Mültecilerin korunması ve göç yönetimi konusunda bu zamana değin ilmek ilmek işlenmiş tüm ulusal ve uluslararası mevzuat giderek yok oluyor ve normlar hiyerarşisi adeta alt üst ediliyor; ulusal hukuk ile uluslararası hukuk ve Avrupa hukuku arasında uyumsuzluklar artıyor; ulusal sınırları korumak adına “ben yaptım oldu” yaklaşımları birer iyi uygulama örneği olarak ön plana çıkıyor.

Avrupa içine kapanıyor, çünkü Avrupa halkları küreselleşmeden korkuyor. Bırakın Türkiye’yi, Balkan ülkelerini dahi üye yapamayan Avrupa Birliği, Ukrayna, Gürcistan ve Moldova gibi ülkelere üyelik perspektifi verdi. Mevcut sayıda üye ülkeyle federal bir Avrupa mümkün değil, bunu herkes biliyor. Bir de üyelik perspektifi verilen, kimi savaşta, kimi kısmen işgal altında bu ülkeleri işin içine katarsanız, federatif bir yapı hiç mümkün değil.

Avrupa Parlamentosu 6-9 Haziran’da yapılacak seçimlere hazırlanırken masada geniş ve parçalı bir küresel jeopolitik yatıyor. Öte yandan AB, hem üye ülkeler içindeki demokratik gerileme hem insan hakları karnesindeki zayıflar hem de genişleme perspektifinin kırılganlıkları ile oldukça yorgun bir imaja sahip. Avrupa’nın meclis kompozisyonu, tüm bu yorgun hafızayla yeniden inşa edilecek.

Anketlere göre genç Avrupalıların demokrasiyi tutarlı bir şekilde destekleme olasılığı ebeveynlerine göre çok daha düşük. Dolayısıyla asıl mesele, Avrupa’nın çok geç olmadan gençleri arasında demokrasiye olan desteği artırmak için ne yapılabileceği.

AB gündeminin çoğu kısmını aşırı sağcı liderler belirliyor. Mültecilerin yasadışı yollarla geri itilmesini de içeren ve ırkçı, şeytanlaştırıcı söylemlere dayanan agresif göç politikaları, anaakım Avrupalı liderler tarafından giderek daha fazla tercih ediliyor. 40 yıl önce, Hindistan ve Pakistan arasındaki iki ölümcül savaşın ve iki ülke arasındaki daimî düşmanlığın yaralarını taşıyan bir öğrenci olarak Brüksel’e gelmiştim. […]

10. Uluslararası Çalışmalar Konferansı’na katılmak üzere Lizbon’a gidişim bir aile hareketliliğine dönüşürken; aktarmalı yolculukla Cenevre, Lizbon ve Lyon’u gezme fırsatı bularak mini bir Avrupa turu yapmış olduk. 12-15 Eylül 2023 tarihlerinde Portekiz’in başkenti Lizbon’da CESRAN International ve Universidade Autónoma de Lisboa’ya bağlı (UAL) Observartory for Foreign Relations (OBSERVARE) tarafından UAL’nin ev sahipliğinde düzenlenen 10. Uluslararası […]

Avrupa’nın anaakım merkez sağ partileri, ulusalcı aşırı sağı dışlamak mı, taklit etmek mi yoksa onunla ittifak kurmak mı gerektiğine karar verirken, seçmenlerini kaybetmekle özlerini kaybetmek arasında bir seçim de yapmak zorunda. Geçmişte Avrupa’nın anaakım merkez sağının Avrupa şüphecisi popülistlerden ve aşırı sağcı yabancı düşmanlarından belirgin bir biçimde ayrıldığı zamanlar vardı. Helmut Kohl ya da Angela […]

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’yı güçten düşürmek için Avrupa’ya karşı enerji kozunu oynadı. Avrupa ise Putin’in blöfünü gördü. Geçtiğimiz hafta sonu Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ve üst düzey yetkililerden oluşan bir heyet, Almanya’nın sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminalinin açılışı için Kuzey Denizi’nde kıyısı bulunan Wilhelmshaven’deydi. Kuzey ve Baltık denizlerindeki liman kentlerinde açılması planlanan beş […]

Türkiye’de parti kapatma kararlarının pek çoğu, AİHM’ye intikal etmiş ve bir tek Refah Partisi kararı hariç, hepsi Sözleşme’ye aykırı bulunmuştur. Anayasa Mahkememizin HDP hakkındaki kararı, ya bizi bu konudaki Avrupa kriterlerine yaklaştıracak ya da onlardan büsbütün uzaklaştıracaktır. HDP hakkındaki kapatma davasının karar aşamasına yaklaştığı şu günlerde siyasi partilerin kapatılmasında Avrupa kriterlerinin ne olduğu konusunun bir […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.