Trump’ın Seçim Zaferine Giden Süreç Nasıl Okunabilir?
Trump’ın seçim zaferi pek çok farklı faktörün birleşimiyle şekillendi. Göçmenlere yönelik yalanları, LGBTQ haklarına karşı tutumu, Elon Musk gibi güçlü figürlerin desteği, ekonomik sorunlara çözüm söylemi ve dış politikada barışı vadeden politika hedefleri, Trump’ın seçim zaferine zemin hazırlayan temel gelişmeler olarak okunabilir.
Donald Trump, Demokrat Parti adayı Kamala Harris’i yenerek ABD’nin 47’nci başkanı olmaya hak kazandı. Seçim kampanyası sırasında geniş kitlelere hitap eden podcastlere ve sosyal medya fenomenlerine ağırlık veren Trump ekibi, Elon Musk’ın desteğiyle sosyal medya platformu X’i (eski adıyla Twitter) de etkin bir propaganda aracı olarak kullandı. Trump, Pennsylvania, Georgia ve Kuzey Carolina gibi kilit eyaletlerde zafer kazandı. Bu eyaletlerdeki başarı, Trump’ın seçim stratejisinin etkili olduğunu gösteriyor.
Tartışmalı söylemleri ve politikalarıyla dikkat çeken Trump’ın seçim zaferine giden yolu, özellikle (kaçak) göçmenlere yönelik sert tutumu, ekonomik sorunlara yönelik vadettiği politikalar, LGBTQ haklarına karşı takındığı tavır ve Elon Musk’ın desteği gibi gelişmeler ile katettiği ifade edilebilir. Bunun yanı sıra uluslararası arenada tesis edilebilecek potansiyel barış ortamı umudu da Trump’ın seçim zaferine giden süreçte önemli bir yer tuttu.
Göçmenlere Yönelik Tutum ve Yalanlar
Trump’ın başkanlık kampanyası sırasında ve başkanlığı süresince göçmen karşıtı bir söylem geliştirdiği biliniyor. Meksika sınırına duvar örme projesini, göçmenlerin ülkeye yasa dışı yollardan girmesini engelleyecek bir çözüm olarak sunan Trump, kimi uzmanlar tarafından eleştirilse de, bu projeyi “ulusal güvenlik” teması altında güçlü bir şekilde savunmayı başardı.
Göçmenlerin genel olarak suç işleme oranlarının Amerikan vatandaşlarından daha yüksek olmadığı yönünde yapılan araştırmaların aksine, Trump’ın illegal göçmenlere yönelik birçok iddiası gerçekle bağdaşmıyor ve toplumda göçmen karşıtlığını artırıyor. Göçmenler konusunda gerçeğe aykırı beyan vermekten çekinmeyen Trump, Başkan Yardımcısı ve Demokrat aday Kamala Harris ile canlı yayımlanan münazaralarında, Ohio’daki Haitili göçmenlerin evcil hayvan olarak beslenen köpekleri ve kedileri kaçırıp yediğini ileri sürmüş ve sosyal medyada alay konusu olmuştu. Ancak bu ifadelerin illegal göçmen sorunu üzerinden oylarını artırdığı söylenebilir.
NPR’da yayımlanan bir söyleşide, Atlanta ve Wisconsin gibi önemli eyaletlerde yaşayan seçmenlerin özellikle sınır güvenliği konusunda değişiklik beklentisiyle Trump’a oy verdiği belirtiliyor. Üniversite öğrencisi Laken Riley’nin kaçak bir göçmen tarafından öldürülmesinin ardından konu seçmenler nazarında daha önemli hale gelmişti.
LGBTQ Haklarına Karşı Tavır
Trump’ın LGBTQ haklarına yaklaşımı eleştiri oklarının bir diğer hedefi. Ancak bu yaklaşımın, muhafazakâr kesimlerin desteğini almasını sağladığı ifade edilebilir. Başkanlık görevi süresinde, LGBTQ bireylerin orduya katılmalarını yasaklayan kararname, Trump yönetiminin LGBTQ bireylerin güvenlik sektöründeki pozisyonuna yönelik tutumunu açıkça göstermişti.
Diğer taraftan, Trump’ın dinî özgürlükler adı altında LGBTQ bireylere yönelik ayrımcılığı savunur nitelikte politikaları desteklediği biliniyor. İnsan hakları aktivistleri, Trump yönetiminin dinî özgürlükleri LGBTQ bireylerin haklarını ihlal etmek için kullanmasını eleştirmişti.
Elon Musk Desteği
Elon Musk’ın Trump’a verdiği destek, iş dünyası için sunulan ekonomik avantajlara dayanıyor. Musk gibi girişimciler, vergi indirimi vaadini, işlerini geliştirme ve büyütme fırsatı olarak görüyor. Ancak Musk’ın Trump’a desteğinin her zaman koşulsuz olarak seyrettiği söylenemez. Örneğin, Trump yönetiminin Paris İklim Anlaşması’ndan çekilme kararı Musk tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Dolayısıyla Musk ile Trump arasındaki ilişki karmaşık bir yapıda.
Ekonomi Faktörü
Seçim sonuçlarını etkileyen bir diğer önemli faktör de ekonomi. Yapılan anketlere göre birçok seçmen, gıda fiyatlarının artması ve günlük harcamaların zorlaşması nedeniyle Trump yanlısı hareket etti. Artan gıda ve yakıt fiyatlarının yanında enerji ve diğer yaşam maliyetlerindeki yükseliş, ekonomik sıkıntılar karşısında çözüm arayışlarında seçmenleri Trump’a yöneltti.
Dış Politikada Vadedilen Barış Umudu
Trump’ın Kuzey Kore ile gerçekleştirdiği görüşmeler, Kuzey Kore’ye giden ilk ABD başkanı olması ve İsrail ile bazı Arap ülkeleri arasında sağlanan normalleşme adımları, barış çabaları olarak öne çıktı. Özellikle İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri arasındaki anlaşma, bölgede yeni bir diplomatik dönemin başlangıcı olarak görülebilir. Ancak, İran gibi ülkelere yönelik sert politikaları ve yaptırımları nedeniyle Trump’ın barış yaklaşımı eleştirilere maruz kaldı. Trump’ın İran’a karşı sert yaklaşımı, bölgedeki güvenlik endişelerini artırdı. Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin İran’a karşı daha agresif bir tutum benimsemesi, gerilimi yükseltti.
Trump, özellikle ticari anlaşmalar yoluyla ABD’yi büyük savaşlara girmekten kaçındıran bir lider olarak öne çıktı. Bu adımların seçmenlere ABD’nin askeri harcamalarını azaltıp ekonomiye odaklanma imkânı olarak sunulması, seçimde önemli bir destek zemini hazırladı.
Sonuç olarak, Trump’ın seçim zaferi pek çok farklı faktörün birleşimiyle şekillendi. Göçmenlere yönelik yalanları, LGBTQ haklarına karşı tutumu, Elon Musk gibi güçlü figürlerin desteği, ekonomik sorunlara çözüm söylemi ve dış politikada barışı vadeden politika hedefleri, Trump’ın seçim zaferine zemin hazırlayan temel gelişmeler olarak okunabilir.