1982 Anayasası, yürürlüğe girdiği tarihte hem bir “darbe anayasası” hem de bir “vesayet anayasası” idi. Rengi hâkî idi ve temel hak ve hürriyetleri önce “bahşeden”, hemen arkasından da kullanılmasını aşırı derecede sınırlayan bir anayasaydı. İlerleyen yıllarda hâkî rengin gölgesi zayıfladıkça, demokrasi, hukuk devleti ve temel hak ve hürriyetlerin kullanımını engelleyen, tarafı olarak yükümlülük altına girdiğimiz uluslararası insan hakları belgelerine de uymayan sınırlandırmaların kaldırılması talepleri arttıkça, Anayasa’da bu yönde değişiklikler yapılmaya başlandı.