Bir toplumda sosyal refah seviyesinin yükselmesi oranında sosyal adalet ve iç barış da güç kazanır. Bu anlamda sadece kamu kurumları değil bilim insanları da büyük sorumluluk sahibi. Toplumun genel iyilik halini güçlendiren sosyal refahı tesis etmek, zaman ve emek dışında ciddi bir uzmanlaşma ve ideolojiden uzak bilim yapma ile mümkün. Refah devleti kavramı siyaset bilimi […]

Türkiye’de aydının temel sorunu çelişkiye savaş ilan etmesidir. Taraflardan her biri çelişkinin sebebi saydığı karşıtını yok etmek istiyor. Bu mantığa göre kendisi de aynı sonucun doğal bir parçası olarak benzer bir muameleyi hak ediyor. Tanpınar’ın bir kitabı “Sahnenin Dışındakiler” başlığını taşır. Orada, mütareke yıllarından halaskârını bulacağı güne kadarki dönemin İstanbul sakinleri kastedilirken, bu yazıda “sahnenin […]

Selçuk Tepeli tarım ve hayvancılıktaki sorunların nereden kaynaklandığını, bu sorunların çözümünün ne olduğunu büyük ölçüde biliyor. Onu sinirlendiren de bu belki. Bu çözümler bu kadar aşikâr iken neden bir türlü becerilemiyor? Onun için esas akıl dışı olan bunların halen çözülememiş olmaları. İşte Tepeli’nin asabiyetinin kaynağı burada. 11 Mart 2021 tarihinde Gazete Duvar’da “Cem Dizdar: Bir […]

İdrak göçü, göreli olarak hayat kalitesi algısı üzerinden şekillenmektedir sanki. Sadece ekonomik imkân yetersizliği, daha yüksek gelir beklentisi değildir asıl mesele. Daha iyi hayat şartları, daha demokratik bir ortam, daha fazla fırsat eşitliği, asgari insan hakları, daha kaliteli eğitim imkânları beklentisidir göçün ardındaki motivasyon. Kullanımı çok yaygın olan ve son zamanlarda tekrar güncelleşen bir kavram […]

Bu toprakların üniversite tarihi bir bakıma tasfiyelerin tarihidir. Hangi hükümet, ideoloji, lider döneminde olursa olsun bütün tasfiyelerin ilginç bir ortak noktası vardır: Tasfiye edilenlerin kalite ortalaması, içerde kalanlardan daha yüksektir. 1940’ların DTCF tasfiyesi, 1980’lerdeki 1402’likler, 2000’li yıllardaki imzacı akademisyen tasfiyelerinde vuku bulan hep budur. Son zamanlarda heyecanla Muzaffer Şerif okuyorum, araştırıyorum. Şerif’in adını hep 1940’larda […]

İlmihal aydınlığı, aidiyeti, teslimiyeti öne çıkarır; düşünmeyi, eleştirmeyi değil. İlmihal aydını koşulsuz abonedir. Esasa dair sorgulamayı, hatta şüpheyi içermez. Araştırmacı değil, çokbilmiştir. Her şeyi biliyorsanız araştırma zahmetine girmenin bir anlamı da yoktur zaten! Geçen hafta Perspektif’te “Skolastik Aydın” başlıklı bir yazı yazmıştım. Yazıya olumsuz bir tepki aldığımı hatırlamıyorum. Bunu, başlık “oksimoron” kavramını çağrıştırsa da, okuryazar […]

Seküler olmak, solcu olmak, liberal olmak sizi otomatikman skolastikten azade etmeyebilir. Marksist bir skolastisizm mümkün olabileceği gibi, skolastik olmayan bir teoloji de mümkündür. Antropolojik kültürel manada Batılı bir skolastik olmanız da, doğulu bir anti-skolastik olmanız da imkânsız değildir. Yazıya, yazının başlığının pek çoklarına “tuhaf” gözükebileceğini kabul ederek başlayayım. Kavramsal olarak öyle gibi gözüküyor olabilir ancak […]

Organik aydın bir ideoloji, siyasi parti veya program ile toplumun geniş kesimleri arasındaki ilişkiyi kuran, bir anlamda bu ilişkiselliğin katalizörü olan bir işlevdir. Entelektüel fikir üretir, (organik) aydın ise üretici değildir genellikle. Mevcut fikirleri, daha önce düşünülmüş olanı toplumsallaştırır, kamusallaştırır. Fikirleri topluma taşır. Toplumdan geri besleme alır. Onunla da merkezi yönlendirir. Türkçe okuryazarlıkta sanki şöyle […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.