Türkiye’de Genç Barış İnşacısı Olmak

Genç Barış İnşacıları Derneği’nin “Türkiye’de Genç Barış İnşacısı Olmak: Mücadele Motivasyonları ve Engeller” raporu, genç barış inşacılarının barış mücadelesini görünür kılmaya, karşılaştıkları sorunları dile getirmeye ve seslerini duyurmaya yönelik önemli bir çalışma. Raporun bulguları genç barış inşacılarının mücadele motivasyonlarına ve karşılaştıkları engellere/sorunlara dair önemli bir perspektif sunuyor.

türkiye genç barış inşacıları

Uzun yıllardır uluslararası aktörler barışı nasıl kalıcılaştırabileceklerinin yollarını arıyor. Bu aktörlere göre kapsayıcı barış süreçleri kalıcı bir barışın en önemli parçalarından biri. Bu amaçla birçok uluslararası karar alındı, birçok gündem oluşturuldu. Bu gündemlerden birisi de Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi. Sekiz sene önce, Amman Gençlik Deklarasyonu’nu takip eden süreçte, 9 Aralık 2015’te BM Güvenlik Konseyi (BMGK) 2250 sayılı kararı oybirliği ile kabul etti. Karar, gençlerin barış inşasındaki pozitif rolünü tanıyan ilk uluslararası karar. BMGK 2250, her ne kadar eksiklikler içerse ve tavsiye karar olsa da uzun süredir mağdur-fail ikiliğinde değerlendirilen ve barışa katkıları göz ardı edilen gençlere dair beslenen negatif algıları yıkan bir karar olması nedeniyle oldukça önemli. Karar, daha sonra 2018’de BMGK 2419 ve 2020’de BMGK 2535 ile desteklendi. 

 

Dünyada Gençlik, Barış ve Güvenlik Gündemi’nin tartışıldığı günlerde Türkiye’deki ana gündem ise başarısız sona eren Çözüm Süreci ve onu takip eden şiddetli çatışmalar idi. Küresel gelişmelerin tersine, bu süreçte Türkiye’de toplumsal barış meselesi gündemsizleştirildi ve sivil alana yönelik baskılar arttı. Yaşanan tüm bu gelişmeler, barış mücadelesinin silikleşmesine ve barış için çaba gösteren barış inşacılarının çeşitli sorunlarla karşı karşıya kalmasına sebebiyet verdi. Barış inşacısı ve genç kimliklerini kesişimsel bir şekilde taşıyan genç barış inşacılarının mücadelesi ise iyice görülmez oldu, sesleri ve talepleri duyulmaz oldu. Genç Barış İnşacıları Derneği’nin “Türkiye’de Genç Barış İnşacısı Olmak: Mücadele Motivasyonları ve Engeller” raporu, tam da bu noktada genç barış inşacılarının barış mücadelesini görünür kılmaya, karşılaştıkları sorunları dile getirmeye ve seslerini duyurmaya yönelik önemli bir çalışma olarak öne çıkıyor. Raporun bulguları genç barış inşacılarının mücadele motivasyonlarına ve karşılaştıkları engellere/sorunlara dair önemli bir perspektif sunuyor. 

 

Mücadele Motivasyonları

 

Raporda, genç barış inşacılarının mücadele motivasyonlarına dair beş ana tema öne çıkıyor: (1) Barışın Önemi, (2) Sosyal ve Toplumsal Sorumluluk, (3) Çeşitlilik ve Kimlikler, (4) Sivil Toplumun Etki Alanı ve Dayanışma Ruhu ve (5) Kararlılık.

 

Kısmi barışı 2013-2015 yılları arasında tecrübe etmiş olan genç barış inşacıları, Barış Süreci sonrası yaşanan çatışmaların ve kutuplaşmaların ancak kapsayıcı bir barış ile geride bırakılabileceğini düşünüyor. Barışı, şiddetin yokluğu olarak değil; pozitif barış olarak tanımlayan genç barış inşacıları, barışı ülkenin tüm kesimlerini kapsayan, onların gereksinimlerinin de karşılandığı bir ortam olarak tanımlıyorlar. 

 

Yaşadıkları toplumun değişiminde ve dönüşümünde kritik roller alan genç barış inşacıları, toplumun daha adil, özgür ve eşit olması için bir sorumluluk taşıdıklarını düşünüyor. Bu sebeple de sivil toplumun bir parçası olmaları gerektiğine inanıyorlar.

 

Genç barış inşacılarının kişisel deneyimleri de barış mücadelesi için motivasyon kaynağı olabiliyor. Farklı kimliklere sahip genç barış inşacıları, kimliklerinden ötürü dışlandıklarını, seslerinin kısıldığını belirtiyor. Dolayısıyla, kendileri için barış mücadelesi aynı zamanda seslerini duyurmanın ve toplumsal ayrımcılıkla mücadelenin bir yansıması.

 

Toplumsal barışın tabanda yayılmasının yolu sivil toplumun güçlü olmasından geçiyor. Bu sebepten dolayı, genç barış inşacıları sivil toplumda ve barış mücadelesinde yer alarak barışı yaygınlaştırmaya ve benimsetmeye çalışıyor. Ancak, gün geçtikçe artan siyasal baskı ve kutuplaştırıcı siyaset dili, genç barış inşacılarını birçok sorunla da karşı karşıya bırakıyor. Bu nedenle, birçok genç barış inşacısı, dayanışma ihtiyacı hissederek birbirlerini destekleme amacıyla sivil toplumda bir araya geliyor.

 

Türkiye’de özellikle 2015’ten sonra barışı konuşmak, tartışmak, hatta tahayyül etmek maliyetli olmaya başladı. Toplumsal barış alanında çalışan gençler için bu durum oldukça yıpratıcı ve endişe verici. Fakat buna rağmen genç barış inşacıları, barış mücadelesine devam etmekte kararlı olduklarını belirtiyor. Bu, kararlılığın naif bir barış hayalinden kaynaklanmadığını belirtmekte fayda var. Gençler, mevcut siyasal atmosferin yarattığı toplumsal yarılmayı ve kutuplaşmayı aşmanın ve barışı tesis etmenin mevcut şartlarda zor olduğunun farkında. Yine de barışın ve barış hakkının kendileri ve parçası oldukları toplumun en temel ihtiyacı olduğunun da farkındalar ve bu amaç uğruna mücadele vermeye kararlı olduklarını belirtiyorlar.

 

Genç Barış İnşacılarının Önündeki Engeller

 

Genç barış inşacıları, genç olmaktan ve barışı savunmaktan kaynaklanan çeşitli olumsuz deneyimlerle de karşılaşıyor. Raporda vurgulanan altı temel sorun/engel ise şunlar: (1) Barış Mücadelesinde Genç Görünürlüğünün Eksikliği, (2) Barışın Marjinalleştirilmesi ve Siyasal Baskı, (3) Kaynak Yetersizliği, (4) Güvenlik Endişesi, (5) Bürokratik Engeller ve (6) Dayanışma, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık Eksikliği.

 

Genç barış inşacıları, toplumsal barış mücadelesinde gençlerin yeterince görünür olmadığına dikkat çekiyor. Bunun sebepleri arasında, barış temalı sivil toplum örgütlerinde gençlere yeterli alan açılmaması, mevcut şiddet ortamının gençlerin barışa olan inancını zedelemesi ve gençlerin bu alanda çalışmaktan korkması yer alıyor.

 

Çözüm Süreci sonrası başlayan şiddetli çatışmalar sadece toplumsal gerilimlere sebebiyet vermedi; aynı zamanda barışın ve barış mücadelesinin marjinalleştirilmesine ve arka plana itilmesine neden oldu. Katılımcılar, bu durumun çalışmalarının daha geniş kesimlere ulaşmasını engellediğini belirtiyor.

 

Genç barış inşacıları, çalışma temaları nedeniyle ülke içi fonlara erişememenin yanı sıra uluslararası fonlara başvuruda da zorluklar yaşadıklarını ifade ediyor. Başvuru kriterlerinin zaman zaman uzmanlık yerine tecrübeyi öncelediğini vurgulayan genç katılımcılar, bu durumun toplumsal barış alanında yeni çalışmaya başlayan gençlik örgütleri için zorlayıcı olduğunu belirtiyor.

 

Rapor, görüşülen gençlerin güvenlik endişeleri taşıdıklarını vurguluyor. Kriminalize edilen bir alanda çalışmanın duygusal ve bedensel yıpranmaya neden olduğunu iddia eden genç barış inşacıları, tutuklanma ve gözaltı gibi bir dizi güvenlik tehdidi altında olduklarını dile getiriyor. Gençlikleri ve barış inşası faaliyetleri nedeniyle tehdit olarak algılandıklarını belirten gençler, bu sebeple çalışmalarını sınırlandırmak zorunda kaldıklarını da ifade ediyor.

 

Katılımcıların bazıları, mücadelelerini kurumsal bir örgüt altında sürdürmeye karar verdiklerin andan itibaren çeşitli bürokratik engellerle karşılaştıklarını belirtiyor. Yine bu gençler, çalışmaları süresince bu bürokratik engellerle baş etmek zorunda kaldıklarının altını çiziyor.

 

Son olarak, genç barış inşacıları, toplumsal barış mücadelesinin yeterince yaygınlaşamadığını ve toplum ve siyasal aktörler tarafından sahiplenilmediğini ifade ediyor. Bundan dolayı da sürekli bir yankı odasında hissettiklerini vurguluyorlar.

 

Bu Sorunları Aşmak İçin Genç Barış İnşacıları Ne Öneriyor?

 

Rapor, genç barış inşacılarının bu sorunları aşmak için getirdikleri önerilerle sona eriyor. Genç barış inşacıları, öncelikle barış talebinin normalleştirilmesi için gerekli adımların atılması gerektiğine inanıyor. Gençlere göre, barış talebinin normalleştirilmesi ve demokratik değerlerin yaygınlaştırılması, toplumsal barışın temelini oluşturacak birincil adım. Bu kapsamda, başta gençlik ve barış örgütleri olmak üzere sivil toplum kuruluşlarına verilen desteklerin artırılması ve gençlerin ve özelde genç barış inşacılarının sorunlarına odaklanacak politikaların benimsenmesi oldukça önemli. Ayrıca, genç barış inşacıları, sivil toplum aktörleri arasında dayanışma ve birlikte düşünme kültürünün geliştirilmesi ve sivil topluma yönelik artan baskılara karşı ortak bir mücadele verilmesi gerektiğini düşünüyor. Son olarak, genç katılımcılar, medyada barışın görünürlüğünü artırmanın da toplumsal barışın sürdürülebilirliğini güçlendireceğine inanıyor. Genç barış inşacılarına göre, tüm bu adımlar, Türkiye’nin demokratik geleceğine katkıda bulunacak ve toplumsal barışın temellerini daha sağlam bir şekilde inşa edecektir.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.