Nükleer Kış

Göstere göstere gelen nükleer kışı savuşturabilmek için ne çok zamanımız var ne de çok fırsatımız. CHP kurultayı ilk fırsat. Muhatabı ve gündemi genişletilebilirse işe yarayacak görünen bir fırsat. İşe yararsa Mart’taki ikinci fırsata kapı aralayacak bir ilk fırsat.

Yerli ve milli rejim de böyle göstere göstere gelmişti. Merkezinde CHP’nin olduğu muhalefet 7 Kasım seçimlerinin ardından dokunulmazlıkların kaldırılmasına onay verip, ardından bir de 15 Temmuz’un Yenikapı Ruhuna üfleyince, üstüne bir de 2017 referandumunun mühürsüz pusulalarla yapılmasına ses çıkaramayınca, yerli ve milli rejimi kucağımızda buluvermiştik. Geride kalan beş-altı senede yerli ve milli rejimimiz serpildi, büyüdü malum. 2018 seçimlerinde Akşener’in, 2023 seçimlerinde de Kılıçdaroğlu’nun adaylıkta ısrar etmesiyle tabii ki. 

 

Bir zamandır göstere göstere gelen ikinci bir şey var: Nükleer kış; muhalefetin, daha doğrusu siyasetin nükleer kışı. Nükleer kış derken kastettiğim Cumhur İttifakı’nın Türkiye’yi beş sene daha yönetecek olması değil, bu zaten verili durum. Kastettiğim, önümüzdeki kısa zaman zarfında memleketi ‘başkalarının’ yönetme ihtimal ve ümidinin hepten kaybolması. Muhalefetin isminin olup, cisminin olmadığı, siyasetin devlet içi bir faaliyete döndüğü bir durum. Nükleer kış derken kastettiğim bu ve göstere göstere geliyor. Tabii yine merkezinde CHP’nin olduğu muhalefetin ferasetsizliği sayesinde. Mayıs seçimlerinde alınan yenilginin ardından CHP yönetimi hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye kalkmayıp ‘gereğini’ yapsa, İYİ Parti seçimde ortaya çıkan tablodan fırsat yaratmaya kalkmasa, HDP de lafta kalmayan bir her şeyi yeniden düşünme işine girişebilseydi, olan biten bir seçim yenilgisinden ibaret kalabilirdi. Ne var ki, bütün bunlar olmadı ve artık bir seçim yenilgisi sonrası durumda değil, siyasette bir nükleer kış arifesindeyiz. 

 

İç karartıcı gelebilir ama siyasette nükleer kışa girmekten sakınmak için çok zamanımız, fazla fırsatımız var görünmüyor. Hepi topu bir-iki fırsat, birkaç ay var önümüzde. CHP kurultayında yönetim değişikliği gerçekleşir de muhalif seçmen biraz ümitlenir ve CHP, İstanbul başta, elindeki büyükşehir belediyelerini yeniden kazanırsa, Mart sonrasından 2028’e geçecek dört seneyi 2019’la 2023 arasında geçen dört sene gibi, “bir şeyler değişebilir”, “Türkiye’yi başkaları da yönetebilir” duygusuyla geçirebiliriz. Olmazsa, bizi bekleyen siyasi değişim ümidinin kalmadığı bir dört yıl olacağa benziyor. 5 Kasım’daki CHP kurultayında yönetim değişmez, ardında da Mart’taki belediye seçimlerinde İstanbul belediyesini AK Parti kazanırsa, muhalif seçmenin 2028’den ümitli olabilmek için bir tutamağı, bir dayanağı kalmayacak. 

 

İhtimal bu ve gidişat da bu yönde. Gidişat, CHP kurultayı ve belediye seçimleri fırsatlarının ikisinin de kaçırılmak üzere olduğunu gösteriyor. Sadece bir ay kalmış olmasına karşın CHP kurultayı, memleket nükleer kış eşiğinde değil ya da nükleer kış çoktan başlamış havasında yapılacak gibi. Olur da bu hava önümüzdeki birkaç haftada değişmezse, mevcut CHP yönetiminin kurultaydan galip çıkması ve akabinde de Mart seçimlerinin kaybedilmesi çok muhtemel. Bütün bu hal, başta genel başkanlık için yarışan Özgür Özel ve ekibi ve her kademeden CHP’liler olmak üzere, muhalif mahfillerin Kasım ve Mart fırsatlarının berhava olmaması için elden geleni yapmaları gerektiğine işaret ediyor. Memleket nükleer kışa girmesin derdinde olan herkes CHP kurultayı etrafındaki havanın değişmesi için çalışsa yeridir. CHP kurultayı etrafındaki havanın nasıl değişebileceğine gelince….

 

Muhatap

 

Öncelikle CHP kurultayının muhatabının yenilenmesi, genişlemesi gerekiyor. Mevcut halde kurultayın muhatabı daha ziyade CHP kamuoyu, hatta daha dar olarak CHP örgütü ve CHP delegeleri. Kurultay etrafında bugüne kadar yürüyen tartışma, 5 Kasım’da memleketin kaderini şekillendirecek bir oylamadan çok, CHP delegelerini ilgilendiren, onların akıbetiyle ilgili bir seçim yapılacağı izlenimini veriyor. Kurultay genel kamuoyundan çok, CHP il ve ilçe örgütlerinde ve CHP profesyonelleri arasında tartışılıyor. 

 

Kurultay tartışmasının muhatabını bu kadar dar tutmak, bugünkü CHP yönetiminin lehine ve değişmesi elzem. CHP yönetiminin değişmesi gerektiğine kani olanlar, CHP kurultayının muhatabını en geniş biçimiyle partinin mevcut ve muhtemel seçmeni ve daha geniş olarak muhalif seçmen kılmanın yollarını bulmalı. Şundan: Olur da kurultay tartışmasının muhatabı genişlerse, 5 Kasım’da CHP yöneticilerini seçecek delegeler memleketin nükleer bir kışın arifesinde olduğunu bihakkın idrak edebilir ve CHP meselesinin şahsi meseleleri değil memleket meselesi olduğuna kani olabilirler. Malum, 2010’da tam da böyle olmuştu. CHP kurultayının muhatabı genişlediği ve buna bağlı olarak delegeler kanaat değiştirdiği için Kılıçdaroğlu genel başkan olabilmişti. 2010’da Kılıçdaroğlu’nu genel başkan yapan delegeler bir önceki kurultayda Baykal’ı genel başkanlar yapanlardı malum. Ancak memlekette atmosfer değiştiği için başta Önder Sav olmak üzere has Baykalcılar kanaat değiştirmiş ve Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçilmişti. Benzer bir atmosfer değişikliği bugün de işe yarayabilir. CHP etrafındaki geniş kamuoyunu kurultayın muhatabı kılmak, CHP delegelerinin kararlarını vereceği atmosferi değiştirebilir.

 

Gündem

 

Kurultay gündemini CHP’nin değişimi tartışmasına sıkıştırmamak da bugünkü atmosferin değişmesine katkıda bulunabilir. Kurultayın ana gündemi CHP’nin değişimi meselesi olarak kaldıkça geniş CHP kamuoyunun ve genel kamuoyunun kurultaya ilgisi zayıf kalacağa benziyor. Sebebi de açık: CHP’nin değişimi, kabul etmek gerekir ki, neredeyse bin senelik bir tartışma ve herkesi açmıyor. Kurultay gündemi “CHP sol, sosyal demokrat parti olmalı”, “CHP sağa kaymamalı” gibi CHP profesyonelleri için manalı ancak geniş CHP kamuoyu açısından çok da ilgi uyandırmayan konulara sınırlı kaldıkça, kurultay etrafındaki atmosferin değişmesi zor. CHP’nin değişimi mevzuunu boş vermeden, genel olarak siyasetin ve Türkiye’nin değişimi mevzuunu kurultayın esas gündemi kılmak, genel kamuoyunun kurultayla ilgilenmesine ve kurultay etrafındaki atmosferin tazelenmesine yardımcı olabilir. Keza, muhalefetin birliği nasıl sağlanacak, Türkiye nasıl yönetilmeli gibi genel kamuoyunu ilgilendiren konuları da kurultay gündemine taşımak, delegelerin karar alacağı atmosferi yenileyebilir. 

 

Göstere göstere gelen nükleer kışı savuşturabilmek için ne çok zamanımız var ne de çok fırsatımız. CHP kurultayı ilk fırsat. Muhatabı ve gündemi genişletilebilirse işe yarayacak görünen bir fırsat. İşe yararsa Mart’taki ikinci fırsata kapı aralayacak bir ilk fırsat.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.