İsrail’in Şiddeti: “Çatışma” Değil Alenen Terörizm

İsrail, El Aksa’da ibadet eden Müslümanlara saldırıldı, Gazze yine bombalandı. Ancak Batı medyası hala kurt ile kuzuyu bir tutuyor.

Yine başladı işte. İsrail devleti Filistinlilere karşı kontrolsüzce barbarlık sergiliyor ama Batı medyası olan bitenin “çatışma” olduğu sonucuna varıyor. 

 

Sözde “çatışmalar”ın sonuncusu, İsrail polisinin Müslümanların kutsal Ramazan ayını Kudüs’teki Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinlilere defalarca saldırarak kutlamaya karar vermesiyle başladı ve tahmin edilebileceği gibi epey kayba neden oldu.

 

İsrail güçleri plastik mermi, cop, ses bombaları ve göz yaşartıcı gaz kullanarak marifetlerini bir kez daha sergilerken, yüzlerce Filistinli gözaltına alındı ve yaralandı. Polislerse cami yerleşkesine kadar İsrailli yasadışı yerleşimcilere eşlik etme görevini ifa ederken hafif yaralandılar. 

 

Sadece Kudüs’te uyguladığı şiddet İsrail’i tatmin etmemiş olacak ki roketle ateş açıldığına dair söylentilerin ardından, Gazze Şeridi ve Güney Lübnan’ı da hava saldırısı yağmuruna tuttu.

 

Daha önceki İsrail-Filistin “çatışmalarının” tümünde olduğu gibi, medyanın bu örnekte de bu türden bir terminolojiye başvurmayı tercih etmesi, İsrail’in şiddet üzerindeki tekelini ve “çatışmalar”ın sözde İsrail’e denk karşı tarafından çok daha yüksek oranda ve astronomik farkla öldürdüğünü, yaraladığını ve sakatladığını örtbas etmeye yarıyor.

 

Filistinlilerin başvurduğu şiddetin, yaklaşık olarak 75 yıldır devam eden ve ana hatlarını Filistinlilere yönelik etnik temizliğin, Filistin topraklarının işgalinin ve periyodik katliamların, pardon, “çatışmaların” belirlediği İsrail politikasının karşılığı olduğu gerçeğini de gizliyor.

 

İsrail’in yakın tarihli askeri saldırılarından hangisine bakarsanız bakın, Gazze Şeridi’nde 2014’te 551’i çocuk olmak üzere toplam 2.251 kişinin öldürüldüğü toplu katliamın örtmecesi olan Koruyucu Hat Operasyonu gibi harekatlar görürsünüz. 2008’de Aralık ayında başlayan ve 22 gün süren Dökme Kurşun Operasyonu da Gazze’de yaklaşık olarak 1.400 Filistinlinin canını aldı, ölen İsrailli sivil sayısı ise üçtü.

 

2018’de İsrail ordusu Gazze sınırı protestolarına karşılık olarak yüzlerce Filistinliyi katledip, binlerce Filistinliyi yaraladığında da epey “çatışılmıştı.” 2021 Mayıs’ında Duvar Kalkanı Operasyonu (Operation Guardian of the Walls) diye adlandırılan ve 11 gün süren İsrail saldırısında ise dörtte bir kadarı çocuk olmak üzere 260’tan fazla Filistinli öldürüldü. Tesadüf bu ya, bu son operasyon da Mescid-i Aksa’da “çatışmalarla” başladı, başka ne olabilirdi ki?

 

Bu önemsiz bilgiler, bazı haber kaynaklarının İsrailliler ve Filistinliler arasında halihazırda “zaman zaman artan, zaman zaman azalan katliam ve yaralamaların” neye delalet olabileceğinin derdine düşmelerine yol açtı. En nihayetinde bu da İsrail’in kan dökmede etkin bir rolü olduğunu örtbas eden bir diğer medya sloganı.

 

Medyanın İsrail’in zalimliğini “çatışma” diye duyurması takıntısına dilde ya da ahlaki anlamda bir karşılık bulmak gerçekten zor. Yani insan boynu ile giyotin arasında bir “çatışma” olduğunu, bir geyiğin avcının tüfeğiyle “çatıştığını” düşünmek mümkün değil. 

 

ABD’nin 2015’te Afganistan’ın Kunduz kentindeki bir hastaneyi bombalamasını da, bir sağlık tesisiyle bir AC-130 savaş uçağı arasında “çatışma” olarak tanımlamak mümkün değil.

 

Batı Medyasının Tutumu

 

Etik olmadığı açık da olsa, Batı medyasının İsrail’in anlatısı karşısında dalkavuğa dönmesi yeni bir durum değil. Bu tutumu da önemli ölçüde bilhassa ABD’nin, İsrail’in mağdurlara zalim, zalimlere mağdur rolü biçen, katliamıysa meşru müdafaa olarak sunan bakış açısını büyük bir hevesle desteklemesiyle alakalı.  

 

En nihayetinde 1948’de İsrail devletinin kuruluşu da binlerce Filistinlinin katledildiği ve 500’den fazla Filistin köyünün yerle bir edildiği büyük bir “çatışmadan” ibaretti belki. İsrail’in Filistinlileri terörizmle bir araya getirmeye yönelik uzun süredir devam eden propaganda kampanyası hâlâ büyük ölçüde medyadan destek alıyor. 

 

İsrail’in işlediği suçları dile getirmeye istekli olan, yine de Filistinlileri halen İsraillilerle aynı insanlık seviyesine yerleştirmeyi tam olarak beceremeyen, görünüşte daha ilerici mecralarda da durum bu. Örneğin The New Yorker dergisinden Lawrence Wright, bu yılın Şubat ayında, işgal altındaki Batı Şeria’nın El Halil kentinde Filistinli barış aktivisti Issa Amro’yla röportaj yaparken, Amro’nun İsrail askerleri tarafından itilip kakıldığı ve tekmelendiği görüntülere yer veren bir video tweet’ledi. The New Yorker yazarının yorumuysa “İşgalin, işgali yerine getirmekle yükümlü genç askerleri nasıl da insanlıktan çıkarıyor olduğunu düşünmeden edemiyorum” oldu. 

 

Diğer bir deyişle: İsrailli askerler ahlaki bozulmanın ve insanlıktan çıkarılmanın mağduru olurken, Filistinliler hiçbir zaman insan olamıyorlar.

 

Şu aralar İsrail güvenlik güçleri Kudüs ve Gazze’de insanlıktan çıkmaya ve çıkarılmaya devam ediyor, “çatışma” jargonu da İsrail’in şiddetinin haklı olduğu görüşünün doğru olduğunu söylüyor. İsrail’in şiddeti iki eşit taraf arasında adil, kısasa kısas bir çekişmenin parçasıymış gibi sunuluyor.

 

2022 Ağustos’unda İsrail ordusu Gazze’ye üç gün süren bir saldırı düzenleyerek 16’sı çocuk olmak üzere en az 44 Filistinliyi katletti. Bu saldırı 2021’in Mayıs ayındaki Duvar Kalkanı Operasyonu’ndan bu yana gerçekleşen en kanlı saldırıydı. Ağustos ayındaki bu olayda hiçbir İsrail askeri öldürülmedi. Buna rağmen Batı medyası görevini yerine getirme telaşıyla soluk soluğa “çatışma” haberleri verdi durdu.

 

O aralar Al Jazeera için yazdığım bir makalede de belirttiğim gibi, Cambridge Dictionary’nin çevrimiçi versiyonu terörizmi “siyasi amaçlarla şiddet eylemi (tehdidi)” olarak tanımlıyor. İsrail’in Filistinlileri kelimenin tam anlamıyla terörize ediyor olduğunu kendimize ne kadar sık hatırlatırsak tüm bu “çatışma” muhabbetine de o kadar çabuk son verebiliriz. 

 

Bu yazı Al Jazeera tarafından yayınlanmış olup, Evrim Yaban Güçtürk tarafından Perspektif için çevrilmiştir. Yazının orijinal linki için buraya tıklayınız.

En son çıkan yazılardan anında haberdar olmak için bizi @PerspektifOn twitter hesabımızdan takip edebilirsiniz.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.