TAHA ÖZHAN

Ankara Enstitüsü’nde araştırma direktörü olan Özhan, 2019-2020’de Oxford Üniversitesi’nde misafir akademisyen olarak görev yaptı. 2014-2016 yılları arasında Başbakan başdanışmanlığı, 25 ve 26. Dönem milletvekilliği ve TBMM Dış İşleri Komisyon Başkanlığı yapmıştır. 2005’te kurucu direktörlerinden olduğu SETA’nın 2009-2014 yılları arasında başkanlığını yürütmüştür. Doktorasını Siyaset Bilimi alanında yapan Özhan’ın yayımlanmış son kitabı “Turkey and the Crisis of Sykes-Picot Order” dır.

TAHA ÖZHAN

Ankara Enstitüsü’nde araştırma direktörü olan Özhan, 2019-2020’de Oxford Üniversitesi’nde misafir akademisyen olarak görev yaptı. 2014-2016 yılları arasında Başbakan başdanışmanlığı, 25 ve 26. Dönem milletvekilliği ve TBMM Dış İşleri Komisyon Başkanlığı yapmıştır. 2005’te kurucu direktörlerinden olduğu SETA’nın 2009-2014 yılları arasında başkanlığını yürütmüştür. Doktorasını Siyaset Bilimi alanında yapan Özhan’ın yayımlanmış son kitabı “Turkey and the Crisis of Sykes-Picot Order” dır.

TÜM YAZILARI

Ne kadar zorlama analizler yapılırsa yapılsın, bir değer setine veya ideolojik eksene oturmayan yapısıyla Trump’ın ekibiyle birlikte Amerika veya dünya için önerdiği bir vizyon bulunmuyor. Tam bir kaos halinin, birinci döneminden çok daha güçlü bir şekilde Washington’da hayata geçmesi, Amerikan siyasal istikrarsızlığının ve ekonomik dengesizliğinin dünyaya yansıması ilk senaryo olarak önümüzde duruyor.

Sürenin bu kadar uzamasına rağmen, demokratikleşme ve adalet arayışından bir şekilde tamamen kopmamış olmamız, hâlâ tüten ocakların olması ve bütün umutlara defalarca kibrit suyu dökülmesini sağlayan kült sistemine bir asırdır maruz olmamıza rağmen hâlâ memleketin muhafaza ettiği bir umut hakkı var. Ve bu hak, asrı aşkın zamandır onu boşa çıkaranlardan çok daha gerçek ve güçlü.

Yeni Suriye 2025’e girerken Türkiye’nin de yeni bir başlangıç için fazlasıyla sebebi ve imkânı bulunuyor. Yeter ki siyaset de 2024 sonu itibarıyla küresel ve bölgesel anlamda yeni bir dalganın kaçınılmaz olduğunu ve 2025’e girmesi gerektiğini fark etsin.

Henüz bir ayını doldurmamış olan Suriye devriminin verdiği ilk işaretler, Suriye’de yüzyıllık yorgunluğun, kırılganlıkları kaosa dönüştürecek güç ve motivasyonun hiçbir kesimde bulunmadığını gösteriyor. Üstelik Esed rejiminden kurtulmanın oluşturduğu sevincin, ortaya çıkabilecek yeni terör görüntülerini bastıracak enerjiye sahip olduğu hissini de veriyor.

Amerikan siyasi istikrarsızlığı, deglobalizasyonun, ticaret savaşlarının ve güvenlik gerilimlerinin üzerinde durduğu fay hatlarını çok daha derinleştirecek şekilde kırma potansiyeline sahip. Taç giyen başın akıllanması Trump ve Harris için geçerli olur mu bilmiyoruz. Derinleşen istikrarsızlığın bugün içinde bulunulan küresel jeopolitik depresyonu çok daha sıkıntılı bir düzleme sürükleyeceğini akılda tutarak, seçimleri kimin kazanacağının bu kriz senaryosunu ortadan kaldırmayacağını ama ivmesini değiştirebileceğini söyleyebiliriz.

Eskinin işlemediği yeninin de ortaya çıkmadığı bir küresel siyasal ve jeopolitik bunalım döneminde ABD’nin negatif çarpan etkisi dünya genelinde sert bir şekilde hissedilecektir. Küresel ve bölgesel ittifak haritaları baskı altında kalacak, deglobalizasyon süreci yönsüz bir şekilde mesafe almaya devam edecek ve çatışma bölgelerindeki krizler derinleşecektir.

Dünya açısından Biden-Trump farkının (ekonomiden jeopolitik adımlara varıncaya kadar) büyük ölçüde anlamsızlaştığı bir dönemde, Amerikan krizinin derinleşmesinin küresel yansımaları kaçınılmaz olacak. Ancak birbirinden berbat onlarca suçtan mahkûm olmuş lümpen bir gösteri dünyası figürüyle; zihnen geçen yüzyılda yaşayan ve akli melekeleri yerinde olduğu dönemle idrak zafiyetinin derinleştiği dönem arasında ciddiye alınacak siyasal bir fark olmayan bir ismin Amerikan siyasal depresyonuna son vermeleri mümkün görünmüyor.

İran’da 28 Haziran’da yapılacak seçimlerde “reformist kanatta” tek aday Mesud Pezeşkiyan yer alırken muhafazakârlar Muhammed Bakır Kalibaf, Said Celili, Emir Hüseyin Kadızadehaşimi, Ali Rıza Zakani ile Mustafa Purmuhammedi tarafından temsil ediliyor. Her ne kadar üç ismin yarıştığı görülse de seçim yarışına bakıldığında birbirine yakın destek oranları alan adaylar tablosu olduğu görülüyor.

2023 tecrübesi, 2024 için ekonomide daha temkinli ve daha iyimser senaryoların konuşulmasının önünü açarken, jeopolitik alanda risklerin oldukça yükseldiği bir gündemi öne çıkarıyor. Ancak küresel ekonomide büyüme dinamikleri hâlâ zayıflamaya devam ederken siyasal gerilim hatları negatif enerji biriktiriyor.

İsrail’in ‘soluklanarak’ katliamlarına devam edebilmesini sağlamaya çalışan Batılı başkentler, karşısında ‘soluksuz’ bir şekilde itirazını ortaya koyan sokakları bulduğu sürece Gazze; Filistin’i, İsrail’i ve Batı’yı aşan küresel vicdana dönüşmeye devam edecektir.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.