“Umutsuzca Bölünen ABD Kendi Kendini Yiyor”

Trump’a yönelik suikast girişimi ABD’deki bölünmelerin bir başka göstergesi. Evet, ABD umutsuzca bölünmüş durumda, kendisini içeriden yediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Suikast girişimi bölünmeleri artırabilir ve daha fazla şiddeti körükleyebilir.

umutsuz abd

Mülakat: Dora Mengüç

 

Dünyanın birçok yerinde yükselen popülist sağ, eşitsizlikler, savaşlar, ülkelerin kaderini belirleyen seçimler ve alternatiflerle dolu olmayan bir düzen ile karşı karşıyayız. Üstüne bunlar yetmiyormuş gibi siyasi suikast girişimleri çıktı. Hepsini peş peşe sıraladığınızda gözünüzde karamsar bir tablo oluşabilir. Ancak vaziyet aslında çoktandır gözle görünür halde. ABD Başkan adayı Donald Trump’a yönelik suikast girişiminden Başkan Joe Biden’ın tartışmalı adaylığı başta olmak üzere pek çok konuyu Emeritus Profesör Hossein Askari ile konuştuk. Söyleşide kendisiyle Ortadoğu’dan, Gazze Savaşı’ndan, İsrail’den ve elbette ekonomiden bahsettik. 

 

1982’den 2019’a kadar George Washington Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme Bölüm Başkanı ve Küresel Yönetim ve Araştırma Enstitüsü Direktörü olarak görevler üstelenen Askari ile söyleşi Pennsylvania’daki tarihi olay ile başlıyor, petrol-demokrasi ilişkisine kadar uzanıyor. Askari, Trump’a yönelik suikast girişiminin hem ardında hem sonrasında daha çok bölünmüş bir Amerikan toplumu gözlemliyor. Sağ popülizm ve ekonomik krizlerin birbiriyle ilişkisinden bahsederken ülkeler arasındaki zincirleme reaksiyona değiniyor. İsrail’in sadece ABD siyaseti üzerinde değil toplumsal yaşama yönelik etkisine sıklıkla vurgu yapıyor.

 

SUİKAST GİRİŞİMİ BÖLÜNMELERİ ARTIRABİLİR, ŞİDDETİ KÖRÜKLEYEBİLİR

 

Donald Trump’a yönelik suikast girişimiyle başlayalım. Neyin nasıl olduğundan ziyade bu olayın ortaya çıkmasının ardındaki etmenler ve ABD seçimlerine yansımasıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?

 

Her şeyden önce bu suikast girişimi ABD’deki bölünmelerin bir başka göstergesi. Evet, ABD umutsuzca bölünmüş durumda, kendisini içeriden yediğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun nasıl tersine çevrilebileceğine dair ise hiçbir umut emaresi göremiyorum. Politikacılar dört bir yandan bu korkunç söylemi suçluyor ama bu aynı zamanda ABD’nin bölünmesinin bir işareti ve bölünmeyi artırıyor. Temel olarak Amerika, birkaç çok zengin (500 milyon ila 1 milyar dolar arasında servete sahip aileler) ile tüm mücadelelerine karşın yaşamlarında ilerleme umudu göremeyen Amerikalılardan kurulu bir ulus. Amerika daha şiddetli bir gelecekle karşı karşıya. Bütün bunları söyledikten sonra Trump’a yönelik suikast girişiminin sadece Amerika’daki bölünmeleri artırabileceğini ve daha fazla şiddeti körükleyebileceğini düşünüyorum. Ancak sonunda, ne olursa olsun sonuçları etkilemeyecek.

 

KÖK NEDENİ EKONOMİ OLAN ZİNCİRLEME BİR REAKSİYON SÖZ KONUSU

 

Aşırı veya popülist sağın yükselişi hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu durum ekonomik güçlüklerle ne denli ilişkili? ABD’de Trump, Avrupa’da Le Pen, Bardella, Meloni, Orban ve Almanya’da yükselen Nazi taklidi AfD, Arjantin’de Javier Milei… Örnekleri çoğaltmak mümkün. Avrupa, ABD ve Latin Amerika’da olup bitenler hakkında ne düşünüyorsunuz? Bunlar bağımsız mı yoksa zincirleme bir reaksiyon mu?

 

Evet, her yerde zincirleme bir reaksiyon gerçekleştiğinden söz edebiliriz. Bunu mükemmel ifade ettiniz. Bunun kök nedeni ekonomiktir. ABD ve Avrupa’ya baktığınızda belirli bir elitin ortaya çıktığını görüyorsunuz. Kibirli, kendilerinin daha iyi olduklarını düşünen ve hatta elde ettiklerini hak ettiklerini düşünen bir kibirden söz ediyorum. Söz gelimi ABD’de Elon Musk’ın bir yıllık maaşının 56 milyar dolar olarak ödenmesine verilen onaya bakalım. Felaket bir durum! Eşitsizlik çok ama çok büyük. ABD’de konut sorunu var. 20 milyon çocuk yatağa aç gidiyor yazın. Neden? Çünkü yemek bulamıyorlar. Çünkü ne oluyor? Okullar kapanıyor. Çünkü okullar açık olduğunda en azından öğle yemeğini okullarda yiyebilme imkânına sahipler. ABD ve dünyanın hemen her yerindeki zenginlerin kendi mezarlarını kazdıklarını düşünüyorum. Dünyaya ne yaptıklarını görmüyorlar ve kendilerini daha iyi sanıyorlar. Belki klasik bir cümle ama hepimiz aynı gemideyiz. Görüşlerine katılmasam bile kapitalizmin babası Adam Smith’ten alıntılamayı her zaman sevmişimdir. Smith, herkese eşit bir şans vermezseniz, adil bir şans vermezseniz, hükümet bazı şeyleri denetlemezse, tüm sistemin bir ormana dönüşeceğini söylemiştir. Şimdi gördüğümüz şey tam manasıyla bir orman! Her yerde böyle! II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika daha eşitlikçiydi. 1953’te ABD’de en yüksek vergi oranı yüzde 90’ın üzerindeydi. Şimdi yüzde 40’ın altına, yaklaşık yüzde 30’a düştü. Trump ise seçilmesi halinde zenginlere daha fazla indirim yapmak istiyor. Dolayısıyla böyle bir dünya yaratınca kutuplaşmış bir dünya elde ediyorsunuz. Ve insanlar daha da mutsuzlaşıyor. 

 

ABD’NİN SİYASİ KUTUPLAŞMASI SADECE BİR TREND DEĞİL

 

O zaman ABD seçimlerine bakalım. Dünyanın birçok yerinde ya seçimler yapıldı ya da yapılacak ve ABD bu ülkelerden biri, en dikkat çekeni… Neden ABD bu kadar sıkışmış bir görüntü sergiliyor? Bir tarafta Biden; diğer tarafta Trump. ABD bugün neden bu durumda?

 

ABD’de “Aynı partiden görevdeki bir başkana karşı aday olunmaz” diye bir gelenek var. Biden adaylığını açıkladığında, hiçbir Demokrat ona karşı aday olmaya istekli değildi. Sadece Temsilciler Meclisi üyesi Dean Phillips aday oldu ve sadece bir delege kazandı. Bu nedenle Biden gerçekten hiç zorlanmadı ve bu bir sorun. Biden’a karşı bir meydan okuma olmadı. Onun sorunları, yaşı vs. düşünülmeliydi. Öte yandan Trump seçimi kaybettiği günden beri kampanya yürütüyor, ABD’de çok sayıda taraftara sahip. Bu konuda iki yol yok. Bu iki aday gerçek bir rekabet olmadan ortaya çıkıyor. ABD daha iyisini hak ediyor. Daha genç politikacıların aday olmasını istiyoruz ancak bu ülkedeki sistem böyle bir şeyi desteklemiyor. Son sekiz yıldır Amerika çok bölünmüş durumda. Bu siyasi kutuplaşma sadece bir trend değil; ele alınması gereken acil bir sorun.

 

O zaman politik ve toplumsal kutuplaşma, ABD de dahil olmak üzere dünyanın en büyük sorunu mu?

 

Kutuplaşma var evet. Bakın ABD seçimlerinde ortalama bir Amerikalının ilgisini neyin çektiğinin farkında olmamız gerekir. Trump’ın ekonomiyi iyileştireceğini düşünüyorlar. Ama bu doğru değil. Trump yüksek tarifeler koymaktan ve çok zenginlere vergi indirimleri yapmaktan bahsediyor. Ortalama bir insan, Trump’ın onlara herhangi bir vergi indirimi yapmayacağını anlamalı. Çünkü Trump’ın tüm planları hep zenginler içindir. Bir yandan bu yüksek tarifeleri koyup bir yandan insanlara “Çin’den para alacağız!” diyebiliyor. Bu saçmalık! Bu, ABD’de ithal malların fiyatını artırıyor, enflasyonu körüklüyor; ortalama insana zarar veriyor. İnsanlar, kendi çıkarlarına ve ulusal çıkarlarına neyin uygun olduğunu anlamak için yeterince zeki değiller. Bu nedenle daha fazla dikkat etmeleri ve söylemleri dinlemeleri gerekiyor. Ortalama bir insanın bu sorunların farkında olması ve siyasi söylemleri eleştirel bir şekilde değerlendirmesi çok önemli. Ve işte bu yüzden bu yoldayız. Bu yolu izleyeceğiz. Benim için üzücü ama Amerika’nın bulunduğu yer burası.

 

Peki Biden adaylığını geri çekebilir mi? Yoksa bu imkânsız mı?

 

Adaylıktan çekilmesinin sonuçları önemli olabilir. Şu anda çekilmeyeceğini söylüyor. O inatçı bir adam. Geçmişinde de böyleydi. Bu yüzden çekilmesi pek olası değil. Diyelim çekildi, sorun çekildiğinde kimin aday olacağı… Sistem açık olmalı. Kongre’de delegeler istediklerini seçmekte özgür olmalı. Biden’ın kenara çekilip çekilmeyeceğini bilmiyorum ancak Biden kenara çekilmedikçe yerinin değişmesi mümkün değil…

 

hossein askari

 

ABD’DE İSRAİL LOBİSİ ÇOK GÜÇLÜ, PARAYI KULLANIYORLAR VE ACIMASIZLAR

 

Gazze Savaşı’nda yaşananlar ABD seçimlerini nasıl etkileyecek? Sonuçta, ABD’de İsrail karşıtı duygular son yarım yüzyılın en yüksek seviyesinde. Ama bir yanda da güçlü bir İsrail lobisi var. Bu durum oy kullanma eğilimlerini etkiliyor mu? Yoksa Amerikalılar için öncelikli olan içişleri ve ekonomi mi?

 

Filistinlilere karşı daha fazla sempati var. Hatta hayatım boyunca bu ülkede hiç bu kadarını görmemiştim. Ancak ABD’de, İsrail, Yahudi ya da Siyonist lobi, adına her ne derseniz deyin, çok güçlü. Parayı kullanıyorlar ve acımasızlar. Yani size para verip buna göre oy kullanmanızı istiyorlar. Bu hem Demokrat Parti hem Cumhuriyetçi Parti için geçerli. Para bağışlıyorlar ve karşılığında belirli sonuçlar istiyorlar. İnsanlar İsrail lobisine karşı konuşmaktan korkuyor. Eğer üniversite profesörüyseniz ve kalıcı kadronuz yoksa, İsrail’e karşı konuşursanız, Filistin yanlısıysanız, kalıcı kadro alma şansınız yoktur. Hemen kovulursunuz. İşe alımlara bakalım. Eğer Filistin yanlısı görüşlere sahipseniz işe alınmazsınız. Bu ülkede gördüğümüz şey İsrail lobisinin çok güçlü olduğu gerçeğidir. Neden bu kadar güçlü olduklarına bakarsanız, bir numaralı sebep AIPAC ve diğer İsrail yanlısı Yahudi örgütlerine bağışladıkları paradır. Bir diğer sebep ABD’deki medyanın çok yanlı olmasıdır. Haberleri çok, çok “ince” bir şekilde bildirirler. İsrail’in yaptığı tüm dehşetleri açıklamazlar. Olan bitenin tüm resimlerini göstermezler. İnsanlara gerçek olmayan bilgiler veriliyor. ABD’de İsrail’i destekleyen bir diğer şey ise eğlence endüstrisi, Hollywood… Aktörler ve aktrisler birçok liberal konuda konuşurlar ancak İsrail söz konusu olduğunda neredeyse hiç konuşmazlar. Size verdiğim uzun cevapta aslında sizin de dediğiniz gibi, ortalama insanlar, halk Filistinlilere daha fazla sempati duyuyor ama politikacılar, medya ve eğlence endüstrisi duymuyor. Tüm bunlarla birlikte, insanlar beyinleri yıkanıyor. Ve diğer sorunlar Filistinlilere ne olduğundan çok daha fazla ilgilerini çekiyor.

 

GAZZE’NİN YENİDEN İNŞASININ MALİYETİ 1 TRİLYON DOLARI BULABİLİR

 

Filistin halkının yaşadığı insan hakları ihlallerinin, katliamın, soykırımın yanı sıra ekonomik zorluklar da var. Geçen yıl 25 Aralık’ta, Gazze Savaşı’nın erken aşamalarında konuştuğumuzda Gazze’nin yeniden inşası için paranın geleceği yerin ABD olduğunu söylemiştiniz. Hâlâ bu görüşünüzün arkasında mısınız?

 

Gazze’nin yıkımı hayal ettiğimden çok daha kötü oldu. Fiziksel yıkıma bakarsanız, tam anlamıyla bir çorak arazi. Gazze’yi yeniden inşa etmek ve yaşam için elverişli hale getirmek çok zor olacak. Kafamdan bir rakam vereceğim; bu rakam 1 trilyon dolara yaklaşabilir. ABD’nin borcu hızla artıyor. Ve Trump vergi indirimi yapmak istiyor. Ekonomimiz için çok kötü olacak. Bence Amerika Gazze için bir fon başlatmaya çalışacak ve bu fona bir miktar para katkıda bulunacak. Sonra zengin Arap ülkelerine, Suudi Arabistan’a, Birleşik Arap Eemirlikleri’ne, Kuveyt’e ve Katar’a yalvaracaklar. Birçok gözlemci, İsrail’in Gazze’nin tamamını ilhak etmek istediğine inanıyor. Eğer bunu yaparsa Amerika muhtemelen bunun bedelini ödeyecek. Ama bu Araplar için olacaksa Amerika’nın bunu ödeyeceğini düşünmüyorum. Amerika bir miktar katkıda bulunacaktır. Avrupa, Japonya ve Avustralya gibi ülkeler de katkıda bulunacaktır. Ancak ana olarak paranın Araplardan gelmesi gerekecek. Ve Amerikalılar da bu kadar çok para katkıda bulunmaya direnç göstereceklerdir.

 

PETROL KULLANMAMIZA GEREK KALMADIĞINDA BİLE BARIŞÇIL, DEMOKRATİK BİR DÜNYAMIZ OLMAYACAK 

 

1. Dünya Savaşı’ndan sonra, özellikle Marshall Planı’nın başlatılmasının ardından, ABD özgür dünyayı yönlendiren ülke olarak görülüyordu; siyasi ve ticari çıkarlar sonraki savaşları şekillendirdi. 1953’te CIA, İran Başbakanı Musaddık’ı devirmek için tarihin en dikkat çekici operasyonunu gerçekleştirdi. Bu konuları özel olarak ele aldığınız bir makalede, ABD’nin o zamanlar haydut bir devlete dönüşüp dönüşmediğini sorguluyorsunuz. Bunlara dayanarak size biraz tuhaf bir soru sormak istiyorum. Dünyada 1 trilyon 700 milyar varil petrol olduğu biliniyor. Bu yaklaşık olarak 52,5 yıl yetecek bir petrol ihtiyacını karşılıyor. Dünyadaki fosil bazlı kaynakların tükenme noktasında olduğu söyleniyor. O halde naifçe şöyle sorayım: Petrol bittiğinde demokrasi geri gelecek mi? Dünya daha iyi bir yer olacak mı?

 

Bu gerçekten tuhaf bir soru.

 

Evet, sizi uyarmıştım.

 

Katar Vakfı, BBC’de yayımlanan Doha Tartışması adı verilen bir tartışma düzenlemişti. Bu tartışmalardan biri, petrolün bir lanet mi yoksa bir nimet mi olduğu konusundaydı. O tartışmada yer aldım ve petrolün Ortadoğu için bir lanet olduğunu savundum, tartışmayı kazandım. Seyircinin yüzde 60’ı benimle, yüzde 40’ı ise bana karşı oy kullanmıştı. Şüphesiz petrolü daha az kullanmaya başlamalıyız ve doğalgaza geçiş yapmalıyız. Ardından tamamen yenilenebilir enerjiye geçmeliyiz. Dünyaya verdiğimiz zarar büyük. Bu seni kapsamıyor Dora ama insanlar aptal! Her yerde ne olduğunu göremiyorlar. ABD’de, diğerlerinden daha saçma bir durumdayız. İnsanlar bunu kabul etmek istemiyor. Kimi insanlar bunun bir aldatmaca olduğunu söylüyor, “Küresel ısınma yok, fosil yakıtlar yüzünden değil” diyebiliyor. Amerika’yı bu hale getiren şey bilimdir. Üniversiteler, araştırmadır. Daha doğrusu tüm bunlara sırtımızı çevirmemizdir. Bilgiyi sevmiyoruz. “Hepsi saçmalık!” diyoruz. Bu ülkede iklimimize yaptığımız şeyler hakkında korkunç bir tepkiyle karşılaşacağız. Yani petrol büyük bir sorun oldu. Kömür ise daha büyük bir sorun. Kömür kullanmaya devam ediyoruz. Tüm bu enerji kaynakları birer sorun. Ancak petrol kullanmamıza artık gerek kalmadığında bile birbirimizin gırtlağına sarılacağız. Barışçıl, harika, demokratik bir dünyamızın olacağını sanmıyorum. Bu kadar karamsar olduğum için üzgünüm. Çünkü biz insanlık olarak yeni bir kavga sebebi bulacağız. Bu devam edecek. Ama bilimin ve araştırmanın daha iyi bir gelecek şekillendirmedeki rolünü unutmamalıyız. Bu mücadelede en iyi araçlarımız bunlar ve onlara sırtımızı asla dönmemeliyiz!

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.