11 Eylül 2001’den önce de terörizm çeşitli biçimlerde varlığını sürdürüyordu. Ancak, Bin Ladin ve müritlerinin gerçekleştirdiği ani ve öngörülmeyen saldırı, o zamana kadar yaşanan her şeyden çok daha sansasyoneldi ve tüm dünyada acil bir tutum değişikliğini de beraberinde getirdi. Bugün ise birçok ülkede yaşanan şiddet ve kaos, 11 Eylül ile gelen dalgaların etkisi ile farklı boyutlara evirilmeye devam ediyor.

Trump’a yönelik suikast girişimi ABD’deki bölünmelerin bir başka göstergesi. Evet, ABD umutsuzca bölünmüş durumda, kendisini içeriden yediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Suikast girişimi bölünmeleri artırabilir ve daha fazla şiddeti körükleyebilir.

Birkaç gündür sosyal medyada dönen bir video kaydında, Arnavutluk Başbakanı Edi Rama’nın ABD Dışişleri Bakanı Anthony J. Blinken’ın gözlerinin içine bakarak “Dünyada üç büyük şeytan var(dı): ABD, Sovyetler Birliği ve İsrail…” dediği görülüyor. Ancak ne Edi Rama siyasetçi profili olarak ne de Arnavutluk ülke profili olarak bu tür bir diyaloğun vuku bulabileceği bir gerçeklik zemini […]

İsrail’in ve İsrail’in işlediği tüm suçlara destek veren ABD yönetiminin birlikte işledikleri savaş suçlarını ortadan kaldırmak için “büyük savaş” projesini hayata geçirebileceklerini akılda tutmak lazım. Şam, İsfahan, Irak saldırıları ve buna karşı verilen tepkiler, bahsettiğimiz “büyük savaş” projesinin göstergelerinden biri. “Bir şarlatana üzerinizde kullanabileceği gücü verdiğinizde, onu asla geri alamazsınız.” Carl Sagan   İsrail’in, ABD […]

Teknoloji şirketleri, veri güvenliği konusunun açık ve demokratik bir biçimde tartışılması halinde tüketicilerin dijital güvenlik önlemlerine ilişkin endişelerinin üstün geleceğinin farkında. Endüstrinin lobicileri hiçbir zaman böyle bir tartışma yürütülmemesini sağlamaya çalışırken, sinsi hamlelerinden biri ifşa oldu ve bunun önüne geçildi.

İzolasyoncu ve ittifaktan ziyade ikili ilişkilere oturan dış politikası dolayısıyla Trump’ın kazanma ihtimali ABD’nin müttefiklerini endişelendiriyor. Ancak Trump, sorunun sadece görünen yüzü. Asıl mesele, Amerika’nın iç siyasetinde yaşadığı kriz, küresel siyasetini tanımlayamama durumu ve bu vizyonu şekillendirecek istikrarlı bir politika belirleyememesi.

Türkiye, Batı sonrası dünya ve düzen değişikliği tartışmasını bilgi temelli, farklı görüşler arası müzakere ve tartışmayı destekleyerek ve bundan sonraki beş yılın nasıl gelişeceğini hesaplayan ve öngörebilen bir çalışma ile bugüne hazırlanmalı. Çünkü oluşmakta olan değişim Türkiye için fırsatlar kadar riskler de yaratıyor. Son yıllarda uluslararası ilişkiler ve dünya tarihi üzerine yazdığı kitaplar ve makalelerle […]

Ortadoğu’daki bölgesel ve küresel dengeler açısından geçtiğimiz yıldan daha hareketli olmaya aday bir yıl var önümüzde. 2024’te bölgede yakından izlenmesi gereken saha ise Filistin ve Arap-İsrail ihtilafı olacak. 2024 yılında Ortadoğu coğrafyasının politik şekillenmesine dair gözlem ve değerlendirmelerimi kaleme almayı planladığım bu yazı serisinde, ilk olarak “Arap Baharı” coğrafyasının 2010 yılından bu yana geçirdiği dönüşümü […]

Türkiye, Batı-sonrası dünyada dış politikasını nasıl şekillendirmeli? Bu soru sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümeti ilgilendirmiyor, tüm siyasi partileri, sivil toplumu ve akademisyenleri de ilgilendiriyor, ilgilendirmeli. Batı-sonrası dünyada Türk dış politikası, iktidarın değil, Türkiye’nin meselesi olarak ele alınmalı ve tartışılmalı. Washington’daki (ki konuşmalar ve toplantılar yaptığım Boston ve Middleburry’yi de ekleyebilirim) dış politika tartışmalarında Ukrayna, Gazze, […]

Türk-Yunan ilişkilerinde Ege semalarından gelen ABD sinyalini dikkatli okumak gerekiyordu, Türkiye’nin Atina Bildirgesi adımı kayda değer oldu. Şu bir gerçek ki Bildirge’yle iki tarafın kazanacağı fayda, üçüncü tarafların çıkarlarından daha üstün. Fakat Bildirge’nin buzdağının altındaki yorgun yükü de kaldırması gerekiyor.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.