İslamcıların ütopyalarını yitirdiğinin kesin olarak anlaşılması, yaşadıkları zorlu hayatta onları ayakta tutan ve onları onurlu kişiliklerine, kimliklerine, birbirlerine ve kutsallarına bağlayan tüm manevi bağların krize girmesi anlamına geldi. Ve bu durum, İslamcıların eskiden pek de kafaya takmadıkları pek çok sorunu ciddi bir biçimde masaya yatırması ve keskin ve acımasız bir özeleştiri sürecine girmesi anlamına geldi. […]

Bugünün sekülerleşmesi, geçmiştekinin aksine kendi halinde ve apolitik, muhafazakâr insanların sekülerleşmesi değildir. Aksine bugünkü sekülerleşme, İslam’ı bir ideolojik kimlik olarak gören, İslam’ı siyasal bir dava olarak görüp toplumu, kültürü ve ekonomiyi bu ideoloji doğrultusunda dönüştürmeyi hedef edinmiş kesimlerin ve onların çocuklarının sekülerleşme tecrübesidir. Yani İslam bayrağını elinde tutan militan bir grubun kendi dünya görüşüne yabancılaşması […]

Bugün itibarıyla gelinen süreçte ülke, gelişmiş demokrasilerden farklı olarak kamusal alanın tam olarak kamusal alan olmadığı bir keyfilik döneminden geçiyor. Bu, sadece bugünün değil, öteden beri devam edegelen çağdaşlaşma süreçlerindeki doğal çatışma süreçlerinin de bir ürünü ve belli bir sosyolojiye dayanıyor. Türk Modernleşme devirlerinin bugüne de süregelen en temel sorunudur çağdaşlaşma. Çağdaşlaşma, adı üstünde bir […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.