Yeni Suriye 2025’e girerken Türkiye’nin de yeni bir başlangıç için fazlasıyla sebebi ve imkânı bulunuyor. Yeter ki siyaset de 2024 sonu itibarıyla küresel ve bölgesel anlamda yeni bir dalganın kaçınılmaz olduğunu ve 2025’e girmesi gerektiğini fark etsin.

Medya, söylemin yalnız taşıyıcısı değildir. Zannedildiğinin aksine medya, başından beri her türden iktidar ile kurduğu dirsek teması yahut daha fazlasıyla söylem üreticisi bir makamı işgal eder. Varlığını anlamlı kılacak unsurlardan biri olan söylem üretme ve onu ulaştırma, medyayı daha işlevsel kılsa da çokça tartışmayı da beraberinde getiriyor.

Türkiye’de siyasal güven krizi, yalnızca kurumlar ve siyasetçilerle sınırlı bir hayal kırıklığı değil. Bu kriz, toplumun kendi siyasi failliğine dair duyduğu derin şüpheyle birleşiyor ve radikal değişim taleplerini körüklüyor. Güçlü lider figürü etrafında şekillenen bu talepler, halkın kapalı kapılar ardındaki siyasetten duyduğu rahatsızlıkla daha da güçleniyor.

Siyaset, bir yönüyle toplumun dinamiklerini belirleyen bir oyun tahtasıdır. Bu oyun, bazen tarafların birbirini dengelediği bir alan olurken, bazen de kazananın tüm ödülleri aldığı sıfır toplamlı bir oyun şeklini alır. Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferi, daha çok ikinci kategoriye giriyor. Oysa siyaset her zaman sıfır toplamlı bir oyun olmak zorunda değil. Türkiye’de uzun zamandır siyasetten gündelik […]

Güç sahipleri cari güçlerini muhafaza etmek ve daha da artırmak yoluyla güçsüzleri de hizada tutmak isterler. Güçsüzler de güce taliptir. O yüzden herhangi bir kimlik başta maddi olmak üzere avantaj ve dezavantajlardan beri değildir. “Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!” Geçenlerde çeşitli film ve dizilerden tanıdığım Birleşik Krallık’ın önde gelen aktör ve aktrislerinin […]

Gün, naftalin kokan bütün siyasi yaklaşımlardan, siyasi yasaklardan kurtulma günüdür. Bu, hepimizin ortak sorumluluğudur. Şimdi toplum olarak helalleşme vaktidir… Alejandro Jodorowsky haklı, “Kafeste doğan kuşlar, uçmayı hastalık sanır.” Zihinsel kafeslerimizi sorgulamanın tam zamanıdır. Hızlandırılmış zaman aralığında, siyasetin yurttaşla ilişkisinde nasıl bir seçicilik gerekiyor sorusunun yanıtı, seçmenin tercihindeki değişikliğin bir risk içermediği konusunda fikir ve duygu […]

Siyaset üretemeyen, üretilen siyasete rıza göstermek zorunda kalır. Bu elbette pasif/ist bir tercih de olabilir. Zira siyasetin paradoksal izdüşümü gereği apolitik bir duruş da -farkında olunsun veya olunmasın- gayet politiktir ve Güçsüzlük İsteği de bir siyasettir. Başlıktaki soru bana ait olmadığından akademik etik gereği tırnak içinde gösterdim. Bilkent Üniversitesi’nde yüksek lisansıma başladığımda asistanlığını üstlendiğim ilk […]

Her kelime ve/ya kavram istese de istemese de tarihi, kültürel ve hatta ideolojik bagajlarla yüklüdür, zira -ister dinî ister ladinî olsun- her öğreti tasavvur ettiği dünyayı, en güzel nasıl olacağının nihai reçetesini kullandığı dil üzerinden kelimelere boca eder. Kelimeler de bu yükten nasibini fazlasıyla alır. Şimdi sizlerle şöyle bir oyun oynayalım: Birkaç tane kelime/kavram karşılaştırması […]

Yeni siyaset üretimi, siyaset dilinin normalleşmeye geçmesi, karşıt fikir ve partilerin iletişim kurmaya başlaması, ülkemiz için, hepimiz için yeni bir umudun başlangıcı olmalıdır! Yazın gelmesiyle dizi furyasına da ara verildi, geçtiğimiz dönem televizyonların en çok izlenen dizisi Kızılcık Şerbeti RTÜK kararıyla beş hafta yasaklanmıştı, ardından Kızıl Goncalar’a da benzer bir ceza gelmişti. Kadına yönelik şiddete […]

Yurttaşımız atılacak adımların sonucunu, yanlış tutumların kime yarayacağını görebilecek durumdadır. Bitmiş, kapanmış konuları açmanın, filmi geriye sarmanın kimseye bir faydası olmadı. Siyasi otlakçılıkla bir yere varılamayacağını hayat her gün bize gösterdi. Parti çıkarlarının toplum yararının önüne konulmasını toplum hazmedemiyor. Tekçi yaklaşım ile çoğulcu ve ortak siyaset arayışı arasında çok temel bir fark var. Çoğulcu yaklaşım […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.