Dinde ve dindarlıkta bireysel düşünme ve vicdan, Kur’an tarafından sürekli tavsiye edildiği halde; bunu terk ederek taklidi, dogmayı tekrarı ve geleneği –cahiliye Araplarındaki katı gelenekçi mantıkta olduğu gibi-  “sünnet” kavramı ile gelenekleştiren Sünniliktir. Bu hareketlerin her üçünün de katı-muhafazakâr ve gelenekçi oldukları su götürmez bir gerçektir. Şii “İmamet” doktrini/teolojisi, -Şah İsmail’in yenilgisinden sonra- yirminci yüzyılda […]

Bugün İslam dünyasında ve Türkiye’de mü’minlerin Tanrı ile olan ilişkilerinin “Takva” ilişkisi olmaktan çok, “Temsil” iddiası; devlet ile olan ilişkilerinin de ”Hukuk” ilişkisi olmaktan çok “Temellük” ilişkisi olduğu aleykelbeyan ve izahtan varestedir. Tanrı ile Temsil ve Takva İlişkileri   1. Temsil İlişkisi Tanrı’nın mahiyeti, zâtiyeti, inniyeti varlıktan başka türlü/aşkın (Gayb) olduğu için; insan, duyu ve […]

12. yüzyıldan itibaren İslam coğrafyasında düşünce, büyük oranda fiziki ve toplumsal dış dünyadan bağlarını kopararak, doğadaki morfolojileri ve toplumsal formasyonları kavramayı-kavramlaştırmayı terk ederek; kitaplar-satırlar arasında geviş getiren/cepten yiyen  metafizik, mantık ve teoloji/teosofi olarak kalmıştır. Bu tarihlerden sonra, tek tük -İbn Haldun gibi- orijinal düşünürler çıkmış olsa da, hiçbiri genel gidişatı etkileyememiştir. Türkiye’nin Başına Gelenler veya […]

Muhafazakâr milliyetçilik içindeki geleneksele özlem ve geleneksel paradigmayı günümüze getirme istenci, otoriter ve illiberal bir devlet değnekçiliğini de günümüze taşıyor. Modernitenin temel motivasyonu, geleneğe karşı ve fakat gelenekten hareketle ânı yeniden yaratma arzusudur. Bu gelenekte insan-eşya ilişkilerindeki normatif ve metafizik sınırlamaya karşı; insan aklını temel egemen faktör olarak kabul eden ve eşya ile kurduğu ilişkide […]

Osmanlı, Ayasofya’yı Bizans uygarlığının mirasının korunduğu bir hafıza mekanı olarak düzenlemek üzere 18. yüzyıla kadar figüratif mozaikleri büyük ölçüde açıkta bırakmış, örtmemiştir. 18. yüzyılda mozaiklerin tamamen örtülmesi, Osmanlı Devleti’nin, Doğu Roma İmparatorluğu’nun İslamlaşmış halefi olarak Devlet-i Aliyye nosyonundan vazgeçip, modern monarşi ve ulus-devlete doğru yönelmesi sonucu kültürel mantığının değişmesinin bir ifadesidir. Sanat tarihçisi Gülru Necipoğlu, […]

Napolyon Savaşları İslam dünyasının merkezine etkileri günümüzde de süren uzun bir gölge düşürdü. Esasında bu savaşlar Avrupa tabiatlı olmasına rağmen sonraki yüzyılda Avrupa’nın İslam dünyasıyla ilişkisini şekillendirirken, Avrupalıların geleneksel bölge politikalarını da altüst etmeyi başardı. “Her şey Napolyon’la başladı.” Thomas Nipperdey’in Napolyon’dan Bismarck’a Almanya başlıklı meşhur 19. yüzyıl Almanya tarihi kitabı bu cümleyle başlıyor. Nipperdey, Napolyon Bonapart’ın […]

  • 1
  • 2

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.