Çok Uzak Çok Yakın’da kendi okuma deneyimim bağlamında değinmeye çalıştığım yazarlar ve metinler, her şeyden önce Fatih Uslu’nun yıllardır emek verdiği Ermeni edebiyatını Türkçe okuyup yazan biz okurlarına anlatma, gösterme ve bu dünyaya bizi davet etme derdini taşıyor. Çok Uzak Çok Yakın, alt başlığındaki gibi “Osmanlı’dan Türkiye’ye Modern Ermenice Edebiyat”ı tanımak için kılavuz niteliğinde bir […]

Dil, kulaktan beslenir, hepimiz duya duya öğrendik dilimizi. Kötü kullanım çok kullanılınca yadırganmaz oluyor. Ekonominin çok bilinen kuralı dilde de işliyor: Kötü Türkçe, iyi Türkçeyi kovuyor. Kulak alışıyor, zihin alışıyor; çarpık sözler bile doğal bir kullanım gibi geliyor insana… Türkçe ne yazık ki 25-30 yıl öncesine göre bugün daha ciddi sorunlarla karşı karşıya.

Bundan 30 sene “öncesinde” halkın sahip olduğu dil yetisi oldukça dikkat çekicidir. Bugünün röportajlarında karşılaşılan Türkçe ise yıllar öncesinin Türkçesinden çok daha dar bir kelime dağarcığı ve çok daha savruk bir anlatımı teşkil etmektedir. Kanaat önderlerinin çoğunluğunun kullandığı dil de sokak röportajlarında kullanılan dilden çok az farklılık göstermektedir.

Makineler üzerinden yapay bir dil tasarlayabilirsiniz, ama kadim bir kültürün içine doğmuş ve orada serpilmiş olan bir dilin zenginliğinin yaygınlaşması ve algoritmaların kapitalist ve tahakkümcü kodlamalarının ötesine geçmesi, makine-insan işbirliğinin en hoş ve demokratik örneklerinden biri olarak insanlık tarihine yazılacaktır. “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.”  Ludwig Wittgenstein Son dönemin popüler tartışmalarının başında “yapay zekâ” geliyor. Bir […]

Sitemizde mevzuata uygun biçimde çerez kullanılmaktadır. Bilgi için tıklayınız.