Hangi milletten olursa olsun, dünyanın ultra zenginlerinin dikkat çeken iki ortak özelliği var: Büyük çoğunluğu erkek ve gelir payı bakımından çalışanlarından ve genel olarak da orta sınıf çalışanlardan çok daha az vergi ödüyorlar. Dolayısıyla servetin yoğunlaşması küresel bir sorun olmayı sürdürüyor ve bu sorun giderek büyüyor.

Emekliler ve sabit dar gelirlilerin sistemdeki yeri, “maddî çıkarları karşılanması gereken bir grup olarak değil, genel dengeler içinde aşılması gereken istatistik bir değer olarak” görülüyor ve önemsizleştiriliyor. Pekâlâ önemli olan ne? Önemli olan makro-ekonomik dengelerdir. Bireyler ise istatistik bir değer, bir meta değerdir; o kadar. Bu mantıkta kişi yok, meta vardır. Birey yok, makro dengeler vardır.

Özellikle 1980’li yıllardan sonra neoliberal politikaların da etkisiyle vergi yükü ağırlıklı olarak dolaylı vergiler üzerine kaydırıldı. Adaletsiz bir yapı meydana getiren bu husus varlığını korumaktadır. Hükümetin yürürlüğe sokmak istediği düzenlemelerin ağırlıklı olarak dolaysız vergilere yönelik olması, önemli bir anlayış değişimine işaret etmektedir.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.