Muhammed Bin Selman’ı Anlamak-II

2017 Haziran’ında Prens Muhammed bin Nayef’in bütün görevlerinden istifa etmesi üzerine Muhammed bin Selman tek veliaht prens oldu ve hanedanlığın üçüncü nesil, genç bir isme geçmesi kesinleşti. Tarihsel olarak Ibn Suud’un oğulları arasında oluşan taht sistemini anlamak, Muhammed bin Selman’ın devletin tarihinde nasıl bir dönüm noktasına denk geldiğini görmemize yardımcı olacaktır.

Muhammed bin Selman’ın (MbS) veliaht prens ilan edilme süreci, Suud devletinin yaşadığı siyasi dönüşümün ve Prens’in kendi liderliğini inşa edişinin ilk aşamasını oluşturuyor. Fakat öncelikle tarihsel olarak, Ibn Suud’un oğulları arasında oluşan taht sistemini anlamak, MbS’nin devletin tarihinde nasıl bir dönüm noktasına denk geldiğini görmemize yardımcı olacaktır. 

 

Veraset Sisteminin İlk Formu

 

Suudi Arabistan’daki taht verasetinin ilk formu, kurucu lider Ibn Suud’un henüz hayattayken oğulları Suud ve Faysal’a söylediği üzere, kendi oğullarının sırayla göreve gelmesi üzerine kuruluydu. Kaynaklara göre Ibn Suud, oğlu Suud’a, kendi oğullarını veliaht prens atamaması ve tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde görevi kardeşi Faysal’a devretmesi üzerine yemin ettirdi. Ibn Suud için hanedanlığın temel siyasi figürleri kendi oğulları olmalı ve taht sırası üzerine bir tartışmanın önlenmesi için, veliaht prens ataması krala biat edildiğinde hızlıca yapılmalıydı. Krallığın ilk güçlenmeye başladığı yıllarda Ibn Suud’a toprakları kardeşleri ya da oğulları arasında paylaşması ve derebeylik gibi bir sistemle yönetmesini tavsiye edenler oldu. Fakat Ibn Suud’un tercihi, merkezi sistemin ve gücün bir elde toplanmasının öncelendiği ve kendi oğulları arasında devreden bir siyasi sistemdi. Bu sayede, kardeşleri, torunları ve sayıca oldukça fazla olan oğulları arasında yaşanabilecek bir hanedanlık içi savaşı önledi. Kral olamayacağı bilen hanedan mensupları hem asil unvanlar ve Kral Faysal döneminde aylık ödenmeye başlayan maaşlar aldılar hem de ekonomide ve siyasette her zaman öncelendiler. Bu politika, hanedan üyelerinin bir yandan pastadan pay almasını bir yandan da krala bağlı kalmalarını sağladı. 

 

Ibn Suud ve Oğulları

 

Ibn Suud’un yüzün üzerinde evlilik yaptığı ve tam sayısı bilinmese de yüze yakın çocuğu olduğu söyleniyor. Kral Suud, beklentileri karşılamayan krallığı süresince kardeşi Faysal’ın veliaht prensliğini onayladı. Özellikle görevinin son yıllarında, otorite de facto olarak Faysal’a geçti. Krala has sorumlulukların da yerine getirilebilmesi için, ulema da, Faysal’ın üstün özelliklerle donatılmış veliaht prens pozisyonunu, yayınladıkları fetvalarla destekledi. Sonrasında Faysal’ın tahta geçtiği dönemde, veliaht prens ataması arzu edildiği gibi hızlı olmadı. Kral Faysal’ın hanedanlığı süresince, öncesinde onu destekleyen aile mensupları ve ulema birkaç kez tahttan indirilmesi için talepte bulundular. Yaşça Faysal’dan sonra gelen Prens Muhammed ise çok öfkeli olması ve alkol bağımlılığı ile bilindiği için, Prens Halit veliaht olarak atandı. 

 

Bu süreçte Kral Faysal’ın stratejik yönetim becerisinin bir örneği olarak, veliaht prens seçimi ve kralın ölümü sonrası sürecin yönetilmesi için prenslerden oluşan bir konsey kurdu. Faysal bu konseyi, aile içi rekabeti dengeleyecek şekilde dizayn etti. Sudairi Yedilisi olarak bilinen kardeşlerden Prens Fahd ve Sultan; Sudairi soyundan gelmeyen fakat kabilelerle güçlü ilişkileri olan Prens Halit ve Abdullah; bir önceki kralın kendi annesinden iki erkek kardeşi Abdullah ve Musaid; ve Özgür Prensler hareketini temsilen Prens Navaf bu komisyonun üyeleri arasındaydılar. Prens Muhammed ise bu süreci ve kendisinin görevden feragat etmesini, sunulan ekonomik imkânlar karşılığında siyasi bir sorun haline getirmedi. Kral Faysal hem ailenin en büyük oğlunun tek ihtimal olmadığını hem de tahtın babadan oğula değil kardeşler arasında el değiştireceğini vurgulamış oldu. 

 

Faysal 1975 yılında yine aile içinden bir isim, yeğeni Prens Faysal bin Musaid tarafından suikasta uğradığında tahta Prens Halit geçti. Fakat Prens Halit’in sağlık durumu ve yönetimle meşgul olmak istememesi sebebiyle, kardeşi Veliaht Prens Fahd, yayınlanan bir kanun ile kralın görevlerini yerine getirmek için yetki aldı. Kral Halit’in sağlık durumunun kötüye gittiği süreçte, taht üzerine yaşanan tansiyondan haberdar olup, Veliaht Prens Fahd ve kardeşi Abdullah’ı Londra’ya çağırıp babasının yaptığı gibi taht verasetine uygun davranmaya yemin ettirdiği söyleniyor. 1982’de Kral Halit öldüğünde, tahtı Fahd devraldı ve kardeşi Abdullah veliaht prens oldu. Kral Fahd, Suudi Arabistan tarihinde pek çok gelişmenin yaşandığı süreci yönetti ve 2005’teki ölümüne kadar tahtta kaldı. Kardeşi Abdullah ise 2005-2015 arası krallık yaparken, Prens Sultan 2011 yılında vefat edene kadar veliaht prens oldu. 

 

Biat Konseyi ve Yardımcı Veliaht Prens Kavramı

 

Fakat Kral Abdullah, Sudairi kardeşlerin devlet bürokrasisi ve hanedanlık içinde güçlenmesinden rahatsız olmaya başladı. Kral Faysal’ın yapmaya çalıştığı gibi, veraseti daha kurumsal bir yapıya bağlamak için 2007 yılında Biat Konseyi’ni kurdu. Bu konseyin amacı bir veliaht prens ismi etrafında uzlaşma sağlamaktı. Bu nedenle kralın üç veliaht prens önermesi ve konseyin bu isimleri reddetmesi halinde başka bir aday teklif etmesi zorunluluğu vardı. Eğer kral komisyonun belirlediği adayı reddederse, konsey bu dört ismi kendi arasında oylamaya açacaktı fakat bu hiçbir zaman gerçekleşmedi. Veliaht Prens Sultan 2011 yılında vefat ettiğinde, Prens Naif’in pozisyonu onaylandı ve yeni veliaht prens oldu. Naif 2012’de vefat ettiğinde, Prens Selman’ın veliaht prens adaylığı konsey tarafından onaylandı. 

 

İkinci veliaht prens manasına gelen başbakan yardımcısı makamı, yardımcı veliaht prens olarak değiştirildi. Bu sayede sağlık nedeniyle yaşanan vefat durumlarında, tahtın bir adayı daha vardı, konsey bu değişikliğe de karşı çıkmadı. Prens Selman’ın veliaht prensliği döneminde, Kral Abdullah tarafından oluşturulan bu makama Prens Mukrin getirildi. 

 

2015 yılında, Prens Selman kral olduğunda, otomatik olarak Prens Mukrin veliaht ve diğer kardeşleri Prens Mishal yardımcı veliaht prens oldu. Kral Selman’ın siyasi hayatı 1960’ta Riyad valiliğiyle başladı ve şehir yönetimi açısından fark yaratan hamlelere imza attı. Kral olduğunda ise 78 yaşında ve yorgun bir bürokrat olmanın etkisiyle, görevi veliaht prensle paylaşmaya daha hazır bir durumdaydı. Fakat Prens Mukrin’in ataması daha çok aile içinde Sudairi ve Sudairi olmayanlar dengesini koruma temeline dayalıydı ve uzun yıllardır devlet bürokrasisinde çalıştığı halde, Prens’in siyaseten desteği azdı. 

 

Veraset Sisteminde Yeni Dönem: Üçüncü Jenerasyona Geçiş

 

Yardımcı veliaht prens ataması ise daha önemli bir aşama oldu, çünkü Ibn Suud’un geriye kalan oğulları ve hanedanlığın durumu düşünüldüğünde, 2015 yılı Kral Selman’ın olası vefatının ardından nasıl bir veliaht sistemine geçileceği sorusunun ilk kez gerçekten sorulduğu zamandı. Ibn Suud’un vefatından sonra uzun süre devam eden bu sorunun, nasıl bir rekabet ve iktidar kavgası doğuracağı belirsizdi. En son kararı kral verse de aile içinde istişare ve güç paylaşımına dayalı bir süreçle bu günlere gelinmişti. Fakat 40’ı aşkın erkek çocuktan doğan 500’e yakın torunun hemen hepsinin sahip olmak isteyeceği yardımcı veliaht prenslik, bu kez önce 55 yaşındaki büyük bir toruna verildi: Prens Muhammed bin Nayef. 

 

Asıl Veliaht Prens Mukrin’in ani bir kararla tahttan feragat edip emekli olmak istediğini söylemesi üzerine, taht kesin bir şekilde yardımcı veliaht prens ve böylece Ibn Suud’un torunu Prens Muhammed bin Nayef’e kaldı. Asıl çarpıcı olan ise, yeni yardımcı prens olarak Kral Selman’ın oğlu prens Muhammed’in atanması oldu. İki yıl sonra, 2017 Haziran’ında Prens Muhammed bin Nayef bütün görevlerinden istifa etti. Bu şaşırtıcı durum bizlere MbS’nin Prens Muhammed bin Nayef’in elini öpüp ondan daima tavsiye alacağını söylediği video görüntüleriyle yansıdı. Batı’da eğitim almış, içişleri bakanlığı yapmış ve yıllardır FBI ile Ortadoğu’daki terör örgütleri üzerine çalışan, tecrübeli ve görece genç bir prensin bu görevi bırakması şaşırtıcı kabul edildi ve aslında evrakları zorla imzaladığı söylendi. Bu yeni koşullarda, MbS tek veliaht prens oldu ve hanedanlığın üçüncü nesil, genç bir isme geçmesi kesinleşti. 

 

Bir sonraki yazıda, 2017’den günümüze kadar MbS’nin aşama aşama veliaht prens liderliği etrafında inşa ettiği yeni bürokratik gücünü ve yolsuzluk karşıtı kampanyasını ele alacağız. Böylece, 2015’te başlayan stratejik hamlelerin kurumsallaşma sürecini göreceğiz.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.