Medya kuruluşları ve iş çevrelerinin, siyasi iktidara karşı giderek artan bir bağımlılık ilişkisi geliştirmesi medya özgürlüğünü ve medyada çok sesliliği baltalayan önemli unsurlar arasındadır. Bu bağımlılık hali ile medyanın demokrasilerde sahip olması gereken olağan görevinden uzaklaştığı söylenebilir. “Media” kavramı medium’un (medyum) çoğul halidir. Medyum, doğrudan ulaşılamayan kaynaklara aracılık etmek anlamında kullanılır. Bu anlamda, olayların sosyal […]

Millî birlik ve beraberlik denilirken bile bunun çokluk içinde birlik temelinde sağlanabilecek bir şey olduğu kabullenilmek yerine, karşıtlıklar derinleştirilerek iktidar tahkim edilmek istenir. Orada bile süreç öteki olarak tanımlananla konuşup anlaşmak ve onu tanımak olarak işlemek yerine, onu, bilerek içinde bulunduğu paranteze sıkıştırıp varlığından faydalı bir siyasal sonuç çıkarmak şeklinde işler. “Çünkü ne hükümle hükmederseniz, […]

Tıpkı “ahlakın soy kütüğü” gibi iktidarların da bir soy kütüğü, yönelişi vardır. Ve her iktidar kendi tarzıyla iktidardır. İyi de ya iktidarın dili bireyin diline uymuyorsa o zaman ne yaparız sorusu haklı bir tereddüt olarak bireyi; hem siyasal ve ekonomik hem de ideolojik ve kültürel bir baskı aracı olarak yasal yoldan kendini dayatan iktidarla karşı […]

Anlatacaklarım, teknolojinin sosyalizmi hatta komünizmi mümkün kılmasıyla değil, daha ziyade Türkiye’deki kapitalizmin sorunlarıyla ilintili. O yüzden biz herkesten evvel sosyalizme geçmiş bile olabiliriz de farkında değilizdir belki de. “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa ve komünizm yararlı bir şeyse onu da biz getiririz, size ne oluyor?” – Nevzat Tandoğan Başlığı görüp de sosyalizm hatta komünizm propagandası yaptığım […]

Bayramlar, yortular, anma günleri… Kısacası şenlikler hep olacak, zira hepimizin bir masa etrafında en azından bir gastronomi faaliyeti için toplanıp ünsiyetimizi geliştirmemiz ve bireyi bireycilikle yüceleştirirken bir tehlike olarak beliren yalnızlığından da kurtarmamız gerek. İnsan olarak kalabilmemizin bir yolu da sosyalleşebilmemiz ve bu da zaten doğası gereği siyasallığımızın uzantısı. Siyaset bilimci olmanın en negatif tarafı […]

Toplumsal muhalefet, içinde bulunduğumuz ekonomik, hukuki ve toplumsal eşitsizliklerin yol açtığı sorunları çok iyi biliyor. Bu yönüyle kurumsal muhalefetin toplumsal muhalefetten öğrenecek çok şeyi var. Toplumun çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koymak, sorumluluk almak iyi bir başlangıç noktası olabilir. Türkiye siyasetinde muhalefetin iktidardan deneyimleyerek yaptığı bazı hatalar var. Uzun bir liste çıkarılabilir bu konuda ama ben […]

İktidarın, içinden gelmediği için orduya ‘doğal’ bir yakınlık hissetmemesi; aksine, geçmişte yaşananlar, ordunun emniyet de dahil diğer birçok kurumdan çok farklı bir yapıda olması, nihayetinde bir NATO ordusu da olması, dolayısıyla iktidarın orduyu tam anlamıyla nüfuz sağlayabildiği, kendinden saydığı ve emin olabildiği bir kurum olarak görmemesi, depreme müdahale için TSK’yı kullanmakta gönülsüz kalmasına neden olmuş […]

Kesin tespitlerde bulunmak için henüz erken, ancak bütün yıkıcılığına rağmen “deprem iktidarı götürür” denebilecek bir siyasi atmosferin oluştuğunu söylemek mümkün değil. Bu durumda, muhalefetin makul, uyarlı, ikna edici bir deprem meselesi siyaseti kurması elzem görünüyor. Yakınlarda bir zaman bir seçim yapılacak olmasaydı belki biraz bekleyebilirdi ama 2023 seçimleri şunun şurasında üç ay içinde yapılacağından, soru […]

Depremden sonra ortaya çıkan manzaranın özel olarak gösterdiği bir şey var: Bürokrasinin kimi uzuvları izah edilemeyecek kadar etkisiz, tahmin edilenin de ötesinde koflaşmış. Ağırlıkla inisiyatif alma, işbirliği ve koordinasyonla iş gören kimi uzuvlar, muhtemelen gerçekten de tek adam rejimi sebebiyle, eskisinden de beter, eskisinden de etkisiz hale gelmiş. Şehirlerimizi, kasaba ve köylerimizi yerle bir edip […]

Her seçim ya iktidar olabilmek ya da iktidarda kalabilmek için halkı kazanma gayretidir. Oy verme psikolojisinde vatandaşlar kazanma ihtimali en yüksek ve kendilerine en yakın buldukları parti ve adayı desteklerler, yoksa en doğru ve en adil bulduklarını değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sembolik değeri kendinden menkul 14 Mayıs’ı (2023) işaret etmesiyle Türkiye artık kelimenin tam manasında seçim […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.