Savaşa görüntüler üzerinden tanıklık etmekle edebî metinler üzerinden değinmenin ayrışan yanları olduğunu düşünüyorum. İlkinde dışarıdasınız, diğerinde ise savaş kelimelerle içinize nüfuz etmiş hâlde. Kelimelerin ortaya çıkardığı resim ne gariptir ki gerçek olarak addedilen görüntülerden daha gerçektir. Okur, ilkinde dâhil olamadığı görüntünün içinde ve tüm varlığıyla oradadır. Ekran görüntüleri değil, hikâyeler savaş tanığını dönüştürür.  “Savaşa tanıklık […]

1950’lerin toplumcu gerçekçi öykü poetikası ile yine aynı dönemde varoluşçu felsefenin etkisi altındaki öykü poetikasının tıkandığı dönemde, üçüncü bir dili, kurguyu, tekniği, özgün hikâyelerle anlatmayı başarmış bir edebiyatçı kimliğine sahiptir Özdenören. “Oysa zaman belki bir ömür boyu süren bir tek andır.” Rasim Özdenören    İki Dünya Dışındaki Poetikası 1950’li yıllardan sonra Türkiye’deki fikri ve edebi […]

Bugün öyle bir duruma gelinmiştir ki, bizim lirik mülkümüze sahip çıkarak kendi kendimizi yeniden kazanmamızı mümkün kılacak yollar da kapanmış gibi görünüyor. Mülakat : Hâle Sert   Hilmi Yavuz sadece Türk Edebiyatının değil siyasi, toplumsal, basın tarihinin de son 50 yılına bizzat şahit olmuş bir isim. Son çıkardığı ‘Yara Şiirleri’, ‘Lanet Şiirleri’ ve ‘Talan Şiirleri’nde […]

Bu zamana kadar ehliyetsiz, ruhsatsız, liyakatli liyakatsiz yazarı okuru, müdavimi takipçisi olduğum, mutfağında soğan doğradığım, tashih redaksiyon yaptığım, cümle kurduğum dergiler, dernekler, cemiyetler gösterdi ki; ‘misyon’ taşıyan vasıtalar aslında misyondan gayrı her şeyi taşıyor. ‘Misyon’u da kaidesinden kopararak, yerinden başka yere, aslını, dibini, kökünü unutacağı bir yere taşımakla kalmıyor, hurdacılar çarşısında parça pinçik edip hurda […]

Her şey eskisi gibi olacak Sevgili Halkım. Biliyorsun sen kendi isteğinle bütün özgürlüklerini kısıtlayıp eve kapandın. Ama sanki bu ev hayatına da alıştın gibi. Şimdi beni düşündüren şey nedir biliyor musun? Ya evden çıkmaya ikna olmazsan… Ey halkım! Sen var mısın, yok musun? Şimdi ben penceremi çevreleyen şu kıvrımların arasından, görebildiğim en uzak noktalara kadar […]

İyi güzel diyorsun da bu hikâyenin hikâyesi ne? Sonu meçhul ama başı ne? Kapanmak zor, kapana kapanmak daha zor. Bu zamana kadar ne sakladın ki kendine zaten. Evham… Evham, endişe, kaygı iyi değil karantinada. Dinlersen kendini baş edemeyeceğin sesler duyarsın duvarlardan. Hıyarcıklı vebadan tehlikelisi kendini dinlemek. Karantina. Şimdiden çürüttü sol yanımı. Ne kelimeymiş. Düşündüm de […]

Gökhan Özcan’ın ‘öyküleri’, hem kendi kuşağının edebî yönelimlerini kavramamıza katkıda bulunması hem de oldukça tehlikeli bir bölgede, ‘ben’in etrafında olup bitenlere nasıl katlanabildiğini ifade etmesi bakımından değerli. Hikâyeci ve Öykücü Gökhan Özcan, kendisini –ancak- “öykücü” olarak tanımlıyor ve hikâye yazarıyla, öykücü arasında oldukça keskin bir ayrım yapıyor, burada bir kelime tercihinden daha fazlası var. [1] Hikâyeci, Özcan’ın […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.