Kurban ve Kuyu: Afrika’ya İnsani Yardım İstismara Dönüşmemeli
Bütün kıtanın yardıma muhtaç olmadığını özellikle göz önünde bulundurmalıyız. Kıtanın farklı ülkelerinde farklı krizler yaşanıyor. Bazı bölgelerinde ise insani yardım gönderilecek çapta bir sorun bulunmuyor. İyi niyetle yola çıkan hayırseverlerin de bu yolda emek sarf eden STK’ların da ortaya koydukları olumluluklara gölge düşmemesi için ehliyet, liyakat ve denetimin sıkı tutulması şart.
Afrika’daki krizler hakkında ülkemizdeki haklı duyarlılık, insani yardım hakkında toplumdaki ilginin profesyonelleşmesine ve piyasaya dönüşmesine yol açtı.
Bu hassasiyetin istismardan korunması için Afrika’da çalışan birçok dernek ve vakıf yetkilisi ile istişare ettim. İstişarelerin sonucunda şu noktalar öne çıktı: Bütün kıtanın yardıma muhtaç olmadığını özellikle göz önünde bulundurmalıyız. Kıtanın farklı ülkelerinde farklı krizler yaşanıyor. Bazı bölgelerinde ise insani yardım gönderilecek çapta bir sorun bulunmuyor. O sebeple yardım edilecek yer gerçekten de aciliyet içermeli.
Afrika’ya yönelik insani yardım unsurları şunlar:
- Ramazan’da erzak, kumanya kolisi ile iftar dağıtımları/organizasyonları
- Kurban Bayramı’nda hayvan kesimi
- Sağlık ve eğitim alanlarında projeler
- Su kuyusu açmak
Yardım-Proje-İhtiyaç Dengesi
Afrika’da temiz suya erişim konusunda kriz yaşayan ülkeler haritası
Kıtaya insani yardım ulaştıran STK’ların hangi ülkede hangi sorunlarla muhatap olduğu gerçekçi biçimde raporlanmalı. Örnek verecek olursak, araştırma merkezlerinin hazırladığı rapor çalışmalarına göre temiz içme suyu krizinin hayati boyuta ulaştığı ülkelerin başında Çad, Orta Afrika, Etiyopya, Güney Sudan, Somali ve Kongo geliyor.
Açlık krizinin acil olarak yaşandığı ülkeler arasında ise Somali, Güney Sudan, Kongo, Orta Afrika, Çad, Sudan, Zimbabve, Burundi yer alıyor.
Bölgedeki Doğru Yerel STK’yı Seçmek
Türkiye merkezli herhangi bir STK Afrika’daki yerel bir STK ile ortak hareket etmek zorunda. Partner STK’nın o ülkedeki ehliyet ve liyakatinin teyit edilmesi şart.
Bazı STK’lar organizasyonlarını bölgeye gitmeden yerel STK aracılığıyla yürütüyor. Organizasyonu ise partner kuruluşa havale ediyor. Böyle durumlarda kimi zaman yerel STK sahte bir organizasyon gösterisi ile dolandırıcılığa tevessül edebiliyor. Bundan dolayı tüm insani yardım etkinlikleri bizzat yerinde, Türkiye’den yetkililerin gözetiminde yapılmalıdır.
Yardım Edilen Muhataplara Güven Verilmeli
Kıtada Batı sömürgeciliği döneminden kalma misyonerlik faaliyetlerinin olumsuz hatıraları var. Bu sebeple Müslümanlar da benzeri bir duruma düşmemelidir.
Misyonerliğin sadece inanç faaliyeti olmadığını, ayrıca siyasal ajanlık gibi boyutları olduğunu düşünürsek Afrika ülkelerinde faaliyet gösteren STK’lar yerel halka karşı üstenci ya da küçük düşürücü tavırlardan, söylemlerden kaçınılmalı.
Bölgedeki Toplumsal Dengeler Gözetilmeli
Bazı STK’lar su kuyularını kurdukları yerlerdeki kabile dengelerini tanımadıkları için kaş yapayım derken göz çıkarabiliyorlar. Toplumsal dengeleri dikkate almadan iki kabilenin kesiştiği bir noktaya açılan su kuyusu yeni bir krize sebep olabilir, hatta iç çatışmaya davetiye çıkarılabilir.
Su Kuyusunun Akıbeti İzlenmeli
Açılan su kuyusunun açılış fotoğrafı ya da video görüntüleri kaydedilse de bu kuyunun daha sonra çalışıp çalışmadığı takip edilip izlenmiyor. Kuyu motoru bozulabilir ya da çalınabilir. Böylece tüm yardım faaliyeti de heba oluyor. Bu sorunun çözümü için en baştan kuyu açılacak noktanın sürdürülebilirliği ve akıbeti hakkında STK’dan sürekli bilgi istenmelidir.
Derneklerin Kurban Bağışı Yarışı
Kurban Bayramı yaklaştıkça derneklerin Google reklamları da artmaya başladı. Bugün itibarıyla “kurban bağışı” ifadesinde Google’da reklamının gözükmesi için tıklama başı verilmesi gereken 2024 Mayıs ayı tutarı: 86 TL. Yani bir kullanıcı Google’a “kurban bağışı” yazıp, reklam olan sitelere tıklayınca, reklam veren derneğin hesabından 86 TL gidiyor. Yanlış anlaşılmasın, kurban bağışı yapan başına değil, siteye giren başına bu tutar veriliyor. Bayram yaklaşıkça bu tutar 350-400 TL’ye çıkıyor.
Sonuçta bir Müslüman, kurban için birine vekalet verecek. A derneği veya B derneği. Derneklerin bu kadar yüklü tutarları Google’a ödeyip birbiriyle yarışmasının sebebi ne olabilir? Amaç fakirlere kurban götürmek mi yoksa kurban ibadeti üzerinden rant elde etmek mi?
Yardımseverliğin ve kurban gibi bir ibadetin istismar edilmemesinin yolu ibadetinin, yardımının hakkını arayacak bilince sahip olmaktır. Hayırseverler yardımlarını ve kurbanlarını emanet edecekleri STK’ları, bu hususlara dikkat eden vakıf ve dernekleri seçmeli. Devletin ve kamuoyunun denetimleri de elzem.
Para Akışı Denetlenmeli
En önemli hususlardan biri de kıtaya aktarılan yardım paralarının tamamının söylendiği yerlere gidip gitmediğidir.
Yasal olarak STK’ların hizmet, masraf ve emek bedeli olarak yüzde10 komisyon hakkı var. Ama bazı STK’lar yasal oranın üzerinde yüzde 20’den yüzde 80’e kadar varan oranlarda yardımları kendilerine ayırabiliyorlar. Bu durum ise kuşkusuz kul hakkı yemek demek.
Öte yandan bazı STK’lar yardım için topladıkları paraları başka alanlarda amaçları dışında kullanabiliyorlar ki bu da büyük bir ahlaki sorun demek. Örneğin hayırseverlerin kurban kesimi için ödedikleri ücretin tamamının kurban için harcanması lazımken bazı STK’lar bulundukları ülkenin ekonomisine göre 100 liraya satın alınan bir kurbanlık için 200 lira talep ediyor ve asıl ücretinden arta kalan 100 lirayı başka işlerde değerlendiriyor. Bu yöntem de hem yasal hem de ahlaki değil.
STK’ların böyle bir durumda hem yardımseveri bilgilendirmesi hem de harcanacak kalemleri açıkça kamuoyu ile paylaşması gerekmekte.
Başka bir sorun ise bazı STK’ların bölgeden bölgeye kurbanlık bedelinin değişkenlik arz etmesine karşın ortak bir fiyat belirleyip tüm yardımları tek bir havuzda biriktirip bu fondan tüm kurban kesimlerine para dağıtmaları. Bu tip bir durumda kuruluşun hayırseveri bilgilendirmesi ve rıza beyanını edinmesi şart. Ancak uygulamaya geldiğimizde vatandaş bu süreçten tamamen habersiz oluyor.
Sonuç itibarıyla iyi niyetle yola çıkan hayırseverlerin de bu yolda emek sarf eden STK’ların da ortaya koydukları olumluluklara gölge düşmemesi için ehliyet, liyakat ve denetimin sıkı tutulması şart.