23 Mayıs 2017’de vefat eden Akif Emre, medyada yeni bir dil inşa etme çabası içerisinde oldu hep. Bu çerçevede çalışmalarında daima bağımsız ve eleştirel bir duruş sergiledi, yerel haberciliğe uluslararası bir perspektif getirdi. Çok yönlü bir gazetecilik örneği sundu.

Bir toplumda sosyal refah seviyesinin yükselmesi oranında sosyal adalet ve iç barış da güç kazanır. Bu anlamda sadece kamu kurumları değil bilim insanları da büyük sorumluluk sahibi. Toplumun genel iyilik halini güçlendiren sosyal refahı tesis etmek, zaman ve emek dışında ciddi bir uzmanlaşma ve ideolojiden uzak bilim yapma ile mümkün. Refah devleti kavramı siyaset bilimi […]

Türkiye’de aydının temel sorunu çelişkiye savaş ilan etmesidir. Taraflardan her biri çelişkinin sebebi saydığı karşıtını yok etmek istiyor. Bu mantığa göre kendisi de aynı sonucun doğal bir parçası olarak benzer bir muameleyi hak ediyor. Tanpınar’ın bir kitabı “Sahnenin Dışındakiler” başlığını taşır. Orada, mütareke yıllarından halaskârını bulacağı güne kadarki dönemin İstanbul sakinleri kastedilirken, bu yazıda “sahnenin […]

20 senelik muhafazakâr iktidar döneminde başta altyapı (ulaşım, iletişim, enerji) olmak üzere sağlık ve silah teknolojisi ve son dönemlerde üretim alanlarında -yatırım öncelikleri ve ekonomi bilimi açısından doğru veya yanlış- gelişmeler sağlandı. Eğitim, üniversite, kültür, hukuk, mimari, sanat ve din alanlarında ise ciddi tavsamalar, gerilemeler oldu. Sözde ve görünürlükte (Kisve-Cami) din artarken; içerik/mahiyet epeyce boşaltıldı. […]

Hasbi ve muhasibi düşünme, varlık ve oluş karşısında insanın içine düştüğü hayret ve duyduğu hayranlıktan kaynaklanan: “Bu değirmenin suyu nereden geliyor?” sorusundan/sorumluluğundan doğar. Hesabi düşünme ise, varlık ve oluş karşısında doğan meraktan doğar ve bilim olarak varlıkları hesap eder/sayar. Merak, insanın etrafında beş duyusu ile idrak ettiği ve herkesin, alışkanlık ve aşina olmakla “normal” bulduğu […]

Kültür Devrimine maruz kalmış yurdum insanının kimliği, kişiliği ve ahlaki karakteri sorunludur; bilinci yaralıdır. Geleneksel kültür/kimlik/kişilik/karakterinin mükemmel olduğu da söylenemez. Bugünkü “Yurdum İnsanı”nın ahlaki kapasitesi/duruşu veya karakteri ne durumdadır? Bu yazıda bunun üzerinde duracağız. Soru sormak, ya varlıklar ve olup biten karşısında duyulan “merak”tan doğar veya insanların içinde bulunduğu durum ve haller karşısında hissettiği “hayret”ten. […]

Toplumlar, gaflete düşerek askeri, ekonomik, politik, teknolojik alanlarda yenilgiye uğrayabilirler, kaybedebilirler. Osmanlı toplumu da böyle olmuştur. Önemli olan, toplumsal birliğin dağılmaması veya korunmasıdır. Osmanlı’nın siyasal aklı, dili ve dini birbirinden farklı milyonlarca insanı yüzyıllarca bir arada tutmayı başarmıştır. Bir toplumda politik-kültürel ihtilafların olması da normaldir. Önemli olan, herkesin iştirak edebileceği, kanon ve klasik yaratacak ahlaki […]

İslamcılık dışındaki ideolojilerin genç entelektüellerini üretebildiklerini, gerekli aydın yenilenmelerini sağlayabildiklerini, yalnızca siyasal hareketlerini değil; entelektüel, fikir hareketlerini de geliştirebildiklerini gözlemliyoruz. Tüm siyasal ideolojiler sekülerlik geniş cephesinde uzlaşmışlar iken İslamcılık bu geniş koalisyonun karşısında ilk defa bütün ittifaklarını yitirmiş ve yalnızlaşmıştır. İslamcı entelektüeller mahcubiyetlerini ve konformizmlerini bir kenara bırakıp kamusal tartışmalara çok geçmeden dâhil olmalı, muhasebe […]

İdrak göçü, göreli olarak hayat kalitesi algısı üzerinden şekillenmektedir sanki. Sadece ekonomik imkân yetersizliği, daha yüksek gelir beklentisi değildir asıl mesele. Daha iyi hayat şartları, daha demokratik bir ortam, daha fazla fırsat eşitliği, asgari insan hakları, daha kaliteli eğitim imkânları beklentisidir göçün ardındaki motivasyon. Kullanımı çok yaygın olan ve son zamanlarda tekrar güncelleşen bir kavram […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.