Dostoyevski’nin doğumu da ölümü sembollerle yüklüdür. Bir yoksullar evinde doğar. Gözünü dünyaya açtığı yerde açlık kol gezmekte, hastalık hep en yakın mesafede durmaktadır. Hayattan olabildiğince uzak, ölüme son derece yakındır. Son nefesini ise bir işçi mahallesindeki binanın dördüncü katında verir. Hastalık, yoksulluk ve sefalet zinciri etrafını sarar ve 56 yıllık ömründe bu çemberin dışına çıkamaz.