Türkçede sekülerleşmeyi din dışı, din karşıtı bir şey olarak algılamaya pek meyilliyiz. Üstelik bu konuda Türkiye’de hiçbir konuda anlaşamayan kesimler ciddi bir fikir birliği içindedir. Bu açıdan bakıldığında “seküler dindarlık” bir oksimoron gibi görülür Türkçede. Oysa dünyadaki sekülerleşme literatürü açısından en önemli, en değerli olan süreçler dindarlık biçimlerinin kendi içlerinde yaşadıkları değişimdir. Geçen hafta Perspektif’te […]

Laikliğin dünyada, ilgili literatürdeki kullanımıyla genelde Türkçede anlaşıldığı hal ve uygulamalar arasında pek bir alaka yoktur. Üstelik bu alakasızlık, bu konuda kavga eden kesimlerin hepsi için de geçerlidir. Yani Türkiye’de laikliği savunanlarla, ondan rahatsız olanların önemli bir ortak noktası vardır: Laikliğin ne olduğundan pek haberdar olmamak! Türkçede siyasette, üniversitede, okuryazar kamuda en çok karşımıza çıkan […]

Türkiye’de sağcılığın ufku; antropolojik kültürü kendine neredeyse tek kültür kaynağı olarak kabul etmesi, toplumsal müfredatı oldukça yerel ve ancak antropolojik kültürün çeperlerinin dışına pek çıkmayacak şekilde algılaması, maarifi de büyük ölçüde bir meslek eğitimi/öğretimi, bir uzmanlık yüklemesi olarak görmesi şeklinde ortaya çıkıyor. Son zamanlarda hızla yaygınlaşan fonksiyonel tıp geleneğinin üstatlarından biri mealen şöyle diyor: “Doğru […]

Toplumsal eşitsizliklerin çok yoğun, sendikal örgütlenmelerin çok zayıf olduğu toplumlarda sınıfsal konumun bir kader olarak yaşanması sosyolojik, bilimsel bir vakadır. Ancak demokratik rejimlerde sınıfsal konumunuz, ait olduğunuz toplumsal tabaka sizin için bir kader olmaktan göreli olarak çıkmaya başlayabilir. En azından bu konumunuzu değiştirilmez bir kader olarak değil, değiştirmeye müsait bir politik mücadele alanı olarak yaşarsınız. […]

Bir Ortaçağ kurumu olan üniversitenin modern amaçlar için kullanılabilmiş olması gibi, medrese de çağdaş, güncel amaçlar için pekâlâ kullanılabilir. Deha merkezli modern yaratma, bir yoktan var etme olmaktan çok, daha önce bir araya gelmesi düşünülmemiş olanları bir araya getirme faaliyetidir de. Bu yazıyı Perspektif’te son iki haftada yazdığım “Toplumun Poetikası” ve “Sözel Kalkınma” yazılarının bir […]

Yeterince üretemeyen, yüksek kalitede üretemeyen toplumlar, yaratıcılık düzeyleri düşük toplumlardır. Her anlamda yaratıcılık, üretkenlik için aynı zamanda idrak, hafıza, kültürel birikim ve olgunluk, muhayyile, tefekkür açısından da donanımlı olmanız gerekir. Bu insani fakülteleri geliştirecek olan ise öncelikle poetik hamurdur. Yani sayısal devrimler için de sözel formasyon elzemdir. Geçen hafta Perspektif’te “Toplumun Poetikası” başlıklı bir yazı […]

Toplumun Poetikası’ndan söz etmek, toplumun bir yapıt, bir eser olduğunu vurgulamaktır. Yani toplum hazır bulduğumuz bir şey değildir. Olmasına ya da olamamasına; kalitesine veya kalitesizliğine katkı sunduğumuz bir şeydir. Başlık birçoklarına tuhaf gelecektir, çünkü toplum kavramı fazla somut, hazır, verili bir şey olarak algılanır genellikle. Bir bakıma tarih dışıdır hatta. Adem ve Havva’dan beri bir […]

Toplumsal enerji kendi mecrasını arıyor. Merkezi inşa sürecindeki aktörler henüz neyin ana mecra neyi tali mecra olduğu konusunda bir karara varabilmiş değiller. O yüzden de toplumsal dalga henüz bir mecrada toplanabilmiş değil. “İman ve itikadımız neyse vecdimiz de odur”[1]– Gazali Her canlının sinir sisteminde çevresiyle kurduğu ilişkileri tanımlayan özel bir imzası, yazgısı vardır. Bu yüzdendir […]

Hakikatin kriteri her zaman iletilebilir ve söylenebilir olmasında aranmaz. Tanım gereği böyledir bu. Çünkü söz de fenomenal her deneyim gibi kendini ancak sınırlı bir malzemeyle sunar, onunla tanımlar. Tam da bu sebeple bir şeyleri ifade ederken mutlaka bir şeyleri gizler, dışarıda bırakır ve hakikatin üzerini örter. “Hakikat nesneldir ve dile yatkın değildir” – T.W. Adorno“Her […]

Türkiye’nin bilhassa son 20 yılını AK Parti dönemi olarak yaşadığı değişimlerin tamamı, yaralı bir bellek ve onun araladığı kapıdan içeri girdi, oradan beslendi ve meşruiyetini oradan aldı. Bu kelimenin hakiki anlamında bürokratik devletin sonuydu, fakat şimdi de bambaşka bir yorgunluk halkı bitap düşürdü. Bu sefer de partinin devleti, partinin davranışları; halkı ve demokrasimizi cendereye sokan […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.