Lula’yı ve Brezilya’yı Neler Bekliyor?

Lula’nın zaferi demokrasi, çeşitlilik ve sosyal adalet değerleri açısından kahramanca bir zafer. Ancak Lula, ikiye bölünen Brezilya’daki herkesi yönetmek durumunda. Bolsonaro ve Bolsonaro’nun neo-faşist gündeminin, beceriksizliğinin, provakatif, despot ve saldırgan karakterinin neden olduğu bölünme ve düşmanlıkla geçen dört yılın ardından, bu pek de kolay olmayacak.

Brezilya oldukça duygusal bir memleket, seçim sonuçlarını da neredeyse bir futbol şampiyonasının ezeli iki rakibi karşı karşıya getirdiği bir final maçının sonucuymuş gibi karşıladı. Seçim kampanyalarındaki gerilim sokaklara taştı, Bolsonaro yanlısı radikal grupların darbeden yana bir tutumla, yüzlerce yolu trafiğe kapatması tüm ülkeyi etkisi altına aldı.

 

Jair Bolsonaro yenilgisini açıkça kabullenecek demokrasi ahlakına sahip olmasa da iki günden uzun süren gergin bekleyişin ardından, 4 Kasım’da, nihayet birkaç dakika konuştu ve anayasaya göre hareket edeceğini söyledi.

 

Seçim sonuçları kesindi. Sonunda Lula 2.148.645 oyla ya da Bolsonaro’nun aldığı yüzde 49,10’a karşı yüzde 50,90 oy oranıyla seçimi aldı. Bu fark, Lula’nın 6.187.159 oy farkla öne geçtiği ilk turdaki farktan daha az bir değere işaret etse de itiraz edilemeyecek kadar büyüktü.

 

Bolsonaro için, elindeki tüm araçları kullanarak ve arkasına hükümet sisteminin ağırlığını da alarak yürüttüğü saldırgan dezenformasyon kampanyasıyla, iki seçim turu arasındaki bir ayda Lula’nın alacağı 4 milyondan fazla oyun önünü kesmek, şüphesiz büyük bir kazanımdı.

 

Bolsonaro’nun kendi seçim kampanyasına verdiği hasar da pek önemsiz sayılmazdı. Bolsonaro ittifakında yer alan, Bolsonaro’nun da arkadaşı olan eski bir milletvekili, seçim ile ilgili bir suç işlediği şüphesiyle kendisini gözaltına almaya çalışan polise otomatik tüfek ve el bombasıyla saldırdı. Bolsonaro yanlısı tanınmış bir senatör, kendisini eleştiren bir Lula destekçisine silah doğrultarak sokaklarda kovaladı. Silahla kovalanan adamın Siyah olduğu gerçeği, Brezilya’da Bolsonaro’da cisimleşen ırkçı şiddetten etkilenen pek çok kişinin gözünden kaçmadı.

 

Lula’nın zaferi demokrasi, çeşitlilik ve sosyal adalet değerleri açısından kahramanca bir zafer. Özellikle de dört yıl önce tutuklandığı, politik gücü azaltılıp, itibardan yoksun bırakıldığı; lideri olduğu İşçi Partisi’nin verdiği ayakta kalma mücadelesi düşünüldüğünde.

 

Bölünmüş Bir Ülkeyi Yönetmek

 

Lula, seçim gecesi yaptığı konuşmada ılımlı bir profil sergileyerek iki değil tek bir Brezilya olduğunu söyledi. Bu kulağa hoş geliyor ama aslında ülke sağ ve sol arasında belirgin bazı hatlarda bölünmüş durumda: Kuzey-güney, taşra-kent merkezleri, Evanjelistler-Katolikler, orta ve üst sınıflar-halk.

 

Lula ikiye bölünen Brezilya’daki herkesi yönetmek durumunda olacak. Bolsonaro ve Bolsonaro’nun neo-faşist gündeminin, beceriksizliğinin, provakatif, despot ve saldırgan karakterinin neden olduğu bölünme ve düşmanlıkla geçen dört yılın ardından bu pek de kolay olmayacak. Acı verici seçim yenilgisi (acı verici, çünkü demokrasinin restore edildiği 1988’den bu yana yetki süresini uzatamayan ilk devlet başkanı), küskünlüğü, ilerleyen günlerde mutabakat sağlamaya çalışacak olan Lula’nın üstesinden gelmek durumunda kalacağı duygulardan biri yapıyor.

 

Görev süresinin sonuna gelen Devlet Başkanı’nın seçim sonuçlarına ilişkin bir açıklama yapması için 48 saatten fazla beklemek gerekti ve daha önce böyle bir şey görülmemişti. Destekçileri ülke genelinde yolları trafiğe kapatmışken açıklamanın gecikmesi binbir türlü spekülasyonu körükledi. Seçimi Lula’nın almasına karşı çıkarak, alenen darbe yapma niyetiyle Bolsonaro yanlılarını seferber etmek için koordine protestolar başlatıldı. Neyse ki, federal otoyol polisinin tereddüdünün ardından, bu tutumu ne Bolsonaro’nun çevresindekiler ne yargı yetkilileri ne de ordu destekledi, Devlet Başkanı’na hukukun gereğini yerine getirerek ülkede düzen sağlaması için baskı yapıldı.

 

Bolsonaro nihayetinde muğlak ve en fazla 2,5 dakika süren bir konuşmayla (belli ki uzun bir müzakereden sonra), üstü kapalı bir biçimde seçim sürecinin yürütülme biçiminin kendisinde uyandırdığı haksızlık ve kızgınlık duygusuna değindi. Halkının, kendisinin sola atfettiği radikal protesto yöntemlerine başvurmayacağını, ‘gelme ve gitme hakkı’nın ihlal edilemeyeceğini söyledi. Ayrıca anayasal sorumluluklarını yerine getireceğini de belirtti ki bu önemliydi. Seçim yenilgisini açıkça kabul edecek cesaret ve nezaketten yoksundu. 58 milyon oy aldığını açıkladı ve etkileyici ama boş bir şekilde, yeşil ve sarıdan bahsetti, ‘düzen ve ilerleme’ ve hareketini tanımlayan ‘Tanrı, vatan, aile ve özgürlük’ sloganlarının desteğine başvurdu.

 

Başkan’ın Özel Kalem Müdürü Ciro Nogueira, bu konuşmanın ardından Devlet Başkanı tarafından geçiş sürecini başlatmakla görevlendirildiğini ve 1 Ocak 2023’te tamamlanması gereken yetki devri mekanizmasını harekete geçirmek üzere Lula’nın Başkan Vekili Geraldo Alckmin ile temasa geçeceğini söyledi. Bununla, çok korkulan darbe bertaraf edilmiş oldu ve tüm ülke rahatladı.

 

Sosyal Meseleler, Eğitim ve İklim Krizi

 

Lula, zafer gecesinde sosyal meselelere ve eğitime ilişkin yoğun bir gündem açıkladı, iklim kriziyle mücadelenin altını çizdi (Amazon’da sıfır ormansızlaşma sözü verdi) ve bir Brezilyalının liderlik göreviyle dünya sahnesine döndüğünü vurguladı. Ancak hedeflerine ulaşmak için siyasi hasmının seçimi almaya can atarken altüst ettiği mali dengeyi yoluna sokması gerekecek.

 

Bu, Lula’nın üçüncü ve muhtemel en zorlayıcı görev dönemi olacak. Mevcut toplumsal bölünmenin ötesinde hükümeti, karmaşık bir ekonomik duruma göğüs germek zorunda kalacak. Üstelik pandemiden çıkma ve enflasyonun yarattığı ciddi gerilimlere, boyutları hâlâ belirsiz bir istikrarsızlık döneminin kapıda olduğuna işaret eden genel faiz oranları artışına neden olan, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşının yol açtığı bu karanlık uluslararası atmosferde.

 

Lula, sosyal gündemini finanse edecek formülü icat etmenin yanı sıra Bolsonaro hükümetinin tahribata yeşil ışık yakmasıyla, son dört yılda dikkate değer bir biçimde hız kazanan, onlarca yıldır aşırı bir tahribata maruz kalarak durumu kritikleşen Amazon bölgesindeki hızlı bozulmayı durdurmaya çalışacak. Ormansızlaştırma, yasadışı madencilik, endüstriyel tarım alanlarının genişletilmesi ve arazi işgali derhal ilgilenilmesi gereken sorunlar. Bu alanda Lula uluslararası toplumun dayanışmasını ve tahmin edileceği üzere Bolsonaro’nun seçilmesiyle ülkeden çekilen Amazon’u koruma fonlarının çoğunun ülkeye döneceğini hesaba katabilir. Kurduğu ilk hükümette Lula’yla birlikte bakanlık görevinde bulunan, Amazon’u ve Amazon sakinlerini korumaya yönelik güçlü bir önlem paketini hayata geçiren çevreci lider Marina Silva’nın da dönüyor olması iyi haber.

 

Lula için önemli bir diğer alan da Brezilya’nın, bölgenin lideri olma rolünü yeniden kazanmaya ve oldukça zayıflatılmış ve yanlış yönlendirilmiş çokuluslu Latin Amerika sistemi taahhüdünü canlandırmaya çalışacağı uluslararası sahneye dönmek olacak. Rusya ve Çin’deki militer otoriteryanizm vurgusu ve Hindistan’daki anti-demokratik eğilim dikkate alındığında, Brezilya’nın sözde BRICS’teki konumunu gözden geçirmek, Küresel Güney ve Güney-Güney ilişkilerinin anlamını da etraflıca düşünmek durumunda olacak.

 

Brezilya’nın böyle kritik bir zamanda dünya sahnesine dönüyor olması harika bir haber. Seçim sonucu demokratik değerlerin savunulması ve tamamen yok olmanın eşiğine gelen Amazon’un korunmasıysa, bu önemli seçimde kazanan dünya oldu.

 

Ülkede gerginlik ve ayrılıklar birkaç ay daha sürecek. Ancak Bolsonaro faşizmine galip gelmenin sağladığı coşku ve Lula’nın açığa çıkarabileceği pozitif enerji, Latin Amerika bölgesine ve dünyaya bir iyimserlik dalgası getiriyor ve şüphesiz, mutluluğa dönme umudumuzu güçlendiriyor.

 

Bu yazı New Age BD tarafından yayınlanmış olup, Evrim Yaban Güçtürk tarafından Perspektif için çevrilmiştir. Yazının orijinal linki için buraya tıklayınız.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.