Bir zamanlar “tel vurmak” tabiri varmış, telgraf çekmek anlamında. Yaşar Kemal, 1969 yılında kaleme aldığı bir kitabında, “Garip Hüseyin’in derdini tel vuracaksın Ankara’ya” diyor. Bir türküde benzer bir ifade şöyle yer alıyor: “Çaresiz derde düştüm, tel vurun efendime”. O dönem memlekette hâlini tel vurabilen bahtlı olsa gerek. Peki ya bu dönem? Türkiye’de, kendi muhitinin zehirli […]