PANORAMATR’nin Nisan-Temmuz arasında gerçekleştirdiği araştırmalar, seçmenin 31 Mart seçimlerindeki oy tercihini büyük oranda koruduğunu gösteriyor. Bu dört aylık trend, seçmen tercihi, seçmen-siyaset ve iktidar-muhalefet ilişkisi açısından yeni bir döneme girdiğimiz anlamına geliyor. Yeni dönemin en önemli yansıması, siyasetin son 22 yılda olduğu gibi artık sadece Erdoğan ve öncülük ettiği parti ve/ya ittifak tarafından değil, Erdoğan (ve ittifakı) ile CHP tarafından, bu iki aktörün karşılıklı etkileşimiyle şekilleneceği gerçeğidir.

Türkiye uzunca bir süredir normalini kaybeden bir ülke görünümünde; oysa seçmenin büyük bir kısmının başat isteği normalleşme. Seçim sonuçlarında da bu isteğin payı büyük; seçmenin AK Parti’ye sert bir uyarı vermesinin nedeni de normalleşme, CHP’ye geniş bir kredi tanımasının da. Bir başka ifadeyle; AK Parti normalden uzaklaştığı için cezalandırıldı, CHP ise geçmişe kıyasla siyasetine daha […]

Her belediye, farklı kaygılarla da olsa birer siyasi kaleye çevrilmiş durumda. Kentlerimizin yaşanılabilirliğini mümkün kılan asıl organ olan belediyelerin kaderinde esas belirleyici nitelik, belediyecilik kaygıları değil, siyasi anlayış ve algılar.

Seçimlerin bir ay sonrasındaki siyasi iklim, sonuçlardan ‘özerkleşmiş’, biraz kalıcılaşma yoluna girmiş bir ‘31 Mart etkisinden’ söz edilebileceğini gösteriyor. CHP kurmaylığı heder etmezse eğer, önümüzdeki ilk genel seçimleri, onun öncesinde yaşanabilecek anayasa değişikliği ve benzeri büyük siyasi gelişmeleri kökten şekillendirecek bir etki. 31 Mart seçimlerinin sayısal sonuçları, sonuçların neye işaret ettiği, niye bu sonuçların alındığı […]

Toplumsal cinsiyet politikası, Kürt siyasal hareketiyle ilişkilenme biçimi ve çoğunluğu kümenin dışında bırakan katı dindarlık anlayışı eleştirilere konu olan HÜDA PAR’ın ulusal ve yerel siyasetteki iki önemli gelişmeye dair aldığı pozisyon, ‘HÜDA PAR 2.0 mı geliyor?’ sorusunu akıllara getirdi.

“Bana karşı nazik olup bir garsona kaba davranan kişiye güvenmem. Çünkü garsonun yerinde ben olsaydım, bana da aynı şekilde davranacaktı” der Muhammed Ali. Haklı, hem de sonuna kadar. Mültecilere kötü davrananlara da güvenilmez. Çünkü hâalihazırda mülteciler için uygun gördükleri kötülükleri, yarın koşullar değişip de zayıf halka konumuna düştüğünüzde sizin başınıza getirmekten imtina etmeyeceklerdir. Bir ülkedeki […]

31 Mart seçimlerinde Kürt seçmenlerin tercihleri, bu tercihlerle bir önceki yerel ve genel seçimlerdekiler arasındaki farklar, Kürtlerin epey bir kısmının var olandan başka bir şeyin derdinde olduğunu açığa çıkarıyor. Tercihler, Kürtlerin de bir yol aradığına işaret ediyor. Seçimlerden hemen önceki ve hemen sonraki iki yazımda 31 Mart seçimlerinin Türkiye’nin bir yol aradığına işaret ettiğini yazmıştım. […]

Perspektif, 31 Mart seçimlerini değerlendirdiği ve geçtiğimiz günlerde ilk kısmı yayınlanan soruşturmanın ikinci bölümü için Sabancı Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fuat Keyman ile CORE Araştırma Enstitüsü Direktörü Ulaş Tol’un görüşlerine başvurdu.

Partiler demokratik yollarla iktidara gelip iktidarlarını sürdürmek üzere rekabetçi otoriteryenliğin büyüsüne kapılabilirler ama eve ekmek getirdiği sürece bağırıp çağıran bir babaya sabredildiği kadar sürer bu büyü. Sofraya konan ekmek her gün azalırken o ekmeği getiren baba ev ahalisine daha çok bağırıyorsa, hepimizin kulaklarının bir istibdat haddi olduğu gerçeği er geç hane halkının başka evlere taşınmasıyla […]

Devrimci bir süreci işletmekten başka çaresi kalmadı Erdoğan’ın. Gerçekleri görmekte, ülkenin orta-uzun vade maslahatını düşünecek halde olmadığını varsaysak bile kendi siyasi geleceği açısından radikal kararlar almak zorunda.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.