Kılıçdaroğlu devri sona erdi. Genel bir değerlendirme yapıldığında, bu devrin başarılı olduğu söylenemez. Kılıçdaroğlu, 22 Mayıs 2010’da CHP Genel Başkanı oldu ve onun yönetimindeki CHP, o tarihten bugüne kadar yapılan beş genel seçim, iki yerel seçim, iki halk oylaması ve üç cumhurbaşkanlığı seçimini kaybetti. CHP’nin geçen hafta yapılan 38. Olağan Kurultayı’nda bir dönem kapandı; Kemal […]

İmamoğlu, ancak toplumsal kabul oranını artırdığı ölçüde, partisinin mensuplarının tercihini kendi yönüne çevirebilir. Halkta ne kadar destek görür ve siyasetini ne kadar halka mal ederse, tabanı da o kadar kendi yanına çekebilir. Ama İmamoğlu’nun bu vaziyetin gereğini yerine getiren bir siyaset izlediği söylenemez. En azından bugüne kadar! CHP’de değişim tartışmalarının merkezindeki genel başkanlık koltuğuna görünürde […]

CHP’de içerikten yoksun bir değişim tartışması yapılıyor. “Değişim” kavramının cazibesinden ötürü herkes, hatta fiili olarak değişime karşı duranlar bile, değişimden yana olduğunu belirtiyor ama bu değişimin yöntemi ve muhtevası hakkında kallavi tek bir laf etmiyor. CHP’deki değişim tartışmalarına dair iki temel düşüncem var:    İlk olarak, CHP’de bir kan değişiminin zaruri olduğuna inanıyorum. Çünkü Mayıs […]

Muhalefet blokunun seçim yenilgisinin ardından kazanımlarının hepsini kaybetmesi tehlikesi ile karşı karşıyayız. Seküler orta sınıfın yeniden kabuğuna çekilmesi, yenilmişlik duygusunu kibirle telafi etmesi, mahallelerin arasındaki yüksek duvarlarda son yıllarda açılmış gediklerin yeniden kapatılması, tüm farklılıklarıyla birlik içinde olmasını hayal ettiğimiz Türkiye’nin yeniden birbirinden nefret eden toplum kesimlerine bölünmesi tehlikesi ile karşı karşıyayız. 18 Mayıs’ta gerçekleştirilen […]

Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü uzlaşmacı siyasi söylem, bir taraftan kutuplaşmaya karşı çıkarak helalleşmeyi ve barış ortamını kurgularken diğer taraftan da bugüne kadar yapılan haksızlıklardan nereye gittiği ve nereden, nasıl geldiği belli olmayan kaynaklardan da hesap soracak bir dinamizm barındırmaktadır. Seçim sathına girilen Türkiye’de her seçim döneminde olduğu gibi mevcut çeşitli etnik, dini ve kültürel yapılar, siyasette kullanılan […]

Millet İttifakı’ndaki muhafazakâr partilerin şu ana kadar Kılıçdaroğlu’nun kültür savaşını sona erdirme çabasına destek vermemiş olduklarını gözden kaçırmamak lazım. Kılıçdaroğlu’nun söylemini takdir etmekle beraber, sanki geçmişte kendilerinin de içinde olduğu muhafazakâr partiler ve hükümetler başka toplum kesimlerini ötekileştirmemiş gibi kulaklarının üzerine yatıyorlar. Önümüzdeki dönemde bu eksiği gidermemeleri Kılıçdaroğlu’nun çabalarının akamete uğramasına yol açabilir. Cumhurbaşkanı adaylarının […]

CHP’nin 3 Aralık’ta açıkladığı “İkinci Yüzyıla Çağrı” Vizyon Belgesi’nin iki anahtar kavramı “dışa açılmak” (küresel ekonomiye entegre olmak) ve “geleceğe açılmak” (geleceğin bilgi ekonomisini kurmak ve kullanmak) şeklinde özetlenebilir. Ancak toplantının sadece ekonomi ile sınırlı kalması bir eksiklikti. Oysa Türkiye’nin başka birçok büyük sorunu var, yüzyıl düşünülerek yapılacak çalışmalar bu sorunlar es geçerek başarılamaz. Bir […]

Bu çağda bilgiyi üreteneler yönetirken, onu sadece alıp kullananlar yönetilmeye mahkûmdur. Bilgiyi üretmenin yolu ise özgürlükten geçer. Özgürlüğün olmadığı yerde ne yatırım ne refah ne de adil paylaşım söz konusu olur. Kılıçdaroğlu 9-13 Ekim tarihlerinde bazı görüşmeler yapmak, incelemelerde bulunmak üzere ABD’ye gitti. Ancak şimdiye kadar alışık olmadığımız ve beklenmeyen ilginç bir açıklamada bulunarak; ziyaretinin […]

Türkiye’deki kutuplaşma ortamı ne yazık ki insan hakları konusuna da bütüncül bir şekilde yaklaşmamıza engel oluyor. Kendimize hak gördüğümüzü, ötekileştirdiğimiz kesimlere haram görüyoruz. Ötekileştirdiğimiz kesimler bizimle aynı haklara sahip olursa gün gelir bizim haklarımızı elimizden alırlar diye korkuyoruz. Birbirimizden korkuyoruz.   CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal […]

Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na karşılık olarak çektiği Anayasa resti, eklediği aile meselesi, bunu ‘santraforlukla geçen ömrün’ becerisiyle gol olarak tariflemesi; parti tavanında ve yakın kanaat dünyasında tersi söylense de siyasetten kopuş emaresi. Türkiye’de iki konuda tartışma, kamplaşma hiç bitmiyor, değişmiyor; bir adım ileriye gidilirse hemen sonrasında bin adım geri gidiliyor. Çünkü iki konuda da ezberler, mitler statükolar […]

  • 1
  • 2
Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.