Kimseyi kimsenin vicdanına terk etmeden, hukuki altyapısı tesis edilmiş, dış politikaya zarar vermeyen bir göç politikası icra edilebilir; hatta bu, Türkiye’nin dış politikasına da olumlu yansıyabilir. Ancak geldiğimiz noktada zenofobik tutumlar nedeniyle diplomasi ve dış müzakere girişimlerinin etki gücünün zayıflatıldığını da görmek gerekir.

Tarihsel örnekler, pogromların yalnızca hedef alınan gruplara değil, tüm topluma büyük zararlar verdiğini göstermektedir. Özellikle mülteci karşıtı pogromlar, günümüz dünyasında acil çözüm bekleyen ciddi bir sorundur. Bu şiddet olaylarının önlenmesi için uluslararası toplumun, devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde hareket etmesi gerekmektedir.

Kayseri gibi muhafazakâr kitlenin yaşadığı bir kentte Suriyelilere ait olduğu düşünülerek saldırılan mekânlardan biri de Kur’an kursuydu. Toplumun belleğinde kutsalı sembolize eden bir mekân (ve içindeki mushaflar) da bu vandallığa engel olamadı.

Son yıllarda yükselen göçmen düşmanlığı üzerinden yapılan iç savaş provaları ile birlikte ciddi bir Suriyeli göçmen düşmanlığının tepeden aşağı doğru, masum çocukları dahi hedefe koyarak yaygınlaşmaya başlaması büyük bir tehlikenin habercisi. Irkçılığa karşı ciddi bir tedbir alınmazsa daha utanç verici olaylarla karşılaşabiliriz. Irkçılığa karşı adalet, hukuk ve merhamet cephesini diri tutmak zorundayız.

Kayseri ve diğer şehirlerde olup bitenler “ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep benzeri bir fark gözeterek toplumun kin ve düşmanlığa tahrik edilmesinin” bizatihi kendisidir. Suriyelilere yapılan linç eylemleri toplumda bizzat “nefret duygularının oluşturulmuş” halidir. Ve bu nefretin kaynağı herhangi bir “soykırım iddiası” değildir. Buna karşılık, Kayseri olayları bizzat devlet, siyaset ve medya eliyle yeniden üretilen -ancak devlet nezdinde meşru ve egemen olan- ırkçı nefretten bağımsız değildir.

Her ne kadar resmî ideolojik endoktrinasyonun verdiği zararlarla malul bir siyaset ve toplum yapısına sahip olsak da, başka konularda olduğu gibi göç politikaları konusunda da üretilecek doğru politikalar/yönetim ve bunların sağlayacağı ahlaki üstünlük zemini sayesinde toplumu bu hastalığın pençesinden kurtarmak ve sorunlara ‘merhamet ve fayda’ eşliğinde bakmasını sağlamak mümkündür.

Göç İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de 23 farklı şehirde toplam 27 adet Geri Gönderme Merkezi bulunmaktadır. Türkiye’ye gelen göçmen sayısı arttıkça Göç İdaresi yeni politikalar üretmekte ve hareket tarzını değiştirmektedir. Maalesef idare standart uygulamalarını kaybetmiş, güncel tartışmalara göre tepkisel davranmaya başlamıştır.

Sığınmacılar konusu tıpkı futbol gibi, herkesin bildiği, herkesin hakkında konuşma yetisine sahip olduğunu düşündüğü ve merkezinde, görünürlüklerinin azalması niyazlarının bol olduğu cümlelerin yer aldığı diskurların konusu olmaktalar. Velhasıl, “insan onuru”, “insan hakları” mottolarını parti programlarına nakşetmiş pek çok parti ve partililer, söz konusu sığınmacılar olduğunda onları açık-gizli bir ötekileştirmenin nesnesi kılabilmekteler. Mart 2019 yerel seçimlerinde […]

Ölümler; cinayetler; ırkçı saldırılar; şiddete, ayrımcılık ve nefrete davet eden popülist retorikler; yanlış göç politikalarını eleştirmek ile yabancı düşmanlığını iç içe geçiren muhalif partiler; ekonomik ve jeopolitik tehditlerle birlikte aşırı sağın ve söylemlerinin yükselişi; keyfi deportlar, yüzer hapishaneler ve nihayetinde belli ülkelerin açık hapishaneye çevrilme gayretleri, trajedinin katmerlenmesinden başka bir şeyi ifade etmiyor. Küresel göç […]

Türkiye’de mülteciler ve göçmenlerle birlikte yaşamaya yönelik çabaların artması, seçim süreçlerinin oluşturduğu karşıtlığı ve olumsuz algıları dönüştürmek için gerekli. Nihayetinde geri gönderme seçeneği oluşsa bile burada kalıcı olabilecek geniş bir kesimin olacağını göz ardı etmemek lazım. Suriyelilerin kitlesel olarak geldikleri günden beri mülteci meselesi etrafındaki temel konu belirsizlik oldu. Bu belirsizlik, mültecilerin hayatlarını olduğu kadar […]

  • 1
  • 2
Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.