ZAHİDE TUBA KOR

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde 2003’te lisansını, 2007’de Türkiye-Suriye ilişkileri üzerine yazdığı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Anlayış dergisinde yazar ve editörlük (2004-2010), Bilim ve Sanat Vakfı Küresel Araştırmalar Merkezinde koordinatör yardımcılığı (2010-2014) yaptı. Yabancı basından makaleler tercüme etti (2015-2021). Halen STK'larda Ortadoğu'yla ilgili seminerler veriyor, okuma grupları düzenliyor, kitap yazıyor. Yayınlanmış kitapları şunlardır: Tuz ve Taş Üstünde: Suriye’de Rejim, Savaş ve Göç; Coğrafyanın İntikamı (Robert D. Kaplan’dan çeviri); Diktatörlük ile Devrim Arasında Arap Dünyasının Krizleri (Munsif Merzûkî'den çeviri); Ortadoğu Konuşmaları: Bölgesel ve Küresel Perspektiften “Arap Baharı”; Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu: Yolcularla Söyleşiler; Witnesses of the Freedom Flotilla: Interviews with Passengers; Ortadoğu’nun Aynası Lübnan; Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin

ZAHİDE TUBA KOR

Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünde 2003’te lisansını, 2007’de Türkiye-Suriye ilişkileri üzerine yazdığı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Anlayış dergisinde yazar ve editörlük (2004-2010), Bilim ve Sanat Vakfı Küresel Araştırmalar Merkezinde koordinatör yardımcılığı (2010-2014) yaptı. Yabancı basından makaleler tercüme etti (2015-2021). Halen STK'larda Ortadoğu'yla ilgili seminerler veriyor, okuma grupları düzenliyor, kitap yazıyor. Yayınlanmış kitapları şunlardır: Tuz ve Taş Üstünde: Suriye’de Rejim, Savaş ve Göç; Coğrafyanın İntikamı (Robert D. Kaplan’dan çeviri); Diktatörlük ile Devrim Arasında Arap Dünyasının Krizleri (Munsif Merzûkî'den çeviri); Ortadoğu Konuşmaları: Bölgesel ve Küresel Perspektiften “Arap Baharı”; Küresel Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu: Yolcularla Söyleşiler; Witnesses of the Freedom Flotilla: Interviews with Passengers; Ortadoğu’nun Aynası Lübnan; Siyonizm Düşünden İşgal Gerçeğine Filistin

TÜM YAZILARI

Savaş yaşamış ülkelerde yeniden inşa sürecinde gördüğüm en büyük tehlike, milis liderlerinin siyasetçilere dönüşmesi, bunun da milis siyasetini doğurmasıdır. Askerî mantık ile siyasi mantık, milis mantığı ile devlet mantığı birbirinden farklıdır. Sahadaki askerî gruplar “Zafer bizim sayemizde geldi” deyip siyasette baş koltuklara oturmaya kalkışırlarsa ülkeye yazık olur. Tıpkı 1949’dan itibaren Suriye’de başlayan askerî darbelerle, ordunun siyasette etkinliğinin sürekli istikrarsızlıklara yol açması gibi.

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.