Hasbelkader insanlık tarihi konusunda biraz mürekkep yalayan herkes iyi kötü bilir ki dünya aslında öyle çivisi çıkmış değil, kuruluşundan beri hep çivisiz bir yerdi. Son yazımda belirttiğim üzere bu yazıyı dünyanın çivisinin çıktığına değil, kadiminden beri çivisiz olduğuna ayıracağım. “Çivisi çıkmış dünya” deyimine karşı çıkışım, ifadeyi bir çocuk masumiyetindeki kadar naif bulmamdan kaynaklanıyor. Öyle ki […]

Moderniteyle bireyin, parçası olduğu toplum ve toplumu oluşturan aile gibi diğer unsurlardan bağımsız kendi başına var olabilmesi mümkün oldu ve hatta bu durum tescillendi. Fakat bu nimet-külfet dengesinde büyük aileyi ve imparatorlukları kaybettik. Öte yandan, teknolojinin özgürlüğümüzü perçinleyeceğini düşünürken otomat asistanları aşıp müşteri temsilcisine bile ulaşamadığımız bir hiç pozisyonuna geldik. Kısacası bilgiye kolay ulaştıkça bilgeliği, […]

Bizde devlet her şeye rağmen belli bir zümrenin değil, her zaman kamusallığın kendisi olmuş. Hiç kimse temellük edememiş onu. Herkeste bir gün mühür bize de geçer ümidi hâlâ canlı. Mayamız bununla yoğurulmuş. Fakat en çok istismar edilen de o. Her günah bu kutsalın arkasına saklanarak işleniyor. Ve iş noktaya geliyor ki, kamusal güç kullanılarak kamusallığın kendisi yok ediliyor. Bu da anayasal kurumların yok edilmesiyle yapılıyor.

En eski modernleşme teşebbüslerimizden bu yana devlet erkânı ve geniş halk kitleleri devletin sahadan çekilmesi şeklindeki bir değişim talebini bir türlü anlayabilmiş değildir. O aradan çekilir veya zayıflarsa yerine neyin konulacağına dair hiçbir deneyimi olmamıştır da ondan böyledir bu.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.