Yapay Zekânın Getirdikleri
Üzerinde çalışılan yeni nesil yapay zekâ modellerinin yakın bir gelecekte otonom kararlar alabileceği ve bunun sonucunda doğabilecek zararlardan sorumlu olabileceği; bu sebeple de hukuki bir statü kazanması gerektiğine ilişkin tartışmalar, son günlerde politik ve yasal çevrelerde yer bulmaya başladı.
1980’li yıllar ile birlikte ivme kazanan küreselleşme dalgasının, ulus-devlet sınırlarını görece önemsiz hale getirerek devletlerin egemenliğini kimi durumlarda aşındırdığı ve bazı büyük teknoloji şirketleri gibi çokuluslu şirketlerin işlemlerinin yasal sorumluluk meselesini tartışmalı hale getirdiği bilinmektedir. Küreselleşmenin, devletlerin egemenlik alanına nüfuz eden bir diğer boyutu ise teknoloji ve son yıllarda popülerliği giderek artan yapay zekâ (Artificial Intelligence-AI) teknolojisinin getirdiği birçok yenilik ile birlikte riskler de barındırması. Üzerinde çalışılan yeni nesil yapay zekâ modellerinin yakın bir gelecekte otonom kararlar alabileceği ve bunun sonucunda doğabilecek zararlardan sorumlu olabileceği; bu sebeple de hukuki bir statü kazanması gerektiğine ilişkin tartışmalar, son günlerde kimi politik ve yasal çevrelerde yer bulmaya başladı.
Günümüzde bilgi, iletişim ve teknoloji alanında yaşanan baş döndürücü hızdaki gelişmeler, yapay zekâ araçlarının kullanılması ile birlikte bireylerin sadece özel yaşamlarını değil profesyonel yaşamlarını da giderek daha yoğun bir biçimde etkilemeye başladı. Yapay zekâ araçlarının özellikle son birkaç yılda daha çok kişi tarafından kullanılmaya başladığı söylenebilir. Yapay zekâ teknolojisinin getirdiği yeniliklerin ve olanakların sadece vatandaş düzeyinde kalmayıp kamusal alanı ve devlet aygıtını da kapsamaya başladığı gözlenirken, bu teknoloji ile gelen birtakım riskler ve tehlikeler de söz konusu. Birçok meslek pratiğini ve sektörü değiştirmeye başlayan yapay zekânın, gazetecilik pratiklerini ve kamu yönetimini de belli noktalarda etkilediği biliniyor. Karşılaşılabilecek olası risk unsurlarının net olmaması, çözümlere yönelik tahmin ve çalışmaları da zorlaştırıyor.
Yapay Zekâ Nedir?
Alan Turing’in makine öğrenmesi kavramını kullanmasının ardından, yapay zekâ konsepti ilk olarak 1956 yılında John McCarthy tarafından Dartmouth Konferansı’nda kullanılmıştır. Yapay zekâ,“bir sistemin dış verileri doğru bir şekilde yorumlama, bu verilerden öğrenme ve bu öğrenmeleri belirli hedeflere ve görevlere ulaşmak için kullanma yeteneği” olarak tanımlanmaktadır. Sesli komutları yerine getiren Alexa ve Siri gibi uygulamalar yapay zekâ teknolojisi ile çalışıyor. YouTube’da şarkı veya film önerileri yapan ve Facebook kullanıcılarına beğenebileceği sayfaları öneren yapay zekâ araçları, verilere ve algoritmalara dayanıyor. Çevrimiçi alışveriş sitelerinde müşterilerin satın alma alışkanlıklarını analiz ederek yeni ürün önerisi yapan da yine bu teknoloji.
Yapay zekâ kavramı son yıllarda ChatGPT (Generative Pre-trained Transformer) gibi araçlar sayesinde daha da popüler hale geldi.
Metin girdisine dayanan ChatGPT, insanların üretebildiğine benzer metin üretebilen derin öğrenme (deep learning) modeli ile çalışmakta. San Francisco merkezli OpenAI şirketinin ChatGPT sohbet robotu geçtiğimiz yıl Kasım ayında kullanıma sunulmuştu. İlk olarak, yapay zekâ dil modeli GPT-3,5 destekli olan ChatGPT’nin yeni nesil GPT-4 modeli ise Mart ayında piyasaya sürüldü. ChatGPT’nin yeni özellikler ile zenginleştirildiği biliniyor. Kadın ve erkek sesleriyle kullanıcılarına sesli sohbet hizmetini ücretli sürümünde sunacak olan ChatGPT uygulaması ile çocuklara masal anlatımı gibi birçok hizmet verilmesi bekleniyor.
Kullanım alanı güvenlik, e-ticaret, eğlence, sağlık ve finans gibi geniş bir yelpazeye yayılan yapay zekâ teknolojisi; yapay dar zekâ, yapay genel zekâ ve yapay süper zekâ olmak üzere üç başlıkta incelenebilir. Yapay dar zekâ, bilgisayarın dar kapsamlı olarak tanımlanmış bir görevi insanlardan daha iyi yerine getirebilme kapasitesini tanımlamak için kullanılırken, yapay genel zekâ bilgisayarın tüm zihinsel görevlerde insanlardan daha başarılı olduğunu ifade etmek için kullanılıyor. Yapay süper zekâya sahip bir bilgisayar sisteminin ise bilimsel yaratıcılık ve sosyal yetenekleri de içeren birçok konuda insanlardan daha başarılı olması bekleniyor.
Yapay Zekâ ve Kamu Yönetimi
Yapay zekâ teknolojisinin kamu hizmetlerinde kullanılması, personel istihdamı bakımından ve mali açıdan verimliliği artırırken maliyeti de düşürmekte. Geleneksel kamu hizmetinde yaşanan bürokratik hantallık ve kırtasiyecilik gibi sorunların yapay zekâ teknolojilerinin yardımı ile azalması ve hatta ortadan kalkması bekleniyor.
Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülke, ulusal yapay zekâ stratejisini ve eylem planını yayımladı. 2017 yılında, Birleşik Arap Emirlikleri’nde dünyanın ilk yapay zekâ bakanı göreve başladı. 2016 yılında, ABD “Yapay Zekânın Geleceği için Hazırlık” (Preparing for the Future of Artificial Intelligence) bültenini yayımladı. Bültende, yapay zekâ araçlarının kamu yönetiminde eğitim, sağlık, etik, güvenlik, adalet ve Ar-Ge gibi alanlarda sunacağı olanaklar geniş yer buldu.
Yapay Zekâ ve Gazetecilik
ChatGPT gibi yapay zekâ araçlarının gazetecilik faaliyetlerinde kullanılması, haber merkezi pratiklerini değiştirmeye başladı. GPT-4, verileri analiz ederek hızlı bir şekilde haber metinleri hazırlamak için yararlı. GPT-4’ün kullanılması, savaş sahası gibi tehlikeli alanlarda haber yapmanın oluşturacağı tehditlerden korunmak için de iyi bir yol. Yapay zekâ araçları, araştırmacı gazetecilik için de önemli fırsatlar sunmakta. Bu teknoloji araştırmacı gazetecilerin haberler, raporlar ve kaynaklar arasındaki bağlantıları belirlemesinde kolaylık sağlıyor. Böylelikle, daha fazla veriye erişilebilirken zamandan tasarruf etmek mümkün.
Mayıs 2023’te Kopenhag’da düzenlenen Nordic AI in Media Summit toplantısında konuşma yapan Profesör Nick Diakopoulos’un yapay zekânın haber merkezlerinde kullanım alanları üzerine ChatGPT-4’e başvurarak hazırladığı içerik, yapay zekânın etkisini göstermesi bakımından oldukça aydınlatıcı. Buna göre, haberler için araştırma ve söyleşiler yapmak, haber yazımı, tasarım, okuyucu ya da izleyicilerle etkileşim gibi konular yapay zekâ ile çok daha kolay. Bunun yanında, yapay zekâ, arama motoru optimizasyonu (SEO) için uygun kelimelerin belirlenmesi ve noktalama ve yazım hatalarının giderilmesi gibi hususlarda da oldukça yararlı.
Yapay Zekâ Fırsat Kadar Tehdit de Sunuyor
Yapay zekâ teknolojisinin, yalnızca kamu yönetimi alanında değil birçok meslekte değişiklikler getirdiği ve daha birçok değişime gebe olduğu biliniyor.
Meslekleri; personel miktarı ihtiyacı, gerekli olan personelin niteliği, işin maliyeti, yerine getirilme şekli ve süresi gibi hususlarda etkileyen yapay zekâ araçlarının sadece ABD’de üretim, ofis-destek, müşteri hizmetleri ve gıda sektörlerinde çalışan milyonlarca insanı önümüzdeki yıllarda iş değiştirmek zorunda bırakacağı belirtiliyor.
Sunduğu birçok faydanın yanında tehdit unsurlarını da beraberinde getiren yapay zekâ, OpenAI ve Google Deepmind yöneticilerinin de içinde bulunduğu birçok uzmana göre, toplum huzurunu bozacak yanlış bilgiler üretmek için kullanılabilir. Hatta makineler insanların yerine geçebilir. Bu bağlamda, Yapay Zekâ (AI) Güvenliği Merkezi tarafından yayımlanan bildiride, “AI kaynaklı yok olma riskini azaltmak, salgın hastalıklar ve nükleer savaş gibi diğer toplumsal ölçekli risklerin yanı sıra küresel bir öncelik olmalıdır” ifadesi dikkat çekmekte. Teknoloji uzmanı Geoffrey Hinton’a göre, yapay zekânın oluşturduğu tehlikeler, iklim krizinden çok daha acil, çünkü iklim krizine karşı alınacak önlemler biliniyor. Yapay zekânın sebep olacağı tehditlere karşı uyanık olmak şart, zira çok yeni olan bu teknoloji kaynaklı tehditlere karşı alınacak önlemlerin ne şekilde olacağı da tam olarak bilinmiyor.