“İHH, Kahramanmaraş’ta Konteyner Mahallesi Kuracak”
Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan depremin ilk saatlerinden itibaren yoğun bir şekilde arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerinde bulunan İHH İnsani Yardım Vakfı, yeni bir çalışma için harekete geçti. Yeni binalar inşa edilene kadar barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla vakıf tarafından Kahramanmaraş’ta konteyner mahallesi kurulacak. Konteyner evlerin, eşyalı ve oturuma hazır bir şekilde vatandaşlara teslim edilmesi planlandı.
Mülakat: Naman Bakaç
6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş merkezli yaşanılan büyük afette bugüne kadar resmi rakamlara göre 44 binden fazla insanımız vefat ederken, 100 binden fazla insanımız da yaralandı. Binlerce konut ve işyeri yıkılırken, deprem bölgesi dışına milyonlarca insan göç etti.
Yıkıcı ve büyük olan bu depremin ardından toplum olarak güçlü bir dayanışma örneği sergileyerek yaralar sarılmaya çalışırken, gerek yurt dışından gerekse de yurt içinden, bu yaraları sarma hususunda sivil toplum kuruluşlarının apayrı bir yerinin olduğu sahada görüldü. Sivil toplum kuruluşları her zaman olduğu gibi, kamu kurumları ile yerel yönetimlerden daha hızlı bir şekilde afet bölgesine intikal etti. Çünkü sivil toplumun refleksi, devlet kurumlarının refleksinden daha hızlıydı, daha prosedürsüzdü, daha sahiciydi ve daha içtendi. Çöken karanlığa ve kışa rağmen, Charles Dickens’ın ünlü kitabı İki Şehrin Hikâyesi’nde geçtiği gibi, ölülere ve yaralılara aydınlanan güneş gibi ışık oluverdiler.
Depremde hızlı refleks gösteren sivil toplum kuruluşlarından biri de depremin ilk gününde saat 10.00 surlarında afet bölgesine intikal eden İnsani Yardım Vakfı (İHH) idi. Haiti depreminden Sri Lanka’ya, Suriye’den Filipinler’e savaş, yoksulluk, sel, deprem, heyelan ve kuraklık gibi afetlerde yıllarca sahada bulunmuş olan İHH, Kahramanmaraş merkezli büyük afette yapmış oldukları yardımlar, arama-kurtarma çalışmalarında enkazdan çıkardıkları 2.500 civarındaki ölü/yaralı ile ön plana çıktı.
İHH’nın deprem bölgesinde ilk günlerde yaptığı çalışmalardan bugüne değin sürdürdükleri arama-kurtarma çalışmalarını, acil insani yardımlarını, lojistik ve destek hizmetlerini, barınma ve psikososyal destek faaliyetlerini, afetlerde sivil toplumun rolünü, sahada günlerce çalışmış olan İHH Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve aynı zamanda İHH Afet Yönetimi’nden sorumlu Ömer Kars ile konuştuk.
DÜNYA DEPREMLER TARİHİNDE, TÜRÜNE ÇOK SIK RASTLANMAMIŞ BİR OLAY
İHH, Haiti depreminden Suriye’deki savaş ve afetlere, Sri Lanka, Filipinler, Pakistan ve Endonezya’daki afetlerde birçok ülkeye koşturan, yardım eli uzatan, sahada olan bir sivil toplum kuruluşu. Kahramanmaraş merkezli depremi diğer deprem ve afetlerle kıyasladığınızda depremin şiddeti, büyüklüğü, etki alanı, aldığı canlar ve binaların yıkımı vs. hususunda nasıl bir değerlendirmeye tabi tutuyorsunuz?
06.02.2023 günü, Türkiye saati ile 04.17’de ve ardından 13.24’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğünde iki farklı deprem meydana geldi. İlk deprem yerin 8,6 kilometre, ikinci deprem ise 7 kilometre derinliğinde meydana gelmiştir. Bu nedenle her iki deprem de “sığ deprem” olarak değerlendirilir ve bu tür depremler yüzeye yakın olduğundan oluşturdukları hasar göreceli olarak daha yüksektir.
Pazarcık depremi, sol yanal atımlı Doğu Anadolu Fay Zonu’nun Narlı Fay Parçası (Segmenti) üzerinde oluştu. Bu büyük deprem bölgedeki diğer fayları önemli oranda etkileyerek üzerine gerilme aktarılan (tetiklenen) ve Doğu Anadolu Fayı’ndan ayrılan bir kol olan Çardak Fayı üzerinde Elbistan depremini oluşturdu. Bu iki fayın merkez üsleri arasında yaklaşık 90 kilometre kuş uçuşu mesafe bulunuyor.
Söz konusu deprem, dünya depremler tarihinde türüne çok sık rastlanmamış bir olaydır. Söz konusu depremin olduğu saat göz önünde bulundurulduğunda insanların büyük bir çoğunluğunun uykuda olduğu bir saatte gerçekleşmesi ve üzerinden çok uzun bir süre geçmeden yüzlerce artçının ve bir büyük depremin olması afetin boyutlarını ileri bir noktaya taşımıştır.
PROFESYONEL GÖNÜLLÜK ESASI VE YÜKSEK BİR DİSİPLİNLE, İHH AFET YÖNETİMİNE İNTİKAL ETMİŞTİR
Depremin yıkıcı olduğunu ve geniş bir alana yayıldığını öğrendiğinizde, ilk 48 saat içinde İHH olarak nasıl organize oldunuz? Kendi içinizde nasıl bir koordinasyon sağladınız? Deprem bölgesine ekipleriniz kaçta vardı? Kaç kişi olarak afet bölgesine intikal ettiniz? Vardığınızda ilk olarak neler yaptığınızı anlatır mısınız?
Profesyonel gönüllülük esasıyla yüksek bir disiplinle yetiştirilmiş İHH Afet Yönetimi’ne bağlı tüm unsurlar daha önce belirlenmiş yönetmeliklerine ve planlamalarına sadık bir şekilde hareket etmiştir.
Buna göre 7,0 büyüklüğünün altında iletişim zinciri (ekip üyelerinin önceden belirlenmiş belirli bir sıra ile birbirlerini haberdar etmeleri suretiyle toplanmaya başlamaları yöntemidir) metodu ile hareket ederken, 7,0 büyüklüğünün üzerinde gerçekleşen bu depremde tüm ekip üyeleri illerde belirlenen transfer ve toplanma noktalarına intikal etmişleridir.
65 farklı ilden 1507 arama kurtarma görevlisi ve üç arama köpeği ile Gaziantep, Nurdağı, İslahiye, Malatya, Doğanşehir, Antakya, İskenderun, Diyarbakır, Şanlıurfa, Adıyaman ve Adana’da yürütülen çalışmalar gerçekleşmiştir.
İHH İnsani Yardım Vakfı ekipleri hemen harekete geçerek saat 05:00’te yola çıktılar. Ardından, saat 06:41’de depremzedeler için su ve gıda malzemeleri hazırlanmaya başlandı. 07:16’da ise İHH Arama Kurtarma Ekipleri Kilis’teki enkazlara ulaşıp arama kurtarma çalışmalarına başladı.
İlk etapta 264 personel ve gönüllüden oluşan 26 farklı İHH ekibi deprem bölgesine sevk edildi. Bugün itibarıyla ise 5.453 İHH arama-kurtarma görevlisi ve yardım gönüllüsü bölgede yaraları sarmak için var gücüyle çabalıyor. Bugüne kadar enkazdan 2.147 ölü/yaralı çıkarılırken, 14 aşevi, üç mobil aşevi ve 21 lojistik merkezi/noktası ile milyonları geçen gıda, giyim vb. malzemeleri deprem bölgesinde dağıtmıştır.
İNTİKAL VE İKMAL AŞAMASINDA GECİKMELER YAŞANMIŞ OLSA DA, 300 BİN GİBİ BİR İNSAN GÜCÜ ÇALIŞMAYA BAŞLAMIŞTIR
Sizin dışınızda, resmi ve sivil kurumları, depremin ilk günlerinde sahada görebildiniz mi? Sahada ilk üç günde nasıl bir arama-kurtarma ve insani yardım söz konusu idi? Gönüllü insanların afet bölgesine daha hızlı vardıkları, halkın ilk günlerde kendi el yordamlarıyla afete karşı mücadele ettiğine dair çokça video, haber, görüntü ve açıklamalar oldu. Afet bölgesinde koordinasyonsuzluk, plansızlık, bölgeye hızlı ulaşamama, yardımların geç dağıtılması, ihmalkârlık, erken müdahale edememe gibi hususlar ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Afetin büyüklüğü ve etki alanı göz önünde bulundurulduğunda bu hususta söylenebilecek tek şey, bu necip milletin tüm gücüyle sahada olduğudur. Afetin ulaşım yöntemlerini etkilemiş olduğu, kara yollarının ve havalimanlarının bir kısmının oluşan depremden dolayı kullanılamaz hale geldiğini göz önünde bulundurduğumuzda intikal ve ikmal aşamasında birtakım gecikmeler yaşanmış olmuş olsa da ilk günden itibaren 300 bin gibi bir insan gücü afet bölgelerinde canhıraş bir şekilde çalışmalarına devam etmiştir.
AFET BÖLGELERİNDE ÖNCELİKLE YAPILMASI GEREKEN TESPİT ÇALIŞMALIRIDIR
7,0 veya 7,5’ten büyük depremleri uzmanlar yıkıcı ve çok büyük depremler olarak nitelendirmektedir. Bu çaptaki bir afetle karşılaşıldığında yıllarca bu sahada deneyimi olan bir kurum olarak ilk etapta afet bölgesinde neler yapılmalıdır sizce? Bize adım adım yapılması gerekenleri sıralayabilir misiniz?
Öncelikle yapılması gereken tespit çalışmalarıdır. Salt arama-kurtarma çalışmaları açısından değil eşzamanlı olarak her türlü ihtiyacın tespit edilerek gereken her noktaya özel çalışma yapılması oldukça faydalı olacaktır. Yapılacak tespit çalışması neticesinde en doğru şekilde koordinasyonun sağlanması mümkün olacaktır. Tespit çalışması sonrasında belirlenecek ihtiyaç açısından aciliyet sıralaması yapılmalı ve en acil olarak müdahale edilmesi gereken ihtiyaçtan başlamak suretiyle tüm ihtiyaçların giderilmesi yönünde müdahale edilmesi gerekmektedir.
İHH olarak deprem bölgesinde şu anda ne kadar arama-kurtarma ekibiniz, acil insani yardım görevliniz, aşevleriniz, lojistik merkezleriniz vs. var? Bir de konteyner mahalle oluşturma çalışmalarınız söz konusu. Bu projeniz ne durumda? Arama-kurtarmada sizler neler yaptınız? Acil insani yardım olarak sahada neleri ulaştırdınız depremzedelere?
Kahramanmaraş merkezli olarak yaşanan depremin ilk saatlerinden itibaren yoğun bir şekilde arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerinde bulunan İHH İnsani Yardım Vakfı, yeni bir çalışma için harekete geçti. İHH, depremden etkilenen vatandaşlara yönelik yardım çalışmaları kapsamında AFAD koordinasyonunda ve MÜSİAD ile işbirliği içerisinde yeni bir adım daha attı. Yeni binalar inşa edilene kadar barınma ihtiyacının karşılanması amacıyla vakıf tarafından Kahramanmaraş’ta konteyner mahallesi kurulacak. Konteyner evlerin, eşyalı ve oturuma hazır bir şekilde vatandaşlara teslim edilmesi planlandı.
21 metrekare büyüklüğünde ve iki odadan oluşacak konteyner evlerde eşyalar, mutfak, banyo ve tuvalet de yer alacak. İHH tarafından konteyner mahallesinde; mescit, sağlık ocağı, idari binalar, kreş, çocuk oyun alanı ve market de inşa edilecek. Altyapı ve çevre düzenlemesi de vakıf tarafından yapılacak.
İHH, ARAMA-KURTARMA ÇALIŞMALARI DIŞINDA ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARINA DA DESTEK VERMEKTEDİR
Genel olarak arama-kurtarma faaliyetleri nasıl ilerliyor şu anda? Hasar tespit çalışmaları nasıl yapılıyor? Enkaz kaldırma işlemleri ile ilgili değerlendirmeniz nedir? Depremzedelere yönelik psikososyal destek olarak sahada neler yapılıyor veya sizler neler yapıyorsunuz?
Arama-kurtarma ekiplerimiz enkaz çalışmalarının her aşamasında yer aldığı gibi, enkaz kaldırma çalışmalarına da nezaret etmek suretiyle herhangi bir canlı kazazedeye ulaşılma ihtimaline binaen hazır beklemektedirler. Bununla birlikte hayatını kaybeden vatandaşlarımızın bedensel bütünlüklerinin korunması noktasında enkaz kaldırma çalışmalarına destek vermektedirler. Ayrıca vakfımızın psikososyal destek ekipleri İHH’ya bağlı Reyhanlı Eğitim Kampüsü’nde depremden etkilenen 1.000 çocuğa uzman ekiplerce psikososyal destek hizmeti vermekle beraber, diğer depremzedelere yönelik de telefonla ve yüz yüze iletişim halinde psikososyal desteklerini sürdürmektedir.
Deprem bölgesinde hâlâ ulaşılamayan yerler var mı? Ulaşılsa bile gıda, giyim, barınma, tuvalet, çocuk bezi, hijyen malzemeleri, bebek maması, ısınma hususlarında hâlâ destek malzemeleri ulaştırılmayan köyler, mahalleler veya vatandaşlar var mı? Sahadaki durum ilk günlerle kıyaslandığında yerini neye bırakmış durumda?
Şu aşamada hiç kimsenin ulaşmadığı veya herhangi bir şekilde yardım oluşmayan bir bölge bilgisi tarafımızda bulunmamaktadır. Sorunuzda yer alan özel ihtiyaç gruplarına yönelik çalışmalarımız mevcut olup, insani yardım anlamında elimizin ulaştığı her yere her türlü yardımı ulaştırmaya gayret ediyoruz. İnsani yardım çalışmalarımız kapsamında 226.596 adet kıyafet, 57.873 hijyen kiti, 65.949 bebek bezi ve 12.612 bebek maması ekiplerimizce ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmıştır. Bunların yanı sıra 14 aşevi ve dört mobil aşevi vasıtası ile 1.284.976 kişiye sıcak yemek ulaştırılmıştır.
SURİYE’DE BARINMA SORUNUNU CİDDİ ANLAMDA ÇÖZECEK KONUT PROJELERİ YAPTIK
Son deprem Suriye’yi de etkiledi bildiğiniz gibi medyada çokça yer almamasına rağmen. İHH, Suriye’deki hangi bölgelere gitti? Bu bölgelerde depremzedelere yönelik ne tür çalışmalar yaptınız?
Suriye’deki yardım çalışmalarımızın önceliğini şu anda depremden ötürü acil yardımlar oluşturuyor. Yani depremzede ailelerin en azından bir çadıra sığınmaları, sıcak bir yemek yiyebilmeleri, ısınabilmeleri, kendilerini soğuktan koruyacak bir kıyafet giyebilmeleri için yardım çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Son yıllarda Suriye içerisinde barınma alanındaki sorunu ciddi anlamda çözecek olan çok sayıda konut projesine imza attık. Lakin yüzölçümü olarak dar, nüfus olarak yoğun olan bölgelerde bu sorunu tam anlamıyla çözebilmeniz için zamana ihtiyaç duyuyorsunuz. Deprem sürecinin yaraları Suriye’de sarılmaya devam ederken bizde kaldığımız yerden barınma, eğitim ve sağlık gibi gün geçtikçe büyüyen sorunların çözümüne yönelik olarak çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.
İHH’NIN DEPREMZEDE ÇOCUKLARI İSTANBUL’A GETİRDİĞİ HABERLERİ, ASILSIZ VE ART NİYETLİDİR
Medyada yer aldığı üzere İHH’nın Antakya’daki depremzede çocukları İstanbul’daki evlerine getirildiği iddiaları söz konusu idi. Gerçi siz bunu kamuoyuna yaptığınız açıklama ile yalanladınız ama bir de sizden dinlemek isteriz. İşin aslı astarı nedir?
Vakfımız bu durumla ilgili gereken açıklamayı yapmıştır. Söz konusu açıklamada; depremzede çocukların Antakya’dan İstanbul’a getirilerek İHH’nın evlerine yerleştirildiği şeklinde asılsız ve art niyetli haberlerin yapıldığı belirtilmiş olup, İHH’nın çocuklar için herhangi bir evi olmadığı gibi deprem bölgesinden çocuk getirip evlere yerleştirme çalışması da olmadığı vurgulanmıştı bu kamuoyu açıklamasında. Haberi yapan kurumla iletişime geçilmiş, düzeltme yapmaları talep edilmiş olmasına rağmen, gerekli düzeltme yapılmadığından, İHH olarak hukuki süreci başlatmış bulunmaktayız.
Bu hususta herkesçe bilinmesini istediğimiz şey, İHH İnsani Yardım Vakfı olarak tüm çalışmalarımızın mevcut mevzuat kapsamında gerçekleştirildiğidir. Vakfımızın yasal mevzuat dışında ve mevzuatın vakfımızı yetkilendirmediği hiçbir alanda çalışması yoktur.
Savaş, deprem ve sel gibi afetlerde yıllardır insani yardım ulaştıran bir kurum olarak depremlere karşı iktidarın ve yerel yönetimlerin ne tür çözüm odaklı adımları atmaları gerektiğini düşünüyorsunuz? Geleceğe ilişkin bu tip afetlerin hasarını en aza indirmek için yerel yönetimlerin, iktidarın ve sivil sivil toplumun neler yapması gerekiyor?
İktidar, yerel yönetimler ve sivil toplum, bu krizde genel olarak koordinasyonu sağlamış ve afetin ilk günlerinde sahada yer almıştır. Bundan sonra, devletin mevcut politikası kapsamında yerel yönetim ve sivil toplumla birlikte, yerleşim yerlerinin genel kontrolü, şehir planlamalarının gözden geçirilmesi, afet durumuna karşı gönüllü ekiplerin ve ekipmanlarının sayısının artırılması ve bu ekiplerin kendilerini geliştirmesi yönünde desteklenmesinin gerekli olduğunu düşünüyoruz.