Camia evlatlığı, aslında kısıtlı kaynakları olan ve bu yüzden de her kaynağını efektif kullanmak zorunda olan bir “toplumun” kangrenidir; onun toplumsallaşamamış oluşunun en somut kanıtıdır. Keza camia evlatlığı, sahip olduğu niteliklerden önce kişinin “bizden olmasını” asıl ayırt edici olarak belirler. Yabancı değildir o, o yüzden “bizim psikolojimizi”, neyin nasıl yürüdüğünü bildiği varsayılır.