Seçimlerin Ertelenmesi Tartışmaları
Seçimlerin ertelenmesi ancak savaş halinde söz konusu olabilir. Hatta Türkiye’nin savaş halinde olması bile, tek başına erteleme sebebi değildir. Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmemesi de erteleme için şarttır. Buna da ancak TBMM karar verebilir.
Türkiye’nin siyasal hayatında bazen, normal bir demokratik rejimde asla tartışma konusu olmayacak bazı hususların yoğun tartışmalara konu teşkil ettiğine tanık olunmaktadır. Bunun en yeni ve en tipik örneklerinden biri, 10 ildeki deprem nedeniyle ilan edilmiş bulunan olağanüstü hâl gerekçe gösterilerek yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı ve TBMM seçimlerinin ertelenip ertelenemeyeceğidir.
Aslında bu konuda Anayasamızın hükümleri, hiçbir tereddüde yer bırakmayacak derecede açıktır. Anayasanın 78’inci maddesine göre, “Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.” Cumhurbaşkanı Seçimi Hakkında 6271 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinde de paralel bir hüküm yer almıştır: “Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmediğine dair karar verilmesi hâlinde, Cumhurbaşkanı seçimi bir yıl geriye bırakılır. Geri bırakma sebebi ortadan kalkmamışsa, erteleme kararındaki usule göre bu işlem tekrarlanabilir.”
Görülüyor ki hüküm gayet açıktır. Seçimlerin ertelenmesi ancak savaş halinde söz konusu olabilir. Hatta Türkiye’nin savaş halinde olması bile, tek başına erteleme sebebi değildir. Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmemesi de erteleme için şarttır. Buna da ancak TBMM karar verebilir. Elbette burada “savaş” kelimesinden anlaşılması gereken, milletlerarası hukuktaki savaş tanımına uygun şekilde başka bir devlete karşı ilan edilmiş bir savaş halinin varlığıdır. Yoksa meşru müdafaa sınırları içinde yabancı bir ülkede girişilen askeri operasyonlar kesinlikle savaş hali olarak kabul edilemez. Savaş ilanına da ancak TBMM yetkilidir (Anayasa m. 87).
Anayasa hükümleri bu kadar açıkken yukarıda değinilen tartışma nereden kaynaklanmaktadır? Bu iddiayı ortaya atanların dayanaklarından biri, Anayasa Mahkemesi’nin 2012 yılında verdiği bir kararda (E. 2012/30, K. 2012/96, 15.06.2012) kullanılmış olan bazı ifadelerdir. Mahkeme, 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu aleyhine açılan iptal davasında Kanun’un 5’inci maddesine ilişkin iptal istemini reddederken “savaş ya da başka bir nedenden kaynaklanan bir zaruret halinde seçimlerin fiilen yapılamaması”, “savaş gibi bir mücbir sebep nedeniyle seçimin yapılmasına imkân bulunmayan haller” gibi eleştiriye açık ifadeler kullanmıştır. Ancak gerekçedeki bu ifadelerden iddia sahiplerinin çıkardığı sonucu çıkarmak mümkün değildir. O karardaki konu tamamen farklıdır ve seçimin yapılamaması halinde görevdeki Cumhurbaşkanının görev süresinin, yeni Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar devam edeceğine ilişkindir. Bunun, seçimlerin ertelenmesi kararının alınması ile bir ilgisi yoktur.
Karşıt görüştekilerin ikinci iddiası, seçimin yapılmasına fiilen imkân bulunmaması halinde Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir erteleme kararı verebileceğidir. Bu görüşün de hukukî temeli yoktur. Anayasanın 79’uncu maddesine göre Yüksek Seçim Kurulu’nun görevi, “seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma” ve seçim uyuşmazlıklarını karara bağlamaktır. Diğer bir deyimle Yüksek Seçim Kurulu, bir yönüyle idarî bir organ, diğer yönüyle bir yargı organıdır. Onun kesinlikle Anayasa’nın öngörmediği siyasal nitelikli bir karar alma yetkisi yoktur.
Görülüyor ki yürürlükteki hukuk kuralları ışığında bir anayasa değişikliği yapılmadıkça seçimlerin ertelenmesine imkân yoktur. Mecelle’de yer almış temel bir yorum kuralına göre, bir hükmün anlamı açıksa, onun yorumlanmasına cevaz yoktur.