İslamcı çizgi mutlak olanla (din) mutlak olduğuna inandığı başka bir mutlak (akıl) -çünkü hâkim paradigmaya göre İslam “akıl ve mantık dinidir”- üzerinden ilişki kurmaya çalıştığı için çıkmazdadır. O yüzden aklın ürettiği dinî sonuç ve çıkarımlara mutlak bir anlam yükler ve bunlara uymayanları tekfir eder. Yahya Kemal mütareke yıllarının hemen sonrasında Türk İstiklal Harbi’nin en ateşli […]

İslamcıları Atatürkçü İslamcılığa, devleti de Atatürkçü İslamcılığı bağrına basmaya sevk eden mecburiyet hikâyesinin daha uzunca bir süre devam edecek gibi görünmesi ve Batı karşıtı, millici ve otoriter eğilimlerin memleket sathında güçlü köklere sahip oluşu, Atatürkçü İslamcılığın nevzuhur bir ideoloji ya da siyasi pozisyon olmadığına işaret ediyor. Doğru kavramlaştırma bu mudur emin değilim. Düşündükçe, tartışma ilerledikçe […]

Şimdi İran’ı etkileyen süreç İslamcılık açısından yarının dünyasına dair tartışmaları canlı kılabilir. Selefi örgütlerin yaşattığı travma ve statükocu muhafazakârlığın baskısı arasında kalan genç dindarların kentin mekânsal sınırları içinde ürettikleri yeni kimlikler (belki de kimliksizlik) yarının dünyasını konuşmamızı gerektiriyor. İslamcılık tartışmalarının önemli bir kısmı Türkiye’de siyasal iktidarın laik Cumhuriyet karşısında konumlanma biçimine odaklanmakta. Haliyle mevcut iktidarın […]

Günümüzün iktisaden güçlü İslamcıları bütün o gelenek, bu topraklar, yerlilik ve millilik hayranlıklarına rağmen bu topraklardan çıkmış en geleneksel ve yerli/milli ürün olabilecek el dokuma halıya pek ilgi göstermiyorlar. Bence bunun temel nedeni modernleşme toplumlarında kültürün aşırı siyasallaşması, ideolojikleşmesi. İçine doğduğum evde her odada el dokuma halı seriliydi. Hatta odaların bir köşesinde dürülü olarak duran […]

Son 100 yılın sadece siyasal söylemini domine etmekle kalmayan İslamcılık, kültürel pratikleri ve dinsel söylemi de etkilemiştir. Ortaya çıkışı itibarıyla kendine mevzi edindiği nokta geçmiş ve gelecek arasında dinamik bir çatışmayı öngördüğünden siyasalın yanında kültüre, inanca ve toplumsala temas etmek zorundadır. Bu noktada onu özgün ve önemli kılan nokta, temas ettiği dokuyu çift yönlü bir […]

İslamcılık dışındaki ideolojilerin genç entelektüellerini üretebildiklerini, gerekli aydın yenilenmelerini sağlayabildiklerini, yalnızca siyasal hareketlerini değil; entelektüel, fikir hareketlerini de geliştirebildiklerini gözlemliyoruz. Tüm siyasal ideolojiler sekülerlik geniş cephesinde uzlaşmışlar iken İslamcılık bu geniş koalisyonun karşısında ilk defa bütün ittifaklarını yitirmiş ve yalnızlaşmıştır. İslamcı entelektüeller mahcubiyetlerini ve konformizmlerini bir kenara bırakıp kamusal tartışmalara çok geçmeden dâhil olmalı, muhasebe […]

Üsküdar gerçekten düştü mü? Bu düşüşü sağlıyan, Üsküdar’da yaşamakla birlikte mahalleyi koruma kaygısı olmayan muhafazakâr seçkinlerin tavrı mı, mahallî idarecilerin aldığı kararlar mı, yoksa bu düşüş, başka ve bütün bir çöküşün kaçınılmaz neticesi mi? Üsküdar çok önceleri düşmüş olabilir mi meselâ? Günler ama hızlı ilerliyor uçan kuşlardan, ağaçlarda ansızın belirten karaltı, Üsküdar’da gölgeliyor bir çok […]

İslamcılar/Müslümanlar için yol ayrımı kaçınılmaz bir durumdur: Ya kabileci asabiye ile gücünü koruma yönünde devam edecekler ve dini bu konuda araçsallaştıracaklar ya da 100 yıl önce bu topraklarda Cumhuriyet fikrini temsil etmeleri ve Cumhuriyet’in kurucu pozisyonuna sahip olmaları gibi, ahlaki, dini, meşru ve gerçekle barışık bir Demokrat İslamcılığı tercih edecekler. Yüzyılı aşkın hikâyesinde, İslamcılık, bu […]

Enflasyon-faiz sarmalı içinde memleket felakete sürüklenirken, “nas var” deyip dünyanın en faizci uygulamalarını halka dayatırken, İslam’ın temel kaidelerine uyuyormuş gibi yapmanın neye tekabül ettiği üzerinde düşünmemek, başlı başına ontolojik-epistemolojik ve aksiyolojik bir problemdir. Bir varlık ve beka sorunudur. Milyonlarca insanı göz göre göre fakirleştirmek, bu fakirleştirmeye göz yummak, eleştirememek, yanlıştan dönmeyi salık vermektense “Az yesinler […]

Sünnette geçen bir “adab-ı muaşeret” kuralını -haklı olarak- “din” olarak gören müminler, yeni ortaya çıkan kamusal alana ilişkin (siyasi-iktisadi-hukuki) ve milyonlarca insanın hayatını ilgilendiren ahlaki içerikli sorunları, dinamik ve aynı zamanda “dini” olarak algılayıp doğru bir şekilde çözmeyi başaramamaktadırlar. Her alanda “hile-i şeriyye” ve “kitabına uydurma”lar devam etmektedir. Dinler tarihinde ve günümüzde insanlar, yaşama dair […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.