
Depremden Sonra Siyaset
Kesin tespitlerde bulunmak için henüz erken, ancak bütün yıkıcılığına rağmen “deprem iktidarı götürür” denebilecek bir siyasi atmosferin oluştuğunu söylemek mümkün değil. Bu durumda, muhalefetin makul,
Kesin tespitlerde bulunmak için henüz erken, ancak bütün yıkıcılığına rağmen “deprem iktidarı götürür” denebilecek bir siyasi atmosferin oluştuğunu söylemek mümkün değil. Bu durumda, muhalefetin makul,
Hükümet, bu afetin ekonomik faturasının kamu kurumları ve vatandaşlardan gelecek bağışlarla ve mevcut bütçeyle ödenebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. Karşılaştığımız afet 1999’da olduğu gibi çok acil
Türkiye ve benzeri ülkelerin temel sorunlarından birisi de acılardan ders çıkarmaya hevesli olmamaları. Bu ülkelerde insan ucuz olduğu sürece onu yaşatmaya dair tedbirler de sanki
Herkes mesaisini, seçimlerin ertelenmesine değil, tam aksine seçimlerin zamanında, güvenlik içinde ve adil bir biçimde yapılmasına vakfetmelidir. Elbette aklıevvel birileri her zaman kuyuya çok sayıda
Depremden sonra ortaya çıkan manzaranın özel olarak gösterdiği bir şey var: Bürokrasinin kimi uzuvları izah edilemeyecek kadar etkisiz, tahmin edilenin de ötesinde koflaşmış. Ağırlıkla inisiyatif
24 yıl önce yaşadıklarımızı yeniden neredeyse aynı şekilde yaşıyoruz. Çünkü o zamanki iktidar gibi şimdinin muktedirleri de, toplumsal hafızasızlığımıza, kutuplaşmaya güveniyor. Aynı hataların, ihmallerin tekrar
Bir toplumda bilim insanları arttıkça, bilim cinsiyetler-ötesi bir meslek alanına dönüştükçe, bu konuda kadınlar ve kız çocukları teşvik edildikçe, imar afları değil bilim bursları, sorumsuz
İktidarlarının ilk günlerinde “kader diye geçiştirilemez” olarak görünenler, zamanla kader, fıtrat oldu. Kriz anında siyaset olmasın diye konuşulmayanlar, süreç geçip gittiğinde bir daha hatırlanmadı, eski
Sosyal medyanın afet zamanlarında bilinçli bir şekilde kullanımı, geniş bir özgürlük alanını sonsuz bir dayanışma alanına dönüştürme becerisini ortaya koyar. Afet gibi zor zamanlarda bu
Ortak geleceği konuşabilmek için önce normalleşmenin sağlanması, son yıllarda oluşan tahribatın giderilmesi gerek. O yüzden muhalefetin Ortak Politikalar Mutabakat Metni daha çok rehabilitasyona, özellikle devletin
Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni, dış politika yapım tarzında beklenebilecek değişiklikler hakkında açık ipuçları veriyor. En başta da Dışişleri Bakanlığı’nın yeniden dış politikanın ağırlık
Altılı Masa, “Aday kim olacak?” sorusu ilk başta gelmek üzere, seçime ilişkin kritik kararları almadığından yoğun olarak seçim sonrasına odaklandı. 30 Ocak’ta açıklanan Ortak Politikalar
Futbol üzerine yazmaya gelince ben sadece Galatasaray üzerine yazarım. Çünkü sistematik olarak sadece Galatasaray’ın maçlarını seyrederim. Beğenilerimin ve eleştirilerimin konusu Galatasaray’dır. Ancak ifade ettiğim bu
Yüzücüler filmi, bir Avrupa ülkesine sığınan mültecilerin aslında geçmişte de bir yaşantıları olduğunu, önceki hayatlarında değer buldukları becerilerini ortaya koymak için alan açıldığında neleri başarabileceklerini
Muhalefetin adayı kim olacak sorusunun cevabı henüz belli değil ama hepten belirsiz de değil, kuvvetli eğilimler var. Dileyelim bu eğilimler bizi 14 Mayıs’a yüreğimiz ağzımızda
Kesin tespitlerde bulunmak için henüz erken, ancak bütün yıkıcılığına rağmen “deprem iktidarı götürür” denebilecek bir siyasi atmosferin oluştuğunu söylemek mümkün değil. Bu durumda, muhalefetin makul,
Hükümet, bu afetin ekonomik faturasının kamu kurumları ve vatandaşlardan gelecek bağışlarla ve mevcut bütçeyle ödenebileceğini sanıyorsa çok yanılıyor. Karşılaştığımız afet 1999’da olduğu gibi çok acil
Türkiye ve benzeri ülkelerin temel sorunlarından birisi de acılardan ders çıkarmaya hevesli olmamaları. Bu ülkelerde insan ucuz olduğu sürece onu yaşatmaya dair tedbirler de sanki
Herkes mesaisini, seçimlerin ertelenmesine değil, tam aksine seçimlerin zamanında, güvenlik içinde ve adil bir biçimde yapılmasına vakfetmelidir. Elbette aklıevvel birileri her zaman kuyuya çok sayıda
Depremden sonra ortaya çıkan manzaranın özel olarak gösterdiği bir şey var: Bürokrasinin kimi uzuvları izah edilemeyecek kadar etkisiz, tahmin edilenin de ötesinde koflaşmış. Ağırlıkla inisiyatif
24 yıl önce yaşadıklarımızı yeniden neredeyse aynı şekilde yaşıyoruz. Çünkü o zamanki iktidar gibi şimdinin muktedirleri de, toplumsal hafızasızlığımıza, kutuplaşmaya güveniyor. Aynı hataların, ihmallerin tekrar
Bir toplumda bilim insanları arttıkça, bilim cinsiyetler-ötesi bir meslek alanına dönüştükçe, bu konuda kadınlar ve kız çocukları teşvik edildikçe, imar afları değil bilim bursları, sorumsuz
İktidarlarının ilk günlerinde “kader diye geçiştirilemez” olarak görünenler, zamanla kader, fıtrat oldu. Kriz anında siyaset olmasın diye konuşulmayanlar, süreç geçip gittiğinde bir daha hatırlanmadı, eski
Sosyal medyanın afet zamanlarında bilinçli bir şekilde kullanımı, geniş bir özgürlük alanını sonsuz bir dayanışma alanına dönüştürme becerisini ortaya koyar. Afet gibi zor zamanlarda bu
Ortak geleceği konuşabilmek için önce normalleşmenin sağlanması, son yıllarda oluşan tahribatın giderilmesi gerek. O yüzden muhalefetin Ortak Politikalar Mutabakat Metni daha çok rehabilitasyona, özellikle devletin
Millet İttifakı’nın Ortak Politikalar Mutabakat Metni, dış politika yapım tarzında beklenebilecek değişiklikler hakkında açık ipuçları veriyor. En başta da Dışişleri Bakanlığı’nın yeniden dış politikanın ağırlık
Altılı Masa, “Aday kim olacak?” sorusu ilk başta gelmek üzere, seçime ilişkin kritik kararları almadığından yoğun olarak seçim sonrasına odaklandı. 30 Ocak’ta açıklanan Ortak Politikalar
Futbol üzerine yazmaya gelince ben sadece Galatasaray üzerine yazarım. Çünkü sistematik olarak sadece Galatasaray’ın maçlarını seyrederim. Beğenilerimin ve eleştirilerimin konusu Galatasaray’dır. Ancak ifade ettiğim bu
Yüzücüler filmi, bir Avrupa ülkesine sığınan mültecilerin aslında geçmişte de bir yaşantıları olduğunu, önceki hayatlarında değer buldukları becerilerini ortaya koymak için alan açıldığında neleri başarabileceklerini
Muhalefetin adayı kim olacak sorusunun cevabı henüz belli değil ama hepten belirsiz de değil, kuvvetli eğilimler var. Dileyelim bu eğilimler bizi 14 Mayıs’a yüreğimiz ağzımızda
© 2022 – Sitede yer alan fikirler yazara aittir ve Perspektif’in editoryal tercihlerini yansıtmayabilir. Kaynak gösterilmesi ve link verilmesi kaydıyla kısmen alıntı yapılabilir.