Geniş bir habitatın ortak maslahatını içerecek ve reçetelerini insanlığın ortak birikiminden elde ederek adı sanı, ideolojik tanımı ne olursa olsun, adil rekabeti ve adil paylaşımı engelleme cehdi içindeki azınlık elitizmine karşı mücadele verebilecek bir itikat, akıl ve vicdana ihtiyaç var.

Türkiye uzun bir süredir ulus ve ulusal konvansiyon üzerinden ideal olan sağlıklı ilişkiler kurmakla, cemaat ve cemaat konvansiyonları üzerinden kurulan sorunlu ilişkiler ağı arasında zikzaklar yaşayan bir ülke konumundadır. Burada bilhassa bu amacın aracı olan ulus, ulusçuluk veya milliyetçilik kavramının kendisi bile bu konvansiyondan ayrı bir bağlam ve içerikte kullanılmaktadır. Geçenlerde gazetelere bir haber yansıdı. […]

Türkiye’de ulus inşa projesi tam anlamıyla başarılı olamamıştır ve yeni rejimin sınırları dahilinde oluşturulmaya çalışılan ulus tarafından benimsenmemiştir. Uluslaşma projesi, süreci yöneten elitlerin tasavvur ettiği “muasır medeniyet” seviyesine ulaşma ideali ile çelişen ve demokrasi ve özgürlükler ile uyumsuz hatta onları zedeleyen bir aşamalar ve politikalar toplamına dönüşmüştür. Ulus inşası (nation-building), farklı olan bireyleri ulus-devletin sınırları […]

Bugün, kimlik denilen şey bizim gibi sosyal bilimcilerin kafalarında tasarladıkları kısmî modeller içinde değil, önümüzde akıp duran ve büyük kısmını devlet ve büyük şirketlerin belirlediği rasyonellik ve zorunlu nedensellik zincirleri, geriye kalan diğer bir kısmını ise yerel ağlar ve sosyal medya bileşenlerinin belirlediği uçsuz bucaksız bir evrende yeniden tanımlanıyor. Kimlik dediğin verili, sabit bir öz […]

Günümüzün dünyasında sınırlar, tarlalar arasında her gün yeri değişen ama kendisi bir şekilde var olan sınır taşlarına dönüşmüştür. Herhangi bir mihenk taşının kalmadığı bir dünyada hayatta kalmak ve zihnimizin de bu değişimlere ayak uydurmasını sağlamak hepimizin akıl sağlığına ciddi bir şekilde meydan okumaktadır. Bu muazzam değişim karşısında ayak uyduramayanların yok olup gideceğini kabullenerek kendi hayatlarımızın […]

Ulus devletin her şeyden önce standardize edilmiş bir dile ihtiyacı vardı. Bunun da yaygınlaştırılması için resmî dil, zorunlu eğitim ve gazete gibi araçlara ihtiyaç duyuldu. Arkasından ölçü ve tartıdan devletin yurttaşlarla kurduğu ilişkilere varıncaya değin her şeyin belli standartlarda yeniden üretildiği yepyeni bir ilişkiler ağı devreye sokuldu. Psişik gelişme iradenin bilinçli çabasıyla oluşturulmayan istem dışı […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.