Françafrique’nin Sonu mu? Fransa’nın Afrika’daki Gerileyen Etkisi

Macron’un Kamerun açıklaması, Fransa’nın Afrika’daki geçmişini kabul etme çabasını yansıtıyor, ancak bu, derin bir özrün veya tazminatın yerini tutmuyor. Fransa, sömürgecilikten bu yana Afrika’yı ekonomik ve siyasi bir arka bahçe olarak gördü. Françafrique, CFA frangı ve askeri üslerle bu miras devam ediyor. Fransız şirketleri (TotalEnergies, Bolloré, Areva), kaynakları kontrol ederken, kalkınma yardımları yoksulluğu çözmüyor.

Françafrique

Fransa’nın Afrika kıtasıyla ilişkisi, sömürgecilik, neo kolonyalizm ve günümüzdeki göstermelik reform çabalarıyla dolu bir tarihsel süreç. Emmanuel Macron’un Temmuz 2025’te Kamerun’a yönelik mektubu, Fransa’nın kolonyal geçmişle yüzleşme çabalarının son örneği olarak öne çıkıyor. Ancak bu mektup, tazminattan uzak ve somut adımlar içermiyor. Dolayısıyla yalnızca “sembolik bir jest” olarak yorumlanıyor. Bu çalışma, Macron’un açıklamasından hareketle, Fransa’nın Afrika politikasını tarihsel ve güncel bağlamda inceleyecek.

 

Macron’un Kamerun Açıklaması: Bir Hesaplaşma mı, Diplomatik Manevra mı?

 

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kamerun Cumhurbaşkanı Paul Biya’ya yazdığı ve 13 Ağustos’ta kamuoyuna yansıyan mektupta, Fransa’nın Kamerun’daki sömürge dönemi ve bağımsızlık sonrası “baskıcı şiddeti”ni resmen kabul etti. 2022’de kurulan ortak tarih komisyonunun Ocak 2025 raporuna dayanarak, Macron, 1945-1971 arasında Fransa’nın rolünü ve “savaş” niteliğini itiraf etti. Bu dönemde, Kamerun’un bağımsızlık hareketi Union des Populations du Cameroun (UPC) bastırılırken, on binlerce kişi öldürülmüş, yüz binlercesi yerinden edilmiş ve toplama kampları kurulmuştu. Macron, arşivlerin açılmasını ve eğitim için çalışma grubu kurulmasını vaat ediyor. Ancak tazminat veya resmi özür içeren herhangi bir beyan bulunmuyor.

 

Bu açıklama, Fransa’nın Afrika’daki sömürge mirasıyla yüzleşme girişimlerinin son halkası. Ancak, bu adım, derin bir hesaplaşmadan ziyade diplomatik bir manevra olarak görülüyor. Kamerun’da Biya’nın 43 yıllık yönetimi (1982’den beri) ve 2025 seçimleri yaklaşırken, Fransa’nın bu jesti, ilişkileri yumuşatma ve anti-Fransız duyguları dizginleme çabası olarak değerlendirilebilir. Macron’un daha önce Cezayir ve Ruanda için benzer “sorumluluk” kabulleri de, somut yaptırımlardan yoksun olduğu için eleştirilmişti. Kamerun özelinde de, arşiv açma vaadi, 1971 sonrası devam eden Fransız desteğini (Biya rejimine askeri yardım gibi) gölgede bırakıyor. Bu durum, Fransa’nın geçmişiyle yüzleşirken, mevcut ekonomik ve siyasi çıkarlarını koruma stratejisini yansıtıyor.

 

Tarihsel Süreç: Sömürgecilik ve Neo Kolonyalizm

 

Fransa’nın Afrika’yla ilişkisi, 17. yüzyılda Senegal’de ticaret postalarıyla başladı. Ancak Fransa’nın Afrika ile ilişkisi, 19. yüzyılın ortalarında başlayan emperyalist yayılma ile şekillendi. 1830’da Cezayir’in işgaliyle başlayan süreç, 1880’lerde “Afrika Paylaşımı” (Scramble for Africa) sırasında hız kazandı. Berlin Konferansı (1884-1885) gibi uluslararası anlaşmalarla Fransa, Batı Afrika (Senegal, Mali, Fildişi Sahili, Nijer gibi ülkeler), Ekvatoral Afrika (Kongo, Gabon), Kuzey Afrika (Cezayir, Tunus, Fas) ve Madagaskar gibi bölgelerde geniş sömürgeler kurdu. Bu dönemde Fransa, “uygarlaştırma misyonu” (mission civilisatrice) adı altında yerel kaynakları sömürdü, zorunlu emeği dayattı ve kültürel asimilasyon politikaları uyguladı. Sömürgelerde plantasyon ekonomisi, madencilik ve altyapı projeleri Fransa’nın ekonomisini besledi. Bu süreçte yerel halk yoksulluk ve ayrımcılıkla mücadele ederken yerli halkları baskı altına almak, emeklerini sömürmek ve sömürge düzenini sürdürmek için kullandığı temel araçlardan biri olan indigénat yasaları uygulamaya konuldu. Samori Touré’nin Mandinka direnişi (1882–1898) ve Madagaskar’daki 1895 Menalamba İsyanı gibi direnişler kanlı bir şekilde bastırıldı.

 

İkinci Dünya Savaşı sonrası, bağımsızlık talepleri yükseldi. Fransa, bu talepleri bastırmak için şiddete başvurdu. Sadece Cezayir Bağımsızlık Savaşı’nda (1954-1962) yüz binlerce Cezayirli katledildi. Kamerun’da UPC’ye karşı 1956-1961 katliamları da benzer bir vahşet içeriyordu. Bağımsızlıklar (çoğunlukla 1960) sonrası, Fransa “Françafrique” (Fransız Afrika Düzeni) sistemini kurdu. CFA frangı, askeri üsler ve elit ağlarla etki sürdürüldü. Diktatörler (Örneğin Gabon’da Omar Bongo, Çad’da Idriss Déby) desteklenerek petrol, uranyum ve kakao gibi kaynaklara erişim devam etti. Afrika ülkeleri bağımsızlığını kazansa da yeni sistem, sömürgeciliğin ekonomik ve siyasi uzantısı oldu. Afrika ülkeleri hammadde ihraç ederken, Fransa işlenmiş ürünlerle zenginliğine zenginlik kattı.

 

Soğuk Savaş sonrası, 1990’larda Ruanda Soykırımı’nda (1994) Fransa’nın Hutu rejimine desteği, “ağır sorumluluk” olarak kabul edildi. 2000’lerde Mali (2013, Serval Operasyonu) ve Sahel’de (2014-2022, Barkhane Operasyonu) askeri müdahaleler, terörle mücadele adı altında yapıldı. Bununla birlikte Fransa’nın müdahalesi uranyum ve altın gibi kaynaklara erişimle ilişkilendirildi. Son yıllarda, Nijer, Mali ve Burkina Faso’daki darbeler sonrası Fransız birlikleri kovulurken anti-Fransız duygular arttı. Fransa’nın Afrika kıtasında 1970’lerde 20 bin askeri bulunuyorken bu sayı 2015’te 11 bin 600’e 2025 yılına gelindiğinde ise 1.680’e düştü. Gabon’da 100 Fransız askeri bulunurken Cibuti’de 1.500 Fransız askeri bulunuyor. Fransa’nın Afrika’daki tek askeri üssü Cibuti olurken Mali, Nijer, Çad, Burkina Faso, Senegal, Fildişi Sahili gibi ülkelerdeki Fransız üsleri boşaltıldı. Ancak bu ülkelerde Rusya ve Çin’in yükselen etkisi ortaya çıktı.

 

fransa sahra altı asker sayısı

 

Frankofon Afrika Ülkelerinin Bağımsızlık Süreçleri ve Fransa ile İlişkileri

 

Fransa’nın eski sömürgeleri, bağımsızlık süreçlerinde farklı yollar izledi. Bazıları müzakerelerle bağımsızlaşırken, diğerleri kanlı mücadeleler verdi. Aşağıda, her bir ülkenin süreci ve Fransa ile ilişkileri kısaca inceleniyor.

 

Fildişi Sahilleri

 

Fildişi Sahili, 1960’ta Félix Houphouët-Boigny liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazandı ve Françafrique’nin kalesi oldu. Kakao ihracatı, ekonomiyi Fransa’ya bağımlı kıldı. 2002-2011 iç savaşı sırasında Fransa’nın Licorne Operasyonu, tarafsızlık iddiasına rağmen tartışmalıydı. Operasyon sonrası Alassane Ouattara’yı meşru cumhurbaşkanı olarak tanıdı. Fransa’nın Force Licorne gücü, Ocak 2015’ten itibaren Fildişi Sahili’nde operasyonel ileri üs olarak kullanıldı, ancak Şubat 2025’te bu üs Fildişi Sahili ordusuna devredildi. Fransa, yaklaşık 700 şirketiyle ülkenin GSYİH’sinin %30’unu oluşturan ekonomik nüfuzunu koruyor. 

 

Senegal

 

Senegal, 1960’ta Mali Federasyonu’nun dağılmasıyla Léopold Sédar Senghor liderliğinde bağımsızlığını kazandı ve barışçıl bir geçiş süreci yaşadı. Fransa ile ekonomik bağlar, özellikle altyapı, enerji yatırımları ve CFA frangı kullanımıyla güçlü kaldı. Ancak siyasi istikrar, 1980’ler ve 2000’lerdeki protestolarla sınandı. 2000’de Abdoulaye Wade’in seçilmesi demokratik bir dönüm noktası oldu. Ordu, siyasette sınırlı rol oynadı, darbeler yaşanmadı. Fransa, Senegal’de uzun süre askeri varlık sürdürdü. Dakar’daki Camp Geille ve havalimanı hava üssü, Batı Afrika’daki operasyonlar için kilitti. Ancak Temmuz 2025’te, Devlet Başkanı Bassirou Diomaye Faye’nin “Yakında hiç Fransız askeri kalmayacak” açıklamasının ardından Fransa, bu üsleri Senegal ordusuna devrederek askeri varlığına son verdi. Bu, Fransa’nın Sahel’deki çekilmesinin bir parçasıydı. 

 

Mali

 

Mali, 1960’ta Modibo Keïta liderliğinde bağımsızlığını kazandı ve sosyalist politikalarla Fransa’dan uzaklaştı. 1968’de Moussa Traoré’nin darbesi, Fransa destekli Françafrique düzenini yeniden kurdu. Traoré, 1991’de başka bir darbeyle devrildi; ardından siyasi istikrarsızlık devam etti. 2012’de kuzeydeki isyan, Fransa’nın 2013 Serval Operasyonu ile Mali’ye müdahalesini getirdi ve Gao üssü kilit rol oynadı. Ancak 2020 ve 2021 darbeleri sonrası askeri cunta, Fransa’yı tasfiye etmeye başladı. 2022’de Fransa, Gao üssünü kapatıp askerlerini çekti. Mali, Rusya ile güvenlik anlaşmaları yaparak Wagner grubu ve Rus danışmanlarla yakınlaştı. Ancak Fransa, ikinci büyük ticari tedarikçi olarak ekonomik nüfuzunu koruyor. 

 

Gine

 

Gine, 1958’de Ahmed Sékou Touré liderliğinde, Charles de Gaulle’ün sömürgelere kendi geleceklerini belirleme hakkı tanımasıyla Fransa’dan bağımsızlığını kazanan ilk Afrika ülkesi oldu. “Rassemblement Démocratique Africain” partisinin önderliğinde bağımsızlık için “hayır” oyu kullanan Gine, Fransa’nın altyapıyı tahrip ederek çekilmesiyle ağır bir bedel ödedi. Touré’nin sosyalist yönetimi, 1984’teki ölümüne dek sürdü. Ardından Lansana Conté darbeyle iktidara geldi. 2008 ve 2021 darbeleri siyasi istikrarsızlığı derinleştirdi. 1984 sonrası Fransa ile ilişkiler düzelse de, 2021 darbesinden sonra cunta, Fransa’ya mesafe koydu ve Fransız askerleri çekilmek zorunda kaldı. Ancak ekonomik bağlar devam ediyor. 

 

Burkina Faso

 

Burkina Faso, 1960’ta Yukarı Volta olarak Fransa’dan bağımsızlığını kazandı. 1983’te Thomas Sankara, sosyalist reformlarla ekonomik bağımsızlık, kadın hakları, sağlık ve eğitimde ilerleme sağladı. Ancak 1987’de Blaise Compaoré’nin Fransa destekli darbesiyle öldürüldü. Compaoré’nin 27 yıllık yönetimi, Françafrique’yi restore etti. 2014’te halk isyanıyla devrildi. 2022’deki darbede ise İbrahim Traoré, anti-Fransız söylemle Fransız birliklerini kovdu ve 19 Şubat 2023’te çekilmeleri tamamlandı. Traoré, Sankara’nın mirasından ilham alarak Rusya ile askeri ve ekonomik işbirliğini güçlendirdi. Rusya, güvenlik ve altın madenciliği anlaşmalarıyla etkisini artırırken, Fransa’nın askeri varlığı azalsa da ekonomik bağlar sürüyor. 

 

Nijer

 

Nijer, 1960’ta Hamani Diori liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazandı. Ancak zengin uranyum madenleri nedeniyle Fransa’ya ekonomik ve askeri bağımlılığı devam etti. Diori, 1974’te darbeyle devrildi. Aardından siyasi istikrarsızlık ve darbeler (1996, 1999, 2010) ülkeyi şekillendirdi. 2021’de seçilen Mohamed Bazoum, 2023’te askeri darbeyle devrildi. Yeni cunta, Ağustos 2023’te Fransa ile askeri işbirliğini sonlandırdı. Niamey Büyükelçisi Sylvain Itte’yi “istenmeyen kişi” ilan etti ve Fransız birliklerinin (yaklaşık 1.500 asker) çekilmesini talep etti. Fransa, Sahel’deki Barkhane Operasyonu’nda Nijer’i kilit üs olarak kullanıyordu. Bu çekilme, Fransa’nın bölgesel nüfuzunda kayıp oldu. Nijer, Moskova ile güvenlik ve enerji anlaşmalarıyla yakınlaşırken Wagner grubu ve Rus askeri danışmanları etkili oldu. 

 

Çad

 

Çad, 1960’ta François Tombalbaye liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazandı, ancak siyasi tarihi iç savaşlar, isyanlar ve darbelerle şekillendi. Bağımsızlık sonrası Fransa ile yakın ekonomik ve askeri ilişkiler sürdü; Épervier Operasyonu (1986-2014) ve Barkhane Operasyonu (2014-2022) ile Fransa, Çad’ı Sahel’de terörle mücadelede kilit müttefik yaptı. N’Djamena’daki Kossei kampında yaklaşık 1.000 Fransız askeri konuşlanıyordu. Ancak Çad yönetiminin talebiyle, Ocak 2025’te Fransa, Kossei dahil üç askeri üssünü devrederek Sahel’deki son kalıcı varlığını kaybetti. Bu, Fransa ve Avrupa’nın bölgesel çıkarları için stratejik bir kayıp olarak görülüyor. 

 

Gabon

 

Gabon, 1960’ta Léon M’ba liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazandı. Petrol ve uranyum rezervleri, Gabon’u Françafrique’nin merkezi haline getirdi. M’ba’nın 1967’deki ölümünden sonra Omar Bongo, 42 yıl iktidarda kaldı ve oğlu Ali Bongo 2009’dan 2023’e kadar hüküm sürdü. Bongo hanedanı, TotalEnergies gibi Fransız şirketleriyle yakın bağlar kurarak ekonomik ve siyasi ilişkileri sürdürdü. 2023’te, Ali Bongo’nun tartışmalı seçim zaferinin ardından Brice Oligui Nguema liderliğinde bir darbe gerçekleşti. Bu, 2020’den beri Fransa’nın eski sömürgelerindeki altıncı askeri darbe oldu. Fransa, yüzde 26’lık pazar payıyla Gabon’un lider tedarikçisi konumunda. 81 Fransız şirketi, özellikle petrol sektöründe faaliyet gösteriyor. 100 Fransız askeri ülkede görev yapıyor. 

 

Benin

 

Benin, 1960’ta Hubert Maga liderliğinde Fransa’dan barışçıl bir şekilde bağımsızlığını kazandı. 1972’de Mathieu Kérékou’nun askeri darbesiyle Marksist bir rejim kuruldu ve ülke “Benin Halk Cumhuriyeti” adını aldı. Kérékou’nun sosyalist politikaları, Fransa’dan uzaklaşmayı hızlandırdı. 1990’larda demokrasiye geçişle, Kérékou’nun liderliğinde çok partili sisteme geçildi ve Fransa ile ilişkiler iyileşti. Petrol ve pamuk ticaretinde Fransa’nın hakimiyeti, ekonomik bağımlılığı sürdürdü. 1892’de Dahomey Krallığı’nın ele geçirilmesi sırasında yağmalanan 26 sanat eseri, 2021’de Fransa tarafından Benin’e iade edildi. Benin’deki Fransız asker sayısına dair kesin bilgi bulunmuyor. Ancak Burkina Faso ve Nijer, Benin’de “gizli” Fransız askeri üsleri olduğunu ve komşulara karşı operasyonlar düzenlendiğini iddia ediyor. Nijer, bu nedenle Benin ile sınırını kapalı tutuyor. 

 

Togo

 

Togo, 1960’ta Sylvanus Olympio liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazandı. Ancak 1963’te Olympio’nun suikastı ve Gnassingbé Eyadéma’nın Fransa destekli darbesi, Françafrique’yi geri getirdi. Eyadéma’nın 38 yıllık (1967-2005) yönetimi, Fransa’dan askeri, mali ve diplomatik destek aldı; Togo, BM gibi platformlarda Fransa’nın politikalarını destekledi. Eyadéma’nın 2005’teki ölümünden sonra oğlu Faure Gnassingbé iktidara geldi. Başlangıçta Fransa ile yakın ilişkiler sürse de, Faure çok taraflı bir dış politika izledi. 2022’de Togo, Gabon ile birlikte İngiliz Milletler Topluluğu’na katılarak Fransa’nın etkisinden uzaklaşma sinyali verdi. Fransa, Togo’da askeri varlığını eğitim, danışmanlık ve terörle mücadele desteğiyle sürdürüyor, ancak asker sayısı hakkında net bilgi yok. Fransa, ekonomik olarak pamuk ve fosfat ticaretinde etkili. 

 

Kongo Cumhuriyeti

 

1960’ta Fulbert Youlou ile bağımsızlaşan Kongo, 1963 sonrası sosyalist dönemde Fransa’dan uzaklaştı. Sovyetler Birliği, Küba, Doğu Almanya gibi ülkelere yakınlaşan Kongo, “Kongo Halk Cumhuriyeti” adını alarak Afrika’nın ilk resmî Marksist-Leninist devleti oldu. Bu süreçte askerî ve siyasî olarak Doğu Bloku’na yakın ama ekonomik açıdan Fransa ile bağlarını koparmayan bir politika izlendi. Fransa ile Kongo arasındaki ekonomik ilişkiler ise özellikle petrol sektörü üzerinden sürdü. Halen Fransa, Çin’den sonra Kongo’nun ikinci en büyük tedarikçisi konumunda bulunuyor. Fransa’nın Brazzaville’de askerî işbirliği ofisi (coopération militaire) bulunuyor. Burada Fransız subaylar, Kongo ordusuna eğitim ve danışmanlık veriyor. Askerî danışmanlar, eğitim programları ve ortak tatbikatlar üzerinden varlık sürüyor. 

 

Orta Afrika Cumhuriyeti

 

Orta Afrika Cumhuriyeti (OAC), 1960’ta Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra Françafrique sisteminin bir parçası olarak Fransa’yla yakın ilişkiler kurdu. 1966’da Jean-Bédel Bokassa, Fransa’nın desteğiyle David Dacko’yu devirdi. Ancak 1979’da Fransa, “Barracuda Operasyonu” ile Bokassa’yı devirip Dacko’yu geri getirdi. Soğuk Savaş boyunca Bangui’de Fransız askerî varlığı sürdü ve çatışmalara müdahale etti. 2013’teki darbesi sonrası Fransa, “Sangaris Operasyonu” ile müdahalede bulundu. Ancak istikrar sağlanamadı ve 2016’da çekildi. Fransa, OAC’de 1960’lardan 2016’ya kadar Camp M’Poko gibi üslerde önemli bir askeri varlık sürdürdü. Soğuk Savaş’ta yüzlerce, Sangaris Operasyonu’nda ise yaklaşık 2.000 askerle etkinlik gösterdi. 2017 sonrasında ise Rusya destekli Wagner Grubu ve Africa Corps, ülkede etkinliğini artırdı. 

 

Moritanya

 

Moritanya, 1960’ta Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra eski sömürge gücüyle yakın ekonomik ve askeri ilişkiler sürdürdü. Ancak siyasi hayatı, ordunun belirleyici rol oynadığı darbelerle kesintiye uğradı. İlk darbe 1978’de, Batı Sahra Savaşı’nın yıprattığı Moktar Ould Daddah’ı devirdi. 1984’te Maaouya Ould Sid’Ahmed Taya, 2005’te Ely Ould Mohamed Vall, 2008’de ise Mohamed Ould Abdel Aziz darbelerle iktidara geldi. Fransa, darbeler karşısında pragmatik davranarak yeni yönetimlerle çalıştı, ekonomik ve askeri nüfuzunu korudu. Günümüzde Moritanya, Sahel’de terörle mücadelede Fransa’nın önemli bir ortağıdır; ancak Fransa’nın bölgedeki kalıcı askeri üssü yoktur. Eğitim, istihbarat ve donanma desteğiyle işbirliği devam ediyor. Fransa, 2022-2025’te Sahel’den çekilirken Moritanya istikrarlı bir müttefik kaldı. 

 

Madagaskar

 

Madagaskar, 1960’ta Fransa’dan bağımsızlığını kazandıktan sonra eski sömürge gücüyle ekonomik, kültürel ve askeri bağlarını sürdürdü. Ancak siyasi tarihi, darbeler ve istikrarsızlıklarla şekillendi. 1972’de Philibert Tsiranana hükümeti protestolarla devrildi; 1975’te Didier Ratsiraka darbe sonrası iktidara geldi ve sosyalist politikalar uyguladı. 1991-1993’te geçiş dönemi, 2002’de Marc Ravalomanana’nın tartışmalı seçimi, 2009’da ise Andry Rajoelina’nın darbeyle iktidarı alması siyasi çalkantıları sürdürdü. Ordu, bu süreçlerde önemli rol oynadı. Fransa, darbeler karşısında pragmatik davranarak yeni yönetimlerle çalıştı, ekonomik nüfuzunu (özellikle madencilik ve ticaret) korudu. Günümüzde Madagaskar, bölgesel güvenlikte Fransa’nın ortağı; ancak Fransa’nın ülkede kalıcı askeri üssü bulunmuyor. Eğitim, kalkınma yardımı ve donanma işbirliğiyle destek sürüyor. 2022-2025’te Fransa, Afrika’daki askeri varlığını azaltırken Madagaskar’la ilişkiler istikrarlı kaldı. 

 

Kamerun

 

Kamerun, 1960’ta Ahmadou Ahidjo liderliğinde Fransa’dan bağımsızlığını kazanırken barışçıl bir geçiş yaşadı. Ancak Union des Populations du Cameroun (UPC) hareketine karşı 1956-1971’de Fransa destekli baskılar, on binlerce insanın ölümüne ve yerinden edilmesine neden oldu. 1982’den beri Paul Biya’nın yönetimi, Françafrique bağlarını güçlendirdi. Petrol ve kakao ihracatı Fransa’ya bağımlılığı sürdürdü. Emmanuel Macron’un Temmuz 2025’te Biya’ya yazdığı mektup, Fransa’nın sömürge dönemi ve bağımsızlık sonrası “baskıcı şiddetini” kabul ediyor. Bununla birlikte mektup yalnızca sembolik bir jest olarak görülüyor. Fransa’nın Kamerun’da kalıcı askeri üssü bulunmuyor. Bununla birlikte, terörle mücadele ve eğitim kapsamında sınırlı sayıda askeri danışman görev yapıyor. Fransa ile Kamerun arasındaki ekonomik bağlar güçlü. Fransa, özellikle petrol ve altyapı sektörlerinde etkili. 

 

Kuzey Afrika Ülkeleri

 

Cezayir

 

Cezayir, 1954-1962’deki kanlı bağımsızlık savaşıyla Fransa’dan ayrılarak 1962’de bağımsızlığını kazandı. Ahmed Ben Bella’nın sosyalist yönetimi, ulusal kalkınma ve anti-emperyalist politikalar izledi. Bununla birlikte Fransa ile gaz ticareti bağları korundu. İlişkiler, sömürge dönemi suçları nedeniyle gerginliğini sürdürdü. Macron’un “hafıza” çalışmaları, tazminatsız sembolik jestler nedeniyle eleştirildi. 2021’de 8 milyar avroluk ticaret hacmiyle Cezayir, Fransa’nın Afrika’daki ikinci büyük ticaret ortağı oldu. Fransa’nın ihracatı gerilerken, Cezayir’den ithalat arttı. 2020’de Fransa, Çin’den sonra Cezayir’in ikinci büyük tedarikçisi ve İtalya’dan sonra ikinci büyük müşterisiydi. Nisan 2025’te Cezayir’in, 12 Fransız konsolosluk çalışanının 48 saat içinde ülkeyi terk etmesini talep etmesi ilişkileri gerdi. Fransa’nın Cezayir’de bilinen bir askeri üssü veya kalıcı askeri varlığı bulunmuyor. Ancak bölgesel güvenlik işbirlikleri kapsamında sınırlı danışmanlık faaliyetleri yürütüldüğü belirtiliyor. 

 

Tunus

 

Tunus, 1956’da Habib Bourguiba liderliğinde Fransa’dan barışçıl bir şekilde bağımsızlığını kazandı. Bourguiba, modernleşme ve seküler politikalarla kültürel bağları korurken, Fransa ile ekonomik ilişkileri sürdürdü. 2011 Arap Baharı, Fransa’nın siyasi etkisini azalttı. Ancak ekonomik bağlar güçlü kaldı. 2018’de Fransa, Tunus’un önde gelen ticaret ortağıydı. Fransız şirketleri, sanayi ve hizmet sektörlerinde 140.000 kişiyi istihdam ediyor. Fransa’nın Tunus’ta resmi askeri üssü bulunmamakla birlikte, terörle mücadele ve eğitim kapsamında sınırlı sayıda askeri danışman görev yapıyor. Tunus, ekonomik yardımlarla Fransa’ya bağımlı kalsa da, 2011 sonrası demokratikleşme, çok taraflı dış politika arayışını güçlendirdi. 

 

Fas

 

Fas, 1956’da II. Muhammed liderliğinde Fransa’dan barışçıl bir şekilde bağımsızlığını kazandı. Monarşi altında Fransa ile yakın bağlar korunurken fosfat, turizm ve tekstil sektörlerinde ekonomik ilişkiler güçlendi. Fransa, Fas’ın önde gelen ekonomik ortağı konumunda. 900’den fazla Fransız şirketi, özellikle sanayi sektöründe faaliyet gösteriyor. 2017 verilerine göre, Paris Borsası’nda işlem gören CAC 40’taki 40 şirketten 33’ünün Fas’ta faaliyet göstermesi, Fransa’nın ekonomik etkisinin Afrika’daki uzantısını gösteriyor. Eğitimde, 39.000 öğrencinin yüzde 66’sı Faslı olan 39 Fransız eğitim kurumu bulunuyor. Buna karşılık Fransa’daki 38.000 Faslı öğrenci, ülkedeki en büyük uluslararası öğrenci grubunu oluşturuyor. Fransa’nın Fas’ta resmi askeri üssü bulunmamakla birlikte, eğitim ve terörle mücadele kapsamında sınırlı sayıda askeri danışman görev yapıyor. 

 

Değerlendirme ve Sonuç

 

Macron’un Kamerun açıklaması, Fransa’nın Afrika’daki geçmişini kabul etme çabasını yansıtıyor, ancak bu, derin bir özrün veya tazminatın yerini tutmuyor. Fransa, sömürgecilikten bu yana Afrika’yı ekonomik ve siyasi bir arka bahçe olarak gördü. Françafrique, CFA frangı ve askeri üslerle bu miras devam ediyor. Fransız şirketleri (TotalEnergies, Bolloré, Areva), kaynakları kontrol ederken, kalkınma yardımları yoksulluğu çözmüyor. Sahel’deki darbeler ve anti-Fransız duygular, bu sömürüye tepkinin göstergesi. Macron’un reform vaatleri, Çin ve Rusya’nın artan etkisi karşısında zayıf kalıyor. Gerçek bir değişim, ekonomik bağımlılığı kıracak ve eşit ortaklık kuracak adımlar gerektiriyor. Aksi takdirde, Fransa’nın Afrika politikası, sembolik jestlerle sınırlı bir neokolonyalizm olarak kalacak. Dahası önümüzdeki süreçte Fransa’nın Afrika’nın geri kalan ülkelerinden de tasfiyesi söz konusu olabilecek.

İLGİLİ YAZILAR

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.