Gazze’deki siyasi çıkmaz ve insani felaket meseleyi yeniden gündemin ön sıralarına taşıdığına göre, iki devletli çözüme yönelik bazı kararlı adımlar atılmadan bir çözüm bulunamayacağı açık.
Gazze’deki siyasi çıkmaz ve insani felaket meseleyi yeniden gündemin ön sıralarına taşıdığına göre, iki devletli çözüme yönelik bazı kararlı adımlar atılmadan bir çözüm bulunamayacağı açık.
İsrail’in işlediği suçlara ortak olan başkanlar, cumhurbaşkanları ve başbakanlar unutacağımızı düşünse de unutmayacağız.
Batı kamuoyunun 7 Ekim saldırılarını milat kabul ederek gelişmeleri algılaması kuşkusuz bilinçli bir propagandanın ürünü. Ancak 7 Ekim’in başlangıç olmasa da Filistin sorununun dönüm noktalarından biri olduğunu belirtmemiz gerekir. Peki tüm dünyayı “terörizme uğramış İsrail’i destekleyenler” ile “direniş gösteren Filistin’i destekleyenler” şeklinde kutuplaştıran 7 Ekim saldırılarında gerçekten neler yaşandı?
Hamas, Aksa Tufanı operasyonu ile uluslararası kamuoyu tarafından yeniden mercek altına alındı. 1987 yılında açıkladığı tüzüğünden başlayarak Hamas’ın İsrail’e bakışı, planları, Oslo Anlaşması’nın ardından yaşanan süreçte FKÖ ile giriştiği mücadele ve bölgesel/küresel devletlerin güdümünde bir vekil aktör olup olmadığı, geriye dönüp cevap aranan konulardan birkaçı.
Gazze’de yaşanan mezalimin, tüm dünyaya canlı yayında izlettirilen soykırımın arkasında İsrail’in Batı devletleri ile kurduğu sıkı ilişkiler yatıyor. Ancak İsrail’in bu denli pervasız olabilmesinin bir nedeni de Müslüman ülkelerle de açıktan ya da perde arkasından kurduğu siyasi ve ekonomik ilişkiler. ‘İslam Dünyası’ Ne Demek? 1948’de İsrail’in resmen kurulması ile başladığı kabul edilen Filistin meselesi […]
Milliyetçi Siyonizm; kimseyi anlamak ve kimseyle uzlaşmak gibi bir dert taşımıyor, doğruluğundan zerre şüphe duymuyor ve düşman gördüğüne her kötülüğü yapma hakkını kendinde buluyor. İşte dünya tam bir aydır, bu milliyetçi Siyonizm’in ne kadar büyük bir felakete yol açtığını tecrübe ediyor. Sir Isaiah Berlin, 1909’da Riga’da (Letonya) Yahudi bir ailenin çocuğu olarak doğar, 1997’de Oxford’da […]
Rusya-Ukrayna Savaşı ile beraber göz çeperlerimizde gölgesini hissetmeye başladığımız, son olaylarla beraber artık iyice afişe olan bir Batılı aydın grubu var ki zulme karşı koymak şöyle dursun, Batı’nın çıkarları adına tüm insani ve demokratik değerlerin çiğnenmesine göz yumuyor, İsrail’in saldırılarını göğsünde yumuşatıp meşrulaştırmaya çalışıyor. Hamas’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği 7 Ekim saldırılarından yaklaşık bir hafta önce […]
Arap dünyası Filistin-İsrail krizi özelinde ilk modern şoku, Mısır’ın İsrail ile 1978’de imzaladığı Camp David anlaşmasıyla başlattığı “normalleşme” bağlamında yaşamıştı. Hamas, bu huzursuzluk döneminde taban buldu. İkinci kırılma ise Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çatısı altında en kapsamlı grup olan ve Filistin direnişinin sembolü haline gelen el-Fetih lideri Yaser Arafat’ın 1993’te Oslo Anlaşması’nı imzalamasıyla meydana geldi. […]
İsrail tarafına göre İsrail, Batılı bir modern demokrasisi olan, BM tarafından tanınan, 1948’de düşmanlarına karşı verdiği bağımsızlık savaşını kazanarak üzerinde yaşadığı toprakları kendine vatan kılmış meşru bir ulus devlet. Filistin tarafına geçtiğimizde ise durum tümüyle tersyüz biçimde okunuyor. Tabloyu tümüyle işgal ekseninde okuyan Filistinliler, 1948’den bu yana topraklarının aşamalı olarak gasp edildiğini vurguluyorlar. Enformatik cehalet […]
Filistin-İsrail çatışması şu anda üç temel savaş alanında cereyan ediyor: Sahadaki askeri güçler, medyada dolanan anlatı ve her iki tarafın da kamusal alanda kendilerini savunma imkânlarını koruma çabaları. Medya üç alanda da önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle de her zaman olduğundan daha yakından izlenmeli. ABD Başkanı Joe Biden, geçtiğimiz hafta sonu İsrail’in güneyini işgal […]