Devletin çocuk hakları konusundaki yükümlülüklerini yerine getirmesi için öncelikle deprem mağduru çocuklara güvenli yaşam alanları, eğitim imkânları, psiko-sosyal destek sağlaması gerekir. Bu, öncelikli olarak devletin sorumluluğudur; başka hiçbir gruba veya yapıya devredilemez. Hele ki bu zamana değin yurtlarda yaşanan onca çocuk hakkı ihlali, altı yaşında evlendirilen çocukların yıllar sonra ortaya çıkan hak mücadelesi ve kanıtlanmış […]

Depremden zarar gören illerde yerleşen öğrencilerin en az yüzde 70’i diğer deprem illerinden gelmektedir. Bunun anlamı, ülkenin diğer bölgelerinde bulunan üniversitelerde deprem bölgesi illerinden az sayıda öğrencinin bulunmasıdır. Mantıklı olan, depremden zarar görmeyen üniversitelerde nasıl eğitim yapılacağı kararının o üniversitelerin senatolarına bırakılmasıdır. 6 Şubat 2023 tarihinde ülkemiz son yüzyılın en şiddetli depremini yaşamıştır. Yerel saatle […]

Çocuklar kâğıt üstünde, hayata geçirilmeyen komisyon raporlarıyla korunmaz. Sahada, yasalarla, kolluk güçleriyle, bilinçli ailelerle, sorumlu medyayla, hesap verebilir kurumlarla, bu alanda özveriyle ve bilimsellik ışığında çalışan sivil toplum kuruluşlarını “bizden” veya “bizden değil” diye ayrıştırmayıp koşulsuz destekleyerek, etkin ve güçlü bir Çocuk Bakanlığı kurulmasıyla korunur. Çözüm bu kadar net. Salı günü TBMM Genel Kurulu’nda, “Altı […]

2023’te Rusya’nın Ukrayna işgali veya küresel lojistik krizi sonlanır mı bilemiyorum ama her ikisinin tetiklediği enerji krizi ve küresel enflasyonist dalga devam edecek gibi gözüküyor. Bu şartlar altında ayağımızı yorganımıza göre uzatmayı bırakın ayağımızı yorganımıza diksek yeridir. Nasıl ki dişimizde bir sorun olduğunda dilimiz istemsizce oraya gidiyor, ekonomik darboğazda refahımız azaldıkça dilimiz derdimize varıyor çünkü […]

Türkiye’nin bilim performansında yükselen doğrusal bir gelişmeden bahsetmek mümkün değildir. İstenilenden yavaş ilerlememizin en önemli nedenlerinden birisi yeteri kadar yenilik yaratılmaması ve teknoloji üretilmemesidir. Sonuçta yeteri kadar artı değer üretilmemektedir. Bilim, inovasyon ve teknoloji politikalarını değiştirip daha yüksek performans gösterilmediği takdirde ülkenin orta gelir tuzağından çıkması ve dünya ile rekabet etme şansı zayıf görünmektedir.  Dünya […]

Yoksulluk meselesine “muhtaçlara yardım etmek” perspektifinden değil, “hak temelli” bir bakışla yaklaşmak için bir şeylerin değişmeye başlaması gerekiyor. O başlangıç noktası da Anayasa ve oradan yola çıkarak kapsamlı bir “Okul Yemek Programı” Yasası ve Stratejisi’nin geliştirilmesi olmalı. Yaşar Kemal, “Neden hep yoksulluk yazıyorsun?” sorusuna “Bir ülkede yoksulluk varsa onu yazmayan yazar, yazar değil insan bile […]

Erken çocukluk bakım ve eğitimine yapılacak her bir yatırım, hem kadının istihdamını hem toplumsal cinsiyet eşitliğini hem de çocukların istikrarlı bir kreş olanağı sayesinde bilişsel ve eğitsel anlamda gelişmesini sağlamada kritik önemde. Erişilebilir, elverişli, çağdaş ve kaliteli erken çocukluk eğitim ve bakım hizmetleri hayal değil, lüks de değil; en temel insan hakkı. Ve bu hakkın […]

Okullaşma bütüncül bir süreçtir. Sadece okul devamlılık hanesine atılan bir çentikten ibaret değildir. Karnı doymadan okula giden çocuğun şevki kırılır, dersi dinleyemez, sonunda hayatın ve kapitalizmin acımasız çarkı içerisinde o çocuk okulla arasındaki duygusal köprüyü yıkar geçer. Dolayısıyla karar alıcıların kısır tartışmalara gömülmek yerine, beslenme gibi temel bir ihtiyacı bir devlet politikası haline getirmek için […]

Vahşet, nobranlık, cehalet, çürüme bir “kader” değil; yaptıklarımız ve yapmadıklarımızın bir sonucu. Tüm canlı organizmalar gibi toplum da dönüşebilir. Ama öncelikle birlikte yaşama kültürüne, toplum olma bilincine sahip olduğumuzu anımsatan bir yeni sosyal sözleşme gerekli. Yeniden iletişim dilini sağlamalı, kurumsal kültürleri yenilemeli, bizi birleştiren harcı yeniden keşfetmeliyiz.   Toplumsal bir çözülmenin “Altın Çağı”nı yaşıyoruz adeta. […]

Yıllar içerisinde büyümesine müdahale edilmeyen atama bekleyen öğretmen adayları sorunu, sonunda ciddi değişiklikler yapılmadan çözülemez hale gelmiştir. Bu sorunu çözmek için daha fazla beklemek ileride daha sıkıntılı ve zor tedbirlerin alınmasını gerektirecektir. Artık hükümetler ‘Biz sorunu dört yıllık iktidarımız döneminde çözeriz’ türündeki sloganlardan vazgeçmelidir. Sorun çok ciddidir ve muhakkak milli mutabakatı gerekli kılmaktadır.    Atanamayan […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.