndan kurtulması gerektiğini düşündüğümü, yürürlüğe konulan beş anayasanın da olağanüstü dönemlerde hazırlandığını, şimdi ise normal bir zamanda sivil siyasetin egemen olduğu dönemde Türkiye’nin ihtiyacı olan bir anayasanın kimler tarafından hazırlanabileceği yönünde kafamda isimler de oluşturduğumu, uygun görmesi hâlinde önerebileceğimi söyledim. Müsaadesi üzerine (soy isme göre alfabetik sırayla) Doç. Dr. Zühtü Arslan (Polis Akademisi), Prof. Dr. Yavuz Atar (Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem (Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Prof. Dr. Mustafa Erdoğan (Hacettepe Üniversitesi İİBF), Prof. Dr. Mehmet Turhan (Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi) isimlerini zikrettim. Bunun üzerine bu isimlere çok memnun olduğunu belirttikten sonra kendisi de Yrd. Doç. Dr. Levent Gönenç (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Prof. Dr. Levent Köker (Gazi Üniversitesi İİBF), Prof. Dr. Erdal Onar (Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi), Dr. Nur Uluşahin (Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi) ve Doç. Dr. Serap Yazıcı (Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi) isimlerini ekleyerek kendisi dışında 12 bir liste oluşturdu.
Bu görüşmeden sonra derhal Başbakanlığa dönerek Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın makamına geçtim. Hocamın selamlarını, saygılarını ve böyle bir çalışmayı yapmaktan şeref duyacağını söylediğini kendilerine ilettim.
Bunun üzerine birlikte bir yol haritası oluşturduk. Buna göre hukukçu milletvekili ve bakanlardan oluşan bir komisyon kurulacak, bu komisyon aracılığı ile yeni anayasanın hangi temel ilkeler ve hangi anlayış üzerine inşa edileceği belirlenecek, bundan sonra Prof. Dr. Ergun Özbudun ile görüşülerek bu ilkeler çerçevesinde bir anayasa taslağı hazırlaması talep edilecek. Bu çerçevede Cemil Çiçek (Adalet Bakanı, ancak Anayasa gereği seçim dönemi nedeniyle istifa etmiş), Nimet Çubukçu (Devlet Bakanı), Hayati Yazıcı (AK Parti Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı), Prof. Dr. Burhan Kuzu (TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı), Ahmet İyimaya (TBMM Adalet Komisyonu Başkanı), Bekir Bozdağ (AK Parti Grup Başkanvekili) ve M. Emin Zararsız’dan oluşan Komisyon 8 Haziran 2007 Cuma günü saat 10.00’da Başbakanlık Resmî Konutu’nda bir araya gelerek konuyu değerlendirdi ve Yeni Anayasanın temel ilkeleri belirlendi. Toplantı sonucunda Yeni Anayasa ile ilgili olarak;
Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerinin aynen muhafaza edilmesi,
Parlamenter rejim esasına dayanması,
Devletin kurumları-organları arasında çatışmaya yol açan alanların ayıklanması,
Temel hak ve hürriyetlerin güvenceli hale getirilmesi,
Devleti bireye karşı koruyan değil, bireyi devlete ve örgütlü topluluklara karşı koruyan birey eksenli olması,
Anayasa düzeyinde yer almaması gereken kurum ve hükümlerin ayıklanması,
Kısa ve özlü olması, detaydan kaçınılması kararlaştırıldı.
Aynı gün saat 15.00’de Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan Prof. Dr. Ergun Özbudun ile Cemil Çiçek, Bekir Bozdağ ve M. Emin Zararsız’ı Başbakanlık Resmî Konutu’ndaki makamında kabul ederek Yeni Anayasa çalışmasında dikkate alınmasını bekledikleri temel ilkeleri ve temel anlayışı, ayrıca mümkün ise 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak seçimleri izleyen günlerde çalışmanın tamamlanması ricasını Sayın Özbudun’a ifade etti. Aynı toplantıda 11-12 kişilik bir komisyon çalışmasının zorluklarından söz edilerek, mümkünse daha az sayıdan oluşan bir komisyon halinde çalışmanın hem daha verimli olacağı hem de daha kısa sürede sonuç alabileceği ifade edildi. Bunun üzerine Sayın Özbudun Komisyon’un Doç. Dr. Zühtü Arslan, Prof. Dr. Yavuz Atar, Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, Prof. Dr. Mehmet Turhan ve Doç. Dr. Serap Yazıcı’dan oluşabileceğini belirtti.
Toplantı sonrasında, Prof. Dr. Mustafa Erdoğan ile Prof. Dr. Mehmet Turhan’ın mazeret bildirerek çalışmada yer alamayacaklarını bildirmeleri üzerine, Sayın Özbudun Prof. Dr. Levent Köker’i komisyona dâhil etti. Böylece Yeni Anayasayı hazırlama Komisyon’u Sayın Özbudun’un başkanlığında aşağıdaki şekilde oluşmuştur.
Prof. Dr. Ergun Özbudun,
Doç. Dr. Zühtü Arslan,
Prof. Dr. Yavuz Atar,
Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem,
Prof. Dr. Levent Köker,
Doç. Dr. Serap Yazıcı,
Dr. M. Emin Zararsız
Sayın Cemil Çiçek siyasi konularda, M. Emin Zararsız ise lojistik konularda koordinasyonu sağlamakla görevlendirilmişlerdir.
Bu belirleme ve kararlardan sonra Komisyon’un çalışmasını kolaylaştırmak üzere iki sütundan oluşan bir tablo hazırladım. Tablonun sol sütunundaki her bir kutuya 1982 Anayasası’nın hem mevcut halinin hem de yapılan değişiklikleri de izleyebilecek şekilde her bir fıkrasını yerleştirdim. Karşılarındaki kutuları ise boş bıraktım. Ayrıca ilk toplantıyı yapmak üzere de TEDAŞ Ankara Konukevi’nin uygun bir salonunu 20-21 Haziran 2007 Cumartesi-Pazar günleri için ayarladım.
Komisyon 20 Haziran 2007 Cumartesi günü ayarlanan yerde ilk toplantısını yaptı ve bu toplantıda daha çok Yeni Anayasada yer alması gereken temel ilkeler, anayasanın dayanacağı temel felsefe üzerinde duruldu. 21 Haziran 2007 Pazar günü ise hem maddelere geçildi hem de görev dağılımı yapıldı. Bu iki gün anayasa değişikliği usulü üzerinde epeyce tartışıldı. Prof. Dr. Ergun Özbudun ve bazı Komisyon üyeleri sıfırdan bir anayasayı ancak aslî kurucu iktidarın yapabileceğini, tali/türev (kurulmuş) iktidarın ise mevcut Anayasa’da, Anayasa’da öngörülen usule göre değişiklikler yapabileceğini; bu nedenle Anayasa’nın değiştirilmek istenilen her bir maddesi için değişiklik metni hazırlayarak çalışmamız gerektiğini savunuyorlardı. Benim de aralarında bulunduğum diğer bazı Komisyon üyeleri ise bu konunun teorik bir tartışma olduğunu, bunun mutlak kabulü halinde yeni bir anayasanın ancak darbelerden veya savaşlardan veyahut bağımsızlığın kazanılmasından sonra yapılabileceğini; Anayasa’da yer alan usule göre mevcut parlamentonun da yeni bir anayasa kabul edebileceğini; bu nedenle mevcut Anayasa’yı yok farz ederek sıfırdan komple bir anayasa taslağı hazırlamamız gerektiğini savunuyorduk. Yapılan uzun tartışmalardan sonra Prof. Dr. Ergun Özbudun da bizim düşüncemizi benimsedi ve sıfırdan komple bir anayasa hazırlayacak şekilde çalışılması kararı alındı.
Bundan sonraki toplantıların Ankara’da yapılmasının, bu çalışmanın başlangıç aşamasında gizli yürütülmesini engelleyeceğini, Komisyon’un rahat çalışamayacağını düşünerek İstanbul Ataköy’de bulunan Türk Telekom Konukevi’ni izleyen hafta sonları için ayarladım. Konukevi’nin en üst katı büyükçe bir salondan oluşuyordu ve bizler çalışıyorken kimsenin girmesine de müsaade edilmiyordu. Ayrıca Ankara’dan gelen üyeler de Konukevi’nde kalıyorlardı ve böylece zamandan da tasarruf edilmiş oluyordu.
İkinci toplantı 29-30 Haziran 2007 Cumartesi-Pazar günlerinde, üçüncü toplantı 7-8 Temmuz 2007 Cumartesi-Pazar günlerinde, dördüncü toplantı 28-29-30 Temmuz 2007 Cumartesi-Pazar-Pazartesi günlerinde Türk Telekom İstanbul Ataköy Konukevi’nde yapılmıştır.
Bütün toplantılar saat 09.30’da başlamış ve genelde 19.00 sularında bitirilmiştir.
Birinci ve dördüncü toplantılara Sayın M. Emin Kuz (Başbakan Başmüşaviri, şimdi Anayasa Mahkemesi Üyesi) da katılmış, ayrıca diğer toplantılarda oluşan metinler de Sayın Kuz tarafından okunmuş, önerileri bir sonraki toplantıda değerlendirilmiştir. İstanbul’daki toplantılara birkaç defa Sayın Cemil Çiçek ve bir kez de Sayın Ömer Dinçer katılmıştır.
Beşinci toplantı 2 Ağustos 2007 Perşembe günü TEDAŞ Ankara Konukevi’nde saat 10.30’da başlamış ve saat 17.00’de Sayın Başbakan’la görüşüleceği için 16.30’da tüm maddelerin yazılımı tamamlanarak bitirilmiştir.
2 Ağustos 2007 Perşembe günü saat 17.00’de Sayın Başbakan’la Komisyon üyeleri Başbakanlık Resmî Konutu’nda bir araya geldi. Saat 23.30’a kadar süren bu toplantıda Komisyon, Yeni Anayasa Taslağı Metnini Sayın Başbakan’a önce genel olarak, sonra madde madde anlatmıştır. Sayın Başbakan bu sunumda maddeler hakkında hiçbir öneride bulunmamış, sadece notlar almıştır. Hatta iki maddenin birer fıkrasında alternatifli yapılan düzenleme için dahi tercihini belirtmemiştir.
Bu görüşmeden sonra henüz tamamlanmamış olan madde gerekçelerinin tamamlanması kararlaştırılarak görev dağılımı yapılmış ve esas itibarıyla Sayın Kuz ile Sayın Arslan tarafından hazırlanan gerekçelerin yazılımı tamamlandıktan sonra, Komisyon üyelerinin önerileri internet üzerinden alınmıştır. Bu öneriler çerçevesinde, 28 Ağustos 2007 günü Sayın Özbudun’un başkanlığında, Sayın Arslan, Sayın Kuz ve Sayın Zararsız bir araya gelerek hem Yeni Anayasa metnine hem de Gerekçelerine son şekli verilerek çalışmalar tamamlanmıştır.
Bu süreçte 22 Temmuz 2007 tarihinde Milletvekili Genel Seçimi yapılmış, AK Parti 3 Kasım 2002 seçiminde aldığı yüzde 34,28 oyunu 46,58’e yükselterek birinci parti olarak çıkmış, ancak sadece iki parti barajı geçebildiği için 3 Kasım 2002 seçiminde 363 olan milletvekili sayısı üç siyasi partinin barajı geçmesi ve ayrıca 26 bağımsız milletvekili seçilmesi nedeniyle (dördü hariç diğerleri seçildikten sonra DTP’yi oluşturmuşlardır) 341’e düşmüştür.
Birinci parti olması nedeniyle 60. Hükümet Recep Tayyip Erdoğan başbakanlığında kurularak güvenoyu alıp göreve başladı. 27 Nisan 2007 tarihinde birinci turu yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimi, aynı gün akşam Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından verilen 27 Nisan e-Muhtırası, bu muhtıraya Hükümetin sert cevabı, Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle icat edilen 367 Krizi olarak bilinen gelişmeler, Anayasa Mahkemesi’nin 1 Mayıs 2007 tarihinde verdiği kararla hukuka aykırı biçimde siyasete müdahale ederek birinci tur seçimi iptal etmesi, 6 Mayıs 2007 tarihinde tekrarlanan birinci tur seçimin Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında ileri sürdüğü toplantı yeter sayısı sağlanamadığı için gerçekleştirilememesi ve erken seçim kararı alınması nedeniyle cumhurbaşkanı seçimini tamamlayamayan TBMM, yeni dönemde yeniden aday olan Sayın Abdullah Gül’ü 28 Ağustos 2007 tarihinde 11’inci Cumhurbaşkanı olarak seçti.
367 Krizi ve Anayasa Mahkemesi’nin müdahalesine karşılık AK Parti’nin teklifi ile 31 Mayıs 2007 tarihli ve 5678 sayılı Kanun’la Anayasa’nın beş maddesinde değişiklik yapılarak Cumhurbaşkanlığı süresi 7 yıldan 5 yıla indirildi, bir kişinin en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebileceği ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği hükme bağlandı. Bu değişiklikleri içeren Kanun 21/10/2007 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu kabul edildi ve yapılan değişiklikler bu tarihten sonra yürürlüğe girdi.
Bilim Kurulu’nun çalışmaları sonucunda sekiz kısımda, 137 ana madde, 9 geçici maddeden oluşan ve yukarıda sözü edilen temel ilkeleri ve felsefeyi gözeten Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Önerisi, önerinin getirdiği temel yenilikleri içeren 9 sayfalık Yeni Anayasa Önerisinin Getirdiği Yenilikler (Özet Olarak) bilgi notu ile birlikte Sayın Başbakan’a teslim edildi. Aynı metin ve ekleri daha sonra AK Parti’de oluşturulan Anayasa Komisyonu’nun Başkanı olan ve AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’a da tarafımca teslim edilmiştir.
AK Parti’de oluşturulan Komisyon’un etki altında kalmadan çalışabilmesi için Bilim Kurulu üyelerinin katılım sağlamadığı bir çalışma düzeni içinde çalışmalar yürütüldü. İhtiyaç hâlinde birkaç kez sadece ben giderek gerekli açıklamaları yaptım.
Bu Komisyon çalışmasını tamamlandıktan sonra 15 sahifelik bir raporla maddeler bazında görüş ve önerilerini içeren bir rapor hazırladı.
Bundan sonra 14-16 Eylül 2007 tarihlerinde Sapanca’da Bilim Kurulu ile AK Parti’de oluşturulan Anayasa Komisyonu bir araya gelerek maddeler bazında baştan sona tüm metin değerlendirilerek metne son şekli verildi. Bu toplantıya Bilim Kurulu üyeleri dışında Dengir Mir Mehmet Fırat (Genel Başkan Yardımcısı), Cemil Çiçek (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Hayati Yazıcı (Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı), Nimet Çubukçu (Devlet Bakanı), Mehmet Ali Şahin (Adalet Bakanı), Ertuğrul Günay (Kültür ve Turizm Bakanı), Prof. Dr. Burhan Kuzu (TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı), Ahmet İyimaya (TBMM Adalet Komisyonu Başkanı), Prof. Dr. Zafer Üskül (TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu), Sadullah Ergin (AK Parti Grup Başkan Vekili), Bekir Bozdağ (AK Parti Grup Başkan Vekili) ve Ayşenur Bahçekapılı (AK Parti İstanbul Milletvekili) katılmışlardır.
Gerek 17 Mayıs 2007 tarihindeki görüşmemizde gerekse daha sonraki görüşmelerimizde Yeni Anayasa Taslağının yazımının tamamlanmasından sonra izlenecek yol üzerinde de Sayın Başbakan’la bazı hususları kararlaştırmıştık. Genel hatlarıyla çalışma tamamlanınca AK Parti içinde oluşturulacak bir Komisyon tarafından baştan sona değerlendirilmeli ve öneriler geliştirilmelidir. Bundan sonra hem Bilim Kurulu hem de AK Parti içinde oluşturulan Anayasa Komisyonu bir araya gelerek metne son şeklini vermeli. Metnin son hâli AK Parti tarafından kitap olarak bastırılıp dağıtılmalı, internet sitesine konularak kamuoyuna duyurulmalı. Önerileri almak için de internet sitesinde gerekli araç oluşturulmalı. Ulusal çapta katılımın sağlandığı birkaç tane sempozyum organize edilmeli.
Öncelikle TBMM’de grubu bulunan siyasî partilerden başlamak üzere, uygun bulunması halinde diğer siyasî partilerle de, Parti’nin belirlediği siyasî kişilerle birlikte (Komisyon’da yer alanlardan olması tercih edilmelidir) Bilim Kurulu üyelerinin de katıldığı toplantılar organize edilerek Anayasa Önerisi tartışılmalı, karşıt öneriler değerlendirilmeli. Çok yoğun bir şekilde Yeni Anayasa Önerisini tüm toplum kesimlerine tanıtmak üzere televizyon kanallarında programlara katılınmalı, ulusal düzeydeki gazetelerde mülakatlar yapılmalı. Bu tartışmalar tamamlandıktan sonra Parti’deki Komisyon ile Bilim Kurulu üyeleri bir araya gelerek Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Önerisine son şeklini vermeli ve bundan sonra TBMM’ye teklif olarak sunulması için gerekli işlemler yapılmalı.
22 Temmuz 2007 tarihinde yapılan seçimden oluşan 60. Hükümet, 8 Eylül 2007 tarihinde Başbakanlık Müsteşarlığı’na Sayın Efkan Ala’yı, 27 Eylül 2007 tarihinde ise Gümrük Müsteşarlığı’na beni atadığı için, 27 Eylül 2007 tarihi itibarıyla Yeni Anayasa çalışmaları ile ilgim kesilmiş oldu.
Ekonomik ve Sosyal Konsey’in hükümet dışı kanadını oluşturan kuruluşlardan TOBB, TİSK, TÜRK-İŞ, HAK-İŞ, TÜRKİYE KAMU-SEN, TESK ve TZOB, Yeni Anayasa çalışmalarına katkı vermek üzere daha aktif davranma kararı almışlar ve bu kararı 25 Eylül 2007 tarihinde kamuoyuna ortak bir açıklama ile duyurmuşlardır. 9 Ekim 2007 tarihinde Anayasa Hazırlıkları Bilgilendirme Toplantısı düzenlemişler, bu toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de katılarak bilgilendirme yapmıştır. Daha sonra Anayasa Platformu Girişim Grubu adı altında çok daha fazla katılımcıyla muhtelif toplantılar yapmışlar, 12 Aralık 2007 tarihinde TOBB Başkanı Sayın M. Rifat Hisarcıklıoğlu tarafından Anayasa Platformu Girişimi adına ortak açıklama yapılmıştır.
Ne yazık ki, nedenini birinci ağızdan Sayın Cemil Çiçek ve Sayın Başbakan’ın bildiği, bizim ise duyumlar çerçevesinde öğrendiğimiz nedenlerle Yeni Anayasa çalışmaları rafa kaldırıldı. Türkiye 1876 yılından bu yana ilk kez olağan bir dönemde sivil siyasetin egemen olduğu ve onun öncülüğünde yeni bir anayasayı hazırlama ve yürürlüğe koyma fırsatını kaçırmış oldu. Aradan geçen 16 yıla rağmen bu anlamda bir gelişme bir daha yaşanamadı. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ikinci yüzyılına bir darbe anayasası ile girmiş olduk.

M. EMİN ZARARSIZ
