Günümüz dünyasının yaşadığı iklim ve göç krizi gibi çeşitli krizler göz önüne alındığında, dünya jeopolitiğinin sadece ülkeler ve yükselen güçler üzerinden düşünülmesi sınırlayıcıdır. Bu krizlere bulduğumuz çözüm yolları sadece devletleri değil insanları ve doğayı da öncelediği sürece Küresel Güney’in dünya düzenini olumlu yönde dönüştürme potansiyeli vardır.

İsrail’e soykırım suçlamasının yöneltildiği tarihi davaya ilişkin önemli bir detay, Ugandalı jüri üyesi Julie Sebutinde’nin takındığı İsrail yanlısı tutumdu. 17 üyeli jüriden İsrail’e yöneltilen ihtiyati tedbir kararlarının hepsine karşı çıkan tek üye Sebutinde oldu. İlk bakışta Ugandalı jüri üyesinin benimsediği tutum son derece siyasi ve Uganda’nın devlet olarak benimsediği pozisyondan bağımsız değilmiş gibi görünüyor.

Bu aşamada Divan yaşananların bir soykırım olup olmadığına karar vermemektedir. Bu karar, esasa ilişkin nihai karar verilinceye kadar onarılamaz zararların ortaya çıkmasını engellemeye yöneliktir. Bu sebeple Divan kararında ihsası rey anlamına gelebilecek açıklamalar yapmaktan kaçınmıştır. Doğrusu da budur. Dolayısıyla basında ve sosyal medyada var olan bilgi kirliliğinin aksine bu karardan İsrail’in soykırım yaptığı sonucuna ya da aksine varmak doğru değildir.

İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiklerinin soykırım olarak nitelendirilmemesi durumunda Uluslararası Adalet Divanı, bundan sonra yaşanacak hiçbir hadiseyi soykırım olarak nitelendiremeyecektir. Bu manada Divan’ın yargıçlarının sırtında tarihi bir sorumluluk da bulunmaktadır.

2023, iktidarın gücünü tahkim ettiği ve arada sırada bazı itiş-kakışlar olsa da birlikteliğini koruduğu, buna mukabil muhalefetin zayıfladığı ve birliğini kaybettiği bir yıl oldu. Mevcut manzara, 2024’ün muhalefet için çok daha zorlu geçeceğine işaret ediyor. 31 Mart akşamı kartlar yeniden dağıtılacak ve bazıları oyundan düşecek bazıları da oyuna girecek. Siyaset sahnesinin ışıkları kimilerini görünmez kılarken kimilerini de parlatacak.

Güney Afrika, Uluslararası Adalet Divanı’na yaptığı başvuruda İsrail’in eylem ve ihmallerinin soykırım niteliğinde olduğunu, zira bu eylemlerin Gazze’deki Filistinlilerin mensup olduğu Filistin ulusal, ırksal ve etnik grubunun önemli bir kısmının yok edilmesini amaçladığını iddia etmektedir. Divan’ın bu davada vereceği Güney Afrika lehine bir karar, İsrail üzerindeki uluslararası baskıyı artıracaktır.

Modern dönemde ortaya çıkan ırk, ulus, etnik gruplar ve diğer benzer varsayılan sosyal oluşumlara ilişkin Avrupa-merkezci kavramlar çoğu Afrikalının bilincinde hakimdir. Bunlar, Afrika’nın tarihini ve bugününü şekillendiren paradokslardır. Ancak bugün, sömürgeci güçlerden siyasi olarak bağımsızlıklarını kazanmış olsalar bile, Afrikalıların vizyonları hâlâ bu bölünme modelini yansıtmaktadır. Irkçılık, bir birey, topluluk veya kurum tarafından, tipik olarak azınlık […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.